106 entry daha
  • hayatında dağ görmemiş (uludağı kastetmiyorum), yol iz olmayan, tipi, sis ve iki metre karın olduğu bir ortamda 10 adım yürümemiş kişilerce; öyle teknoloji var, bu çağda bu devirde, elin nasa'sı amerikadan bakmış bulmuş geyikleri ile düşen bir helikopterin nasıl olupta iki gündür bulunamadığını akıllarınca rezalet diyenlerin çamur atma girişimlerine bahane olmuş kazadır.

    bakın canım kardeşlerim öncelikle teknoloji merakınızı giderelim:

    * telefondan 20 dakikada nasıl yeri bulunamaz, şöyle bulunamaz; bir cep telefonu sinyalinden kesin koordinat belirlenebilmesi için o telefondan gelen sinyalin en az üç adet alıcı tarafından alınabilmiş olması gerekir. bunun adına triangulation denir. tek alıcıdan sinyal alınırsa sadece yön ve yaklaşık mesafe bulunabilir. iki alıcıdan gelirse bu olayda gördüğümüz gibi sınırları bellli bir alan bulunur ki haberleri dikkatli izleyenler hatırlayacaktır telekominikasyon kurumu bölgede 2 iki gsm anteni* olduğunu bildirmişti. bu sebepten o çok bildiğiniz teknoloji -en azından telefon olarak- ancak bu kadarını yapabilmiştir. burada yapılmış olması faydalı olabilecek ama muhtemelen kimsenin aklına gelmeyen şey bir gsm operatörünün mobil istasyonlarından birini bölgeye yollayıp triangulation sağlamak olabilirdi.

    * elt sinyali neden kullanılmadı. elt cihazı helikopterde var ancak sinyal alınamıyor. bu da helikopterin muhtemelen çok kötü bir yerde düştüğünü delalet.

    * diğer faktörler; gece görüş/termal görüş cihazları, helikopterler vs. bu tür cihazlar tamamen hava şartlarının ve coğrafyanın uygun olması durumunda işe yararlar bu kazada maalesef bunu engelleyen şartların tümü vardır. sis, tipi dağlık arazi gibi.

    şimdi gelelim karadan yürütülen çalışmalara:

    deniyor ki 2000 kişi bir helikopteri nasıl bulamaz. öncelikle bulamaz diye birşey yok elbet bulur problem o şartlarda hazırlıksız ve yaralı olan insanların dayanma süresi içinde onlara ulaşmakta ki, bu da kimsenin kabul etmek işine gelmese de -büyük bir tesadüf olmadıkça- imkansıza yakındı. nitekim kritik süre içinde zaten ulaşılamadı. hava müsade etseydi ve arama kurtarma timleri helikopterlerle dağıtılabilseydi muhtemelen bulunabilirdi ama kısmet değilmiş.

    gelelim hayatında o şartlarda bulunmamış şehir bebelerine 2000 kişinin neden eliyle koymuş gibi enkaza ulaşamadıklarını anlatmaya. öncelikle kesin bilinen şartlardan başlayalım; hava sisli görüş mesafesi yer yer 10 metreye kadar düşüyor ayrıca zaman zaman kar yağışı var bu da görüşme safesini olumsuz etkilemekte. hava sıcaklığı -8, -15 c° arası. irtifa 1700m civarı, arazi dağlık ve sarp ayrıca yerde iki metreye ulaşan kar var. bunlar çalışmaları nasıl etkiler sonra açıklayacağım.

    bir de kesin olmayan ama benim uydu resimlerinden (tvde verilen) gördüğüm kadarı ile belirlenen 30km² lik alanda 3-4 zirve bir o kadar da vadi var. yani parkur çok zorlu ve taraması güç.

    şimdi şehirli bebelerimiz için bunların ne anlama geldiğini anlatalım. okumaktan bayacaklar için sonucu başta yazayım; bu şartların gösterdiği sadece en iyi ekipman ve eğitime sahip uzman dağ arama kurtarma ekiplerinin enkaza ulaşma şansı olduğudur. yani orada ikibin kişi var ama bu işi kotarabilecek adam sayısı en fazla yüzdür. o yüz kişi de bu görüş mesafesinde, bu hava ve arazi şartlarında kritik zaman diliminde -çok büyük şans olmazsa- zaten enkaza ulaşamaz (ulaşamadı). diğerlerinin değil enkaza ulaşmak gerekli ekipman ve eğitimleri yoksa o şartlarda gece sağ kalmaları bile mümkün değildir.

    diyeceksiniz ki millet evereste çıkıyor iniyor, çok daha zor yerlere gidiyor geliyor dağcılar, neden bizimkiler bu kadar hızlı/becerikli değil. peki bu sonuca nereden vardık anlatalım. bir kere sportif tırmanışla arama kurtarma çok farklı şeyler. birinde önceden planlanmış bir rota ve seçilebilecek en uygun şartlarda başlanan bir aktivite var. diğerinde tamamen şartların esirisiniz, rota seçme şansı yok, olmadığı gibi görüş mesafesi çok düşük ve arazi taraması yapmak mecburiyetindesiniz. sanılanın aksine dağcılar her gördüğünüz dağa tepeye tırmanamaz/tırmanmaz, tırmanabilse bile arkasında ne olduğunu bildiği için hesaplayıp tırmanır. 10m görüş mesafesinde bir vadiye giren ekip bütün gün dolaşıp değil enkazı, vadiden çıkış yolunu bile bulamayabilir. bu sadece sis ve arazi yapısının getirdiği güçlük. bir de yanlarında taşımak zorunda oldukları ekipmanın ağırlığı (kamp ekipmanı taşımak zorundalar yoksa kendi hayatları tehlikeye girer) ve dahi yerdeki 2m kar. sırtında en az 15-20 kg ekipmanla, o karda, dağlık parkurda, önünü görmeden feriştahı gelse günde 5km² den fazla alan tarayamaz.

    kıssadan hisse arama kurtarma çalışmalarında bir zaaf yok. zaaf varsa varsa bürokratlarda ve siyasetçilerde var. ama sahadakiler işlerini bence olabilecek en iyi şekilde yapıyorlar.

    yazarın notu: iş bu entry siyasetçi, bürokrat ve yalaka tayfası aklamak için değil orada kendi hayatları pahasına canla başla çalışan ekipleri anlatmak için yazılmıştır.
190 entry daha
hesabın var mı? giriş yap