9 entry daha
  • bir drag queen'in ve baba yadigarı fabrikasını iflasın eşiğinden döndürmeye çalışan charlie'nin başından geçenleri anlatan film.

    filmdeki genel oyunculuk ortalama olsa da chiwetel ejiofor performansıyla ağzı açık bırakıyor. dev gibi bir zenci o topukların üzerinde nasıl dans ediyor, o ses tonunu nasıl koruyor, bir de üstüne nasıl şarkı söylüyor derken kısa yoldan hayran olunuyor zat-ı muhtereme.

    filmin konusu, çok klişe değil, ki bu filmi güzel kılan şeylerden biri. marjinal hayatların londradan biraz uzaklaşınca bile nasıl karşılandığı aslında bize çok yabancı olmayan bir konu. lola'nın uyum süreci, fabrika çalışanlarıyla ilişkileri ve o esnada gelişen olaylar çok akıcı ilerliyor. sonunda suratınızda kocaman aptal bir gülümsemeyle kalıyorsunuz ve en yakın ayakkabı dükkanından 10 santim topuğu olan bir ayakkabıyı almak gibi fikirler içinde bulabiliyorsunuz kendinizi.

    filmin diğer ve en güzel yanı çok güzel bir sountrack'i olması, whatever lola wants, yes sir i can boogie, cha cha heels, going back to my roots, in these shoes, these boots are made for walking aklıma ilk gelenler ki bir kaç tane daha güzel şarkı var.

    bir de podyum sahnesinde lola'nın "i said in these shoes? i don't think so" derkenki surat ifadesine bir dikkat etmek lazım gelir. zira görülmeye değer.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap