68 entry daha
  • yeni nesil kdramalarda açılışı bu diziyle yapmıştım. daha öncesinde kore dizileriyle ilgili bi tecrübem var mıydı hatırlamıyorum varsa bile şu anda aklıma gelmeyecek kadar eskide kalmış demek. romantizmden pek hoşlaşmadığım için sinemasından da uzak duruyordum. bana bu kararı aldıranlar da mazi denecek kadar eskide kalmış filmler. sonuçta son zamanlarda ciddi bir furya haline gelen uzakdoğu dizilerine baya uzak kalmıştım. secret garden vesilesi ile aradaki bunca zamanda ciddi manada yol aldıklarını görmüş oldum.

    herşeyden önce çok keyifli bir dizi. romantizmin kıvamında olması, bollywood'a yakışacak birçok aksiliğin varlığına rağmen konunun sündürülmemesi diziyi bana sevdiren nedenlerden en önemlisi. baş karakterin kendi içinde acısını çekerek sürünmek yerine erkeklik gururu gibi şeylere takılmayıp hiç vazgeçmeden tüm gücüyle atak halinde olmasını çok takdir ettim.

    tabi tek sezon olması da büyük avantaj. böylece başı sonu belli bir hikayeyi sınırlı sayıdaki bölümle işleyip tertemiz bir kurguya imza atmışlar. ne draması gereğinden fazla ağdalı, ne komedisi aşırı, ne durağan, ne de hele bi dur bi soluklan yeğenim dedirtecek kadar fazla aksiyonlu, herşeyiyle tam kıvamında bir dizi.

    --- spoiler ---
    yalnız 5 yıl sonrası kısmı bence olmamış, kafamda olduramadım. zaten çoğunlukla final sorunsalı var bu dizilerde. fakat o üç veletten uyuyanı da uyandırıp isyana teşvik edeni beni krize soktu. tam babasının oğlu.
    --- spoiler ---

    oyunculuklar ise başarıyı artıran en önemli unsur. özellikle değinmek istediğim üç karakter var;
    kim joo won: tanımlamak çok zor. uzakdoğulu beyler genelde pek birşey ifade etmiyorlardı bana. hani bakıp da tamam kaşı gözü düzgün dediklerim vardır. sonuçta peçe falan takarsa yani dudaklarını görmezsek saçını ortadan normal ayırdığında oska bile oldukça hoştu. fakat ne şekle girerse girsin bana seksüüüü dedirtecek biri çıkmamıştı. bu adam bunu kırabildi işte. hem sevimli, hem kibirli, hem sinir, hem tatlı, hem ciddi, hem seksi, hem çocuk, hem olgun... sanırım bu kadar zıtlığı bir arada bulundurabilmesi en çekici yanı. hiç acımadan söylediği sözlerin haklılığının zamanla anlaşılmasına, kendinden kolay kolay ödün vermeyip aynı zamanda akıl almaz derecede fedakarlık yapabilmesine, düğün isteriz yoksa haydarla tanışırsın şeklinde tehdit alıp bu seferlik haklısınız fakat tekrarlanırsa karıma söylerim gibi cevap verebilmesine ama en önemlisi hiçbirşeyi değiştirmeden (ne bilim gil ra im'i güzelleştirmeye ya da zengin etmeye çalışmak gibi) allayıp pullamadan olduğu gibi kabul edip öyle hareket etmesine bayıldım. gerçekten çok kuvvetli bir karaktermiş ve oyuncu da bire bin katarak karakteri uçurmuş resmen. hele de asansör sahnesi zirveydi. ha bir de bu adamdan başkasının saçını öne doğru taraması yasaklansın bence.

    gil ra im: özellikle başkan geriye sardıktan sonraki kendine güvenine hayran oldum. aşk bir kadının özgüvenini fena halde arttırabiliyor ve bu da çok yakışıyor.

    oska: dizinin bombası, kesinlikle tutarlı bir popstar. en eğlenceli karakterdi, çok güldüm çok sevdim bu karakteri.

    dizinin görselliği de çok başarılı hele hele başkan' ın "evlerinin" bulunduğu arazi... o kütüphane...

    bundan ayrı olarak grup olanının song for a stormy night'ı beni bir yerlere götürüp orada bırakıyor.
78 entry daha
hesabın var mı? giriş yap