131 entry daha
  • 97 yapimi, japonya tarihini destanlara yarasir sahane renklerle, golgelerle resmeden miyazaki canlandirmasi.
    gelmis gecmis en gozde cizgi filmlerden biridir.

    oyku, dogan gunun ulkesinde* ashikaga cagi (yahut muromachi cagi) diye bilinen, ortacagin sonlarina odaklaniyor. samuraylarin tarih sahnesinden cekildigi, teknik gelismelerin kilici kalkani alt etmeye basladigi, ic savaslarin ortaligi yiktigi, insanlarin hayatta kalmak icin diyardan diyara suruklendigi bir donem.
    kahramanin yolculugu (bkz: monomyth) ise donemin one cikan catisma guzergahlarinda ilerliyor:
    > dogu (ruhsallik, ilkel öz, tasavvuf) ile bati (maddecilik, akil, ilerleme),
    > eski ile yeni,
    > doga ile sanayi,
    > insan ile hayvan,
    > kadin ile erkek.

    daha once de cokca belirtildigi uzere, karakterlerin hic biri icin tam kotu diyemiyoruz.
    > lady eboshi, madenleri, fabrikalari icin ormani, dogayi yakip yikan bir derebeyi. ancak, topraklarinda ezilmis, asagilanmis fahiselere, cuzzamlilara kucak aciyor. insanlarinin esenligi icin, olanca hirsiyla dovusuyor.
    > jigo, efendisinin emirlerini takip ediyor. ashitaka'ya yoldaslik ediyor. iyi dovusuyor. pusu kurup ihanet ediyor.
    > moro, okkoto, ormani, hayvanlari katleden insanlari oldurmek istiyorlar. zamani gelince bagisliyorlar. zamani gelince canlarini feda ediyorlar.
    > samuraylar pek hayirla resmedilmemis (doneme uygun olarak). ancak, celiskili, zayif gorunuyorlar. emirleri uyguluyorlar. onurlarini korumaya, var olmaya cabaliyorlar.
    > iblisler, kotuluge en yakin yerdeler. ancak bunlar nefretle kararmis, gozleri gormez, kulaklari duymaz haldedir.

    ashitaka'nin, kimilerine gore mesih'i andiran yuruyusuyle ote diyarlara mucizeler goturmesini kenara birakirsak, direncle israrla bir cag yangini ortasinda kavgadan uzak durabilmesi, bi-taraf durusunu korumasi oldukca ilgi cekici, belki de essiz.

    hipergerçeklik tezlerini animsarsak (bkz: #83550629); baudrillard’a gore, temel olarak “hakikat” ortacag’da, gerceklik ise xx. yuzyila dogru yavas yavas yitip gitmis idi.
    oyku, tam da hakikatin ortadan kalktigi o, doğacak yeni sabahların ezanı gibi caglarda, buyuk insanligin oradan oraya savrulup yoksulluk, aclik, sefalet, savas, kavga, kiyim, tecavuz, ac gozluluk, kac goc, dayanisma, yardimlasma, esitsizlik, hirs, yenilgi, yitis, olum, donus, umut icinde dusup tukenip geri yukseldigi calkantilari anlatiyor.

    donemin japonya'sini resmeden klasiklesmis bir filmi, 53 yapimi ugetsu monogatari'yi de burada anabiliriz. sanki miyazaki de eskizlerinde ugetsu'yle ugrasmis olmali ki, gol dalgalandikca kayigin icinde caresizce birbirine tutunan insanciklar ile, celikhanenin kavgada doguste yikildigi sahne, birebir ugetsu'daki siyah beyaz golde kayikla kacisan insanciklar
    comlekhane yikimi sahneleri benzesiyor.

    bu karanlik caglarin, bicare insanciklarin olumle, yikimla, vahsetle, kac gocle gecmis oykulerini, sancili degisimleri, donusumleri, agir dramalarla yahut cafcafli tarafli kahramanlik destanlariyla cok izledik.
    fikirlerini asilamak icin karakterlere kotucul kahkahalar, zalimlikler boyayanlara kafi derece katlandik.

    miyazaki'nin ustaligi ise, bu agir, ic bunaltici, olumle fenalikla dolu sayfalari rengarenk boyayabilmesi. bunu doga sevgisiyle, fizik otesiyle, mucizelerle, ruhsal varliklarla bezeyerek yapiyor, ki oz kulturunden, şinto'dan, japon tasavvufundan koklenir. (latife tekin'in, kayseri bunyan'daki topraga tutunup, yakin donem anadolu bicarelerini cinlerle, buyulerle icice gecmis, cok akici resmetmesini anabiliriz burada da, amma yerellikten uzak hayalet gemi'yi degil).

    demem o ki, donemin gercekligine yakindan bakinca miyazaki'nin bu rengarenk destani, aslinda su meshur "pencere kenari" oykusu gibi kapkara, sinekli, pislik icindeki koskoca duvari cayir cimenmis gibi, isil isil, gunesli, cicekler icinde kus civiltilariyla aksettiriyor.
    (bkz: hüsn-i talil)

    sevginin en icten resimlerinden birini, yara bere icinde cenesini kipirdatamayan bitap dusmus oglana lokmasini cigneyip veren kiz ile, oglanin gozune dolan yaslarla cizen destanin perdesi, cok sukur ki doganin yeniden yeserip dirildigi, barisin yaralari sagalttigi, kizla oglanin elinin birlestigi bir sonla karariyor.

    kendi kisisel namima notum da, yillar once bir baska miyazaki yapimini seyrederken zikrettigim dilegin, yanimdaki kucuk nefeslerle ete kemige burunmesine sukurum olsun.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap