40 entry daha
  • şu burkayla ilgili kelamıyla bir hareketlenme yarattı başlığında. gayet normal, zira fazlasıyla provokatif bir laf etmiş, "burkanın karanlığını seviyorum" falan demiş.

    ehess'te alain touraine tayfasından kadrolu sosyolog olarak nilüfer göle'nin eleştirel "farklı modernlikler" çıkışlarını tartışma ortamına katkı sağladığı için faydalı bulsam da, pek bir "batılı" olduğu da aşikar. bir defa kullandığı konuşma dili bu kadar "modern" olan birisinin, burka tartışmasında modernliğin eleştirisini hakkıyla yapmasını nasıl bekleyebilirsiniz? dili modern olmanın da ötesinde, bir özelliği daha taşıyor: oryantalist, üstelik bu kadın "türk orijinli"!

    burkayı, - kimi haklı sebeplerle - mahkum ettiği aydınlanmacı/pozitivist/modernist/batıcı/her ne skimse gündelik yaşam tezahürlerinin tam karşısında konumlandırırken nasıl da heyecanlanıyor, çünkü onu büyüleyen şey bir batılı olarak onun gibi olanları yerlerinden zıplatan şey. göle tam da kendi gibi olanlarla, modernlerle, hatta daha açık konuşayım, fransız entelijansiyasıyla tartışıyor türkiye'deki gazeteye demeç verirken. diyor ki, al bak böyle bir şey de var ve burka sana girsin!

    göle'nin söylediklerinin aslında bir işe yaramıyor oluşu da burada yatıyor esasen. burka, onu afganistan'dan taa fransa'ya, avrupa'ya getiren, göle'nin o pek şahane hesaplaştığı "modernliğin" bizatihi kendisini kuran kolonyalizm/emperyalizm çağından kopartılarak düşünülemez. burka, iki dünya arasındaki eşitsizliğin doğrudan gösterenidir. ancak bu eşitsizlik, kadının özgürlüğü versus kadının bastırılması üzerinden ortaya çıkmaz. bu eşitsizlik, emek piyasası yaratmak için batı avrupa kapitalizmine ucuz işgücü diye başvurulmuş üçüncü dünyalı göçmenin ve onun ailesinin üzerinden ortaya çıkar. modernin aslında gözüne gözüne sokar burka, onun geçmişte ve bugün yediği artı-değeri. [ileri okuma yapmak isteyen samir amin'den başlasın, ernest mandel'e kadar yolu var.]

    nilüfer göle gerçekten parıltılı laflar etmek niyetinde değil de, hakikati söyleme niyetinde olan bir sosyolog olaydı, zaten touraine'ci olmazdı demeyeceğim ama, meseleyi bu yönüyle kurardı. göle bilhassa batılıdan çok batılıdır, zira burka onun için karanlık ve güzel bir şey iken, asla sömürüyü, artı-değeri, kapitalizmi ve tarihini hatırlatmaz. hatırlasa da söylemez. çünkü prim yapmaz.
99 entry daha
hesabın var mı? giriş yap