154 entry daha
  • üstünden 8.5 yıl geçmiş hala kırmızı kart pozisyonlarının tartışıldığı maçtır. bir kısım var ki bu maçın ne anlama geldiğini anlamak istemiyor. olayı sadece kartlara indirgeyip kartların doğru veya yanlış olması üzerine tartışıyor.

    ne yazık ki olay bir maçla sınırlı değildir. üstünden aylar, yıllar, şampiyonluklar geçse de unutulmuyor. aslında bunun nedeni 5 kırmızı kartın çıkıp takımın madara edilmesi, hakemlerin haksızlıklarını, samsunsporlu futbolcuların yaptığı faulleri, tekmeleri görmezden gelmeleri ama hakemlerin işlerini profesyonelce yapması da değildir. asıl herkesin aklını kurcalayan soru, 34 maçta sadece bir kez(o da erteleme maçında ofsayt golü ile) yenilen bir takımın bu kadar zıvanadan çıkmasıdır. ne oldu da bu maç yaşandı ya da yaşattırıldı?

    işin medya ayağına değinelim mesela. dünyanın herhangi bir yerinde 100 yıllık bir klüp, bırakın 100 yıllığı ülke sporuna hizmet etmiş ve etmekte olan, türkiye'nin ilk spor klübü ve tescilli ilk klübü ligin resmi yayıncısı tarafından hor görülebilir mi? bir sezon önce rekor puanla şampiyon olmuş, sadece 1 kere kaybetmiş, uefa da çeyrek final oynamış bir takımdan söz ediyoruz. ve birden ne oluyorsa yayıncı kuruluşun 2 numaralı adamı erman toroğlu "beşiktaş böyle giderse işsiz kalırız" diyor. şimdi erman toroğlunu bilen bilir. her dönemin adamıdır. patavatsız açıklama yapabilir, futbolculara cinsel hayatlarıyla ilgili espri yapabilir ancak burada açık bir şekilde bir yerlere mesaj vardır. bunu beşiktaş'ı yüceltmek için söylemediği de 2009 yılında, yine beşiktaş'ın şampiyon olduğu yıl fenerbahçeye yenilmesi üzerine "bu skor bizim işimize gelir" demesiyle açıkça ortadadır. tabi bu medya manipülasyonu sadece erman toroğlu'yla kalmadı. hemen hemen her maçtan sonra özellikle sert oynayan zago'nun ve ilhan mansızın üzerine gidildi. hakemlerin bilinçaltlarına bu futbolculara dikkat edilmesi gerekildiği işlendi. hatta devre arası hakem seminerlerinde sadece beşiktaş' ın maç görüntülerinden bütün hakemlere sunum yapıldı.

    devre arası bitti...

    bütün sezon boyunca maçlardaki "masum hakem hataları" nın kılıfı olarak bu maç gösterildi. beşiktaşlı oyuncular sert oynamakla itham edilir oldu. cem papila'ya alkış tutuldu. papila'nın hakemlik hayatı boyunca aldığı en yüksek puanlardan biri verildi, genç hakemlere örnek gösterildi ancak o maçla papila'yı göklere çıkaran mhk ne hikmetse korkusundan inönü'deki hiçbir maça cem papila'yı veremedi. cem papila faal hakemliği bırakana kadar(1.5 yıl) sadece 1 beşiktaş maçına verilebildi(diyarbakırspor-beşiktaş) 2005 sezonunda ise fenerbahçe-trabzonspor maçındaki hataları yüzünden trabzonda yürüyüş yapılmasına sebep olmuştur #34591734böyle de mükemmel bir hakemdir.

    neyse gelelim asıl meseleye. neden yayıncı kuruluş beşiktaş üzerine oyun oynadı? çünkü 2004 yılının sonunda yayın ihalesi vardı. erman toroğlu buna dikkat çekmek istedi. 2 sene üst üste şampiyon olacak bir beşiktaş ne galatasaray'ın ne fenerbahçe'nin ne de federasyonun işine geliyordu. beşiktaş'ın ambargo koyduğu bir ligi düşünün, bu ligin 4 sene yayın hakkını alacaksınız ama yayın getirisi daha az olan takım hep şampiyon olacak olur mu öyle şey? oldurmadılar tabi. decoder satılması için galatasaray-fenerbahçe rekabeti lazımdı. zaten ödeneklere bakarsak konu daha net anlaşılır. örneğin galatasaray veya fenerbahçenin şampiyon olduğu 2004-2008 arası yayın gelirleri sene başı ortalama 11 m$ artarken, beşiktaş'ın şampiyon olduğu 2009 senesinden sonra artış 2m$ dır. peki digitürk'ün elini kolunu bağlayan kim? kablo kesip, havuzdan çıkmakla tehdit eden, paraların artmasını isteyen kim? aziz yıldırım.

    aziz yıldırım demişken, şu 2004 teki aziz yıldırıma bir bakalım mesela. çevresinde kimler var, ne yapar ne eder? mesela bu maçtan 1 ay sonra fatih altaylı aynen şöyle diyor; ali sami yen stadı'nın ‘‘şeref’’ tribününde bir grup ‘‘serseri’’ tarafından öldürülmek istendim, o gün bana saldıran mafya mensuplarının stada fenerbahçe kulübü başkanı ile birlikte girdiklerini belgeledik. ‘sporda mafya var’’mış. var elbet. türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinin başkanının çevresinde mafya dolu. korumalığını bir mafya babasının adamlarının yaptığı söyleniyor. bunu benden başka kimse bilmiyor mu? biliyor ama susuyorlar. transfer dönemlerinde oyuncular tehdit ediliyor. bir mafya babasının menajerlik şirketi kurup transfer organize ettiğini herkes bilmiyor mu? röportajın tamamı şurda.
    fatih altaylı resmen aziz yıldırım'a mafya ile ilişkisi var demiş. bir de menajerlik şirketinden bahsedilmiş, 3 temmuzda kim olduğu ortaya çıktı sanırım*. daha burda bitmedi. volkan demirel hani gazeteciye seni evinden aldırırım demişti ya bakın o lafı kimden öğrenmiş?

    başkanın çevresini tanıdık mı biraz? klüp başkanının çevresi mafya üyeleriyle dolu, hatta bu menajer olan şahıs o dönem şükrü saracoğlu stadının reklam panolarının hakkını almakla falan uğraşıyor. şimdi beşiktaş'ın sadece saha içinde değil saha dışında da kiminle maç yaptığını görüyoruz. ve tabiki içerdeki hainleri. inönüye gittim bana küfür ettiler diyen eski 10 numarayı. sen kötü futbolcu olduğun için etmediler o küfürleri be adam neyse sen yorumculuk yapmaya devam et. şimdi ergenekon operasyonunda gizli tanık olan poyraz'ı okuyalım. ne kadar güvenilir olduğu ayrı bir mevzudur ama mafyanın içinde olmadığım için bu arkadaşın sedat peker'e yakınlık derecesini bilmiyorum lakin mahkemede şöyle şeyler söylemiş;

    --- itiraf ---

    "peker beşiktaşlı oyuncuları aradı"
    gizli tanık poyraz, şike yapılarak maç kazanıldığına ilişkin de iddialarda bulundu. gizli tanık poyraz, "sergen, tümer, ibrahim beykoz'a geldi. beykoz'da bunlara maçı kaybedin talimatı veriliyor. ama bu fenerbahçe - beşiktaş maçı değil. fenerbahçe başkasıyla oynuyor, beşiktaş da sanırım samsunspor ile oynuyordu. maçın samsunsporun kazanacağını söyleyerek girdiğim iddia da 2 takım elbise kazandım. aziz yıldırım bu maç öncesi sedat peker'i arıyor. peker de beşiktaşlı futbolcular tümer, sergen ve ibrahim'i arayarak , "`çocuklar bu maçta dikkatli olun ayağınız kırılabilir`" uyarısında bulundu. maç sırasında tümer yedek kulübesinden bağırarak hakemin yüzüne tükürdü. hiç oynamadan kırmızı kart gördü. sezon sonunda da fenerbahçe'ye transfer oldu. `bu şekilde beşiktaş'ın elinden şampiyonluğu aldılar`. sedat peker, aziz yıldırım'dan yine para isteyince, yıldırım peker'in baskısından kalp sektesi geçirdi" diye konuştu.

    haber linki
    --- itiraf ---

    öncelikle bir şeyi düzeltelim. bu gizli tanık arkadaş son bölümü unutmuş ya da uydurmuş. çünkü tümer ne fenerbahçe maçında ne de bahsi geçen samsunspor maçında oyundan atılmadı. büyük ihtimalle yine 2003-2004 sezonu ankarada oynanan ankaragücü maçındaki atılmasından bahsediyor. yani orda bir tutarsızlık var. dikkat edilmesi gereken noktalar ise aziz yıldırımın sedat pekeri arayıp maçı bağlamasını istemesi ve sedat peker'in bu maçla ilgili "çocuklar bu maçta dikkatli olun ayağınız kırılabilir" demesi. şimdi tekrar izleyin bakalım pozisyonları kırmızı kart mı değil mi? bu arada "reis" in kimin kümede kalıp, kimin düşeceğini belirlediği "kelebek operasyonu" tapelerini şuradan okuyabilirsiniz.

    daha bitmedi..

    19 mart 2004 diyarbakırspor-beşiktaş maçıyla ilgili olgun peker'in hakem ayarlaması ;

    18 mart 2004te olgun peker, bir kişiyle konuşmasında, "istediğimiz hakemi tayin ettiremedik. o köyün müftüsü diyarbakırda müftü olacak" (hakem kuddusi müftüoğlunu kastediyor) diye konuşuyor. diyarbakır - beşiktaş maçını müftüoğlu yönetti. diyarbakır maçı 3 - 1 kazanınca bazı gazeteler "kartalı hakem yaktı" diye başlık attı.

    diğer maçlarda ne olmuş diyeler tık.

    sadede gelirsek;
    mafyanın, sermayenin, yayıncıların, çıkarcıların bu kadar bokunu çıkardıkları bir sezonla ilgili yorum yapıp, beşiktaş taraftarını ağlamakla suçlayanlar, üstüne üstlük "beşiktaş şampiyon olduğunda ligi oynanmamış" kabul edip aklınca "kaale almıyoruz" havası takınanlar ne hikmetse üzerinden 9 sene geçmiş kendileriyle hiç alakası olmayan maçın başlığının altına destan yazıyorlar. üstelik utanmadan, yüzleri kızarmadan malatya maçından bahsedebiliyorlar. en azından biz beşiktaş taraftarı olarak hiçbir zaman bu adamları kabul etmedik, sizin gibi gurur kaynağı yapmadık kardeşim. nerede pislik varsa karşısında durduk. 2 etik raporundan da temiz çıktığımız halde, alın kupamız sizde kalsın diyebildik. sinan engin'e stadı dar ettik, pisliğe bulaşanların adını tribünden silebildik. darısı tecavüzcülerine aşık olanların başına.
199 entry daha
hesabın var mı? giriş yap