aynı isimde "kızılay (semt)" başlığı da var
117 entry daha
  • çok uzun yıllardır bu ülkenin hemen her köşesine gittiğinizde görebileceğiniz iki şey vardır; kızılay ve ziraat bankası. birisi ihvan zihniyetli derneklerin çiftliğine döndü, diğeri yandaşların batık kredilerini kurtarmak için havuz'un cam simidi olarak kullanılıyor.

    kızılay'ın siyasete malzeme olması ilk değil, bizim ülkede adeta bir gelenek. tam bugün dördüncü ölüm yıl dönümü olan süleyman demirel, siyasi hayatının en marjinal faydalarından birini "şube" yapılanmasını parti teşkilatı olarak kullandığı kızılay'dan almıştı. çok partili dönemden beri kızılay'da ve teşkilatlarında sağ partiler hep baskındı. ama o zamanlar en azından asgari utanma ve devlet terbiyesi vardı ve kızılay yöneticilerinin dilinden tek bir siyasi kelime, hele hele şimdiki genel başkanın yaptığı gibi bir aleni tarafgirlik cümlesi duyamazdınız.

    eski genel başkanı tekin küçükali sağlık sorunlarını gerekçe göstererek istifa ettiğinde hiç kimse haberini yapamasa da aslında asıl meselenin "suriyeli sığınmacılar" konusunda hükumet ile anlaşamaması ve kızılay'ın mal/hizmet alım ihalelerinde kızılay'ın hakkını korumak adına yandaşlara direnmesi olduğunu biliyordu. kılıçdaroğlu'nun somali'ye götürülmesi olayı işin tuzu biberi oldu, ve küçükali baskılara daha fazla dayanamayarak istifa etti.

    küçükali'den sonra kızılay'ın yönetimine -ülkede mobbing ile boşaltılmış her mevki ve makam gibi- elbette ki hükumete yakın dernek görünümlü siyasal islamcı propaganda örgütlerinin yöneticileri toplandı. büyük kısmı da zaten akp üst yönetimindekilerin akrabası, tanıdığı yoldaşı. peki bu beceriksiz dernekçiler kızılay'a gelmeden önce hangi şahane başarılara imza atmışlar;

    deniz suyuna içme suyu kuyusu açmak...
    ihtiyaç olmayan yere gereğinden fazla ilaç götürüp toprağa gömüp doğayı suyu zehirlemek...
    afet ülkesine kaçak giriş yapıp dış işleri personelinin başına iş açmak...
    yardıma gittikleri ülkelerde derneklerle değil muktedirlerle çalışmak, ihtiyacı olana herkese değil güçlünün gösterdiğine yardım etmek...
    ekmek yemeyen ülkeye ekmek fırını götürüp çürütmek...

    hep diyoruz, liyakat eksikliği bu ülkenin en büyük sorunu. hayat görüşleri, siyasi fikirleri benimle hiç uymazdı ama bu 1,5 asırlık dernek şu an, birçok siyasi baskıya uzun süre direnmiş tekin küçükali veya van depremi sonrası canlı yayında hem hüseyin çelik'e hem fatih altaylı'ya ayar üstüne ayar veren ömer taşlı gibi en azından liyakat sahibi ellerde olsaydı, "kızılay, herkesin güvenini kazanmak amacıyla, düşmanlıklara taraf olmaz ve hiçbir zaman siyasal, ırksal, dinsel ve ideolojik nitelikteki ihtilaflara girmez." cümlesi ve uluslararası antlaşmalarla güvence altına alınmış 7 temel ilkesi sadece kızılay'ın internet sayfasındaki sıradan bir metin olarak kalmazdı.

    şimdiki genel başkanının yaptığı utanmazlık, tamamen güçlerinin şımarıklığından. ama o güçleri bile yetmiyor artık, "kamuoyunu bu tartışma ile meşgul ettiğim için üzgünüm" diye geri vites yaptı. nasıl yıllarca kurumun başkanlığını yapıp uykuya sürükleyen "demirel'in adamları"nı kimse hatırlamıyorsa bu amigolar da gün gelip unutulacak. tarih onların isimlerini de elbet bir gün silecek. bu toprakların 151 yıllık kurumu, kuvâ-yi milliye'nin hilal-i ahmer'i, atatürk'ün kızılay'ı elbet yine zor günde insanlık için tarafsız, bağımsız ve ayrım gözetmeden gönüllü hizmetine devam edecek.
775 entry daha
hesabın var mı? giriş yap