443 entry daha
  • sami tarcan'ın başında olduğu, hayatımı kurtaran kişilerdir. neden mi? hemen anlatayım:

    geçtiğimiz çarşamba günü sarı sitede bir araç gördüm. fiyatı araç piyasasına göre 10-15 bin tl yüksek ama durumlar malum, her şey her gün zamlanıyor. sahibinin satmakta acelesi yoktur belki dedim. aradım araçla ilgili bilgileri aldım, anlattığı hasarlar dışında başka bir sorun olmadığını aracı kendisi bir yıldır kullandığını ve model yükseltmek için sattığını söyledi. ertesi gün için sözleştik.

    anadolu yakasının güzide (bkz: swh) bir semtindeydi araç. sitedeki konumu ile semt farklı olunca sebebini sordum. ''dükkan burada abi'' cevabını aldım. çıplak gözle araç parıl parıl parlıyor, çalıştırınca kükrüyor. dedim tamam araç bu. farlar göz kırpıyor adeta bana, araba başımı döndürüyor, bulutların üstüne çıkartıyor beni. ''abi başka bir sorunu yok, alırsın binersin sorun çıkarsa da garantisi benim'' cümlesi giriyor arabayla arama. ''tamam, hızlıca bir ekspertiz yaptıralım, oradan notere geçeriz'' diyorum, arabaya biniyoruz.

    araba leş gibi sigara kokuyor ama temizletirim diye düşünüyorum. sahibi ben değilim ya adam içmiş ne yapalım diyorum içimden. yanımda bir sigara daha yakıyor, tekerlekli kül tablasının içindeyiz mübarek. ''abi annem hasta bu aralar ondan ilana yazmayı unuttum ben, koltuğun altında bir kablo gördüm ama baktırmadım ne olduğunu bilmiyorum'' diyor sigara içerken. kafamda sami usta ''evet, kemerlerimiz dirençle kandırılmış'' diyor ve cık cık cık diye bu durumu hiç onaylamadığını aktarmaya başlıyor bana.

    ''ümraniye'ye gidelim, tarcanlar bakar kemerlerine, başlamışken airbagleri de kontrol ederler'' diyorum. iki taraf için de on beş dakikalık mutsuz bir yolculuk sonucunda varıyoruz tarcanlar'a.

    ücreti ödüyorum, ilanda yazdıklarından başka bir şey çıkarsa alırım parayı senden diyorum. abi ekspertiz demedik ama diyor. nereden bileyim araba belki change'li diyorum ve sami ustaya selam çakıyorum kendimce. o ne abi diyor bana. bekle diyorum, anlarız iki saat içinde...

    ekip aracı alıyor ve güzelce incelemeye başlıyor. şüphelendikleri bir şey olunca alıcıyı ve sahibini yakına çağırıp soruyorlar ''bu değişmiş, biliyor muydun bunu'' diye.

    yaklaşık bir saatlik ekspertiz sonucunda rapor çıkıyor. sorduğumuz her şeyi büyük bir sabır ve profesyonellikle cevaplıyorlar. araba yürüyen tabut çıkıyor: airbagler tamirli, kemerler dirençli, turbo bozuk, jantlar kaynaklı, motor hız yapınca arıza ışığı yakıyor ve şanzıman vites geçişlerinde tekliyor.

    soruyorum bunları niye söylemedin diye, sormadın ki abi diyor. başlatma abine ver parayı uza şuradan diyorum. para yok üstümde diyor. aybenimi (bkz: gibi) (bkz: ilkkan) vereyim gönder hemen diyorum.

    size ve kendime soruyorum: vakti zamanında sözlükte görüp youtube'da videolarını izlememiş olsam olası bir kazada ya da düz yolda jantın ikiye yarılması durumunda yaşar mıydım? ya da birinin ölmesine sebep olup ben yaşasaydım nasıl yaşardım?

    edit: mesaj atan ve iyi dileklerini ileten herkese teşekkürlerimi sunuyorum. elimden geldiğince mesajları cevaplamaya çalışıyorum.
    ekspertizde usulen ücret peşin istendiği için alıcı parayı öder; söylenmeyen bir hasar çıkarsa satıcı alıcının masraflarını giderir ya da aracın fiyatında indirim yapar. ben aracı hiçbir şekilde almayacağımı söylediğim için zor da olsa ücreti satıcıdan aldım.

    debe editi: "vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır." mustafa kemal atatürk.
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap