4 entry daha
  • doktorlar aliniyorlar boyle seylere, haklilar da, sonucta sen oraya bir meslek grubu yaziyorsun adamlari genelleyerek küfür ediyorsun bu ayip. ama her meslegin kötü örnekleri var ne yazik ki doktorlarda da bircok kötü örnek olabiliyor. bu nedenledir ki doktorlar da azicik igneyi kendilerine batirsinlar, bir toplumda niye böyle bir tepki var biraz düsünsünler.

    öncelikle kötü doktor olmak hastayi önemsememek ile basliyor. her enfeksiyon süphesine genis spektrumlu antibiyotigi vereyim gitsin zihniyetinde bir cok doktor var. her gün onlarca hasta görmek belki bir cesit mesleki deformasyon yaratiyor ve basit görülüyor insanlarin problemleri ama inanin herkesin cani kendine tatli, en basit hastaligimiz bile bizim icin önemli. onun icin "birsey olmaz", "önemli bir seyin yok" derken biraz hasta acisindan bakmali doktor olaya. sonucta ben o hastalikla/rahatsizlik ile iylesesiye kadar 24 saat birlikteyim, neyim var anlayacak tibbi bilgim yok ve doktorumun beni bi tarafina sallamadigi duygusuna kapilmisim nasil güveneyim ben sana, nasil iyi düsüneyim hakkinda?

    he bir de zaman zaman annesi degil ama kendisi küfür hak eden doktorlar var kusuruma bakmayin. ben en yakin zamanda cok yakindan takip ettigim bir örnegi anlatayim: genc bir delikanli sürekli karin agrisi sikayeti ile hastaneye gidiyor testler falan bisey bulunamiyor. isimlerin/hastanelerin bazilarini yazmak istemiyorum gg olmasin. ama bu karin agrisi ataklari siklasmaya ve süresi uzamaya basliyor. birkac doktor gezdikten sonra bircok dahiliyecinin "hocam" diye hitap ettigi bir prof. e gidiliyor. testler, muayeneler, teshis konuluyor: kolit. ilaclar aliyor bir sürü ama hic iyilesme yok ataklar artiyor, arada 3-4 gün hayattan kopuyor resmen. tekrar gidiliyor ismi lazim degil prof.a yine tetkikler vs teshis ayni kolit ama bu olaylar olurken bayagi zaman geciyor. bu arada delikanlinin annesi cocuguna endiselenmekten o kadar kirmis ki kafayi artik nesi olabilir diye deli gibi arastiriyor ve bu semptomlari gosteren bir hastalik buluyor ailevi akdeniz atesi, bunu kontrolde prof.dr. bey'e de soruyor, "olabilir mi hocam?" diye adam biraz "hmmm bilemem yani" aslinda diyor pek ihtimal vermez bir tavir ile lafi gecistiriyor. delikanli ilaclara devam ediyor, ilaclar bir boka yaramiyor. aslinda anne delikanliyi baska doktora götürmek istiyor ama malum delikanli adam ya baymis artik o rahatsiz edici muayenelerden gitmiyor... ve bu anlattigim olaylar sirasinda 2-3 sene geciyor. delikanli 2 haftanin bir haftasini bu karin agrisi ataklariyla geciriyor ama halen inat ediyor zaten de baska memlekette okumak icin artik... anne yalvar yakar son bak baska doktor yok diye jan klod kayuka'ya götürüyor, anlatiyorlar ne oldu ne bitti, anne süphelendigi hastaligi da söylüyor, dr. kayuka diyor ki evet olabilir büyük ihtimal hatta, siz su testi yaptiracaksiniz ama atak oldugunda. atak bekleniyor, test yapiliyor delikanli da gercekten ailevi akdeniz atesi var... dr. da sasiriyor biraz "hocam" dedigi prof. dr.un bu testi yaptirmamasina... bir ilac veriliyor sürekli kullanmak icin ne atak kaliyor ne bisey.

    simdi doktorlar kiziyorlar "hastalar da her seyi bildigini saniyor kendine teshis koymaya calisiyor" diyorlar. anlattigim örnekteki prof.dr. sizce azcik ama azicik hastasinin annesini dinleseydi bir de o koca egosunu 2 saniye kenara koysaydi da gencecik bir delikanli adamin hayatinin 2 senesini boktan bir sekilde yasamasina neden olmasa iyi degil miydi? baska bir meslekten bir ürün veya hizmet alip memnun olmayinca geri veriyoruz, hakkimizi ariyoruz, e simdi bu genc adam ne yapsin ne o süredeki hayat kalitesini geri isteyebilir onu gectim o prof.dr'a verdikleri dünya parayi bile isteyemez.

    dedigim gibi biraz da igneyi kendinize...
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap