• (bkz: probe kürtaj)
  • konuyla ilgili bir proje için (bkz: mavi bisiklet)
  • cenk erdem'e göre sabah altı da yapılan teşhis.
  • hayat kurtaran teşhistir. tedavisi olmayan hastalıklar olabilir, ama tedavi yoksa önlem vardır. önlemin aksadığı yerlerde de erken teşhis devreye girer.
  • erken teşhis için son bakanla atışmasında dilek özçelik'in söyledikleri oldukça önemli:

    --- spoiler ---

    kendisine 3 hafta önce teşhis konduğunu fakat hastanede eylül ayından bu yana sürekli gereksiz yere bekleme yaşadıklarını anlatan özçelik, aylar sonra verilen randevu ve sonuçlarla erken teşhis koymanın mümkün olmayacağını belirtti.

    ”her yerde bir dayınız olacak” diyen özçelik ”bu süreç gerçekten benim için çok zor. hastanede biyopsi sonucu 1 ay sonra çıkıyor. mr çektirmek için 1 ay sonraya randevu veriyorlar. bir ay sonrada onun sonuçları çıkıyor. gerçekten kanser çok zor bir hastalık. bende aylarca bekledim. kanserde erken teşhis önemli diyorlar. sizce kanserde erken teşhis böyle konur mu? yapılan tahlillerin sonuçlarını beklerken aylar geçiyor. araya hatır gönül, ”dayı” girince süreç hızlı işliyor. aylarca değil de bir kaç gün içinde işleriniz bitiyor. ben şimdiden çok yoruldum. annem ve babam için bu mücadelemi veriyorum. ben yetkililerden en azından kanser hastalarının randevu ve tahlil sonuçlarının hızlı çıkması için, erken teşhis konulması için bir yardım etmesini istiyorum” dedi.
    >
    > hastanede yer olmadığı için hematoloji servisi yerine başka bir serviste yatış yapacağını ifade eden özçelik, bu sürecin kendisi ve diğer kanser hastaları için çok zor olduğunu söyledi.
    --- spoiler ---

    aynen olay böyle arkadaşım 2 ay önce benden de ur alındı aynen biliyorum. dayı, amcan olmazsa o hastanede bu işler imkânsıza yakın noktada. ben 2 ay hastane hastane gezdim arkadaş tedavi olmak için korkuyorum ki metastaz etkisi yapmaması için ama nerdeeeeee. onlarca tetkik halen var olmasına rağmen aynı tetkiklerin ikincisini insandan isterler. ve yine bunları da temin etmek zorunda kalırsın ve yine ve yine. e ne olacak peki sonunda, ne oldu? en son olduğu şuydu yine onlarca tetkik sonunda gittiğim numune hastanesinde yaşadığım şu verdim tetkikleri 1 hafta sonra gelin biz bu sonuçları profesorla görüşeceğiz ondan sonra yine durumunuz hakkında konuşalım. e iyi dedik 1 hafta sonra geldik. ne oldu peki? bir baktık ki o pratisyen genç çocuk bizim tetkikleri yan masaya koyduğu gibi daha duruyor. ne prof.la konuşması, ohooo.

    bunun üzerine başka hastaneleri aramaya koyulmuştum. hacettepe gittim beni hüngür hüngür ağlattılar. ya diyorum sizin verdiğiniz o 4444444 telefonundan sonuç alamıyorum sürekli dolu dolu deyip duruyorlar, yok mu bunun bir hal çaresi durum ciddi ahanda olan bu, bu. yok arkadaş nuh diyorlar o numarayı arayacaksın diyorlar illa. gittim yukarı nöroloji katına doktorlarla görüşeyim. kim beni dinliyor? bir tanesi yüzüme bakıyor mu? nerdeeee. yarım saat beklemiş idim de doktoru görmek için ona danışayım diye o da boşa çıkmış idi. bana dediği soğuk bir yüzle dolu maalesef sadece 4444444 nolu telden bu işler oluyor. hoppala...

    ve ben o hayal kırıklığıyla o hacettepe yokuşunda nasıl ağladığımı hatırlayamam giderken, günlerim sizin beni ne zaman tedavi edeceğinizi öğrenmek için tüm zamanı yatırmamla geçti. ne derslere girebildim ne finallere, onca şeye rağmen sağlığımı önemsedim ama 2 ayın sonunda elde var 0. acile gidersin bir tansiyonuna bakıp haydi yallah seni sepetlerler. inanılmaz bir yaş hiyerarşisi vardır orada. eğer yaşlı değilsen yallah. e bir de eğer görünürde kanayan bir yaran yoksa pek ırgalamıyorlar.

    ibni sina, hacettepe, numune... allahım bunlar değil miydi bizim tedavi olabileceğim yegâne hastaneler ama olmamıştı.

    o vakitler bir şans yüzümüze güldü. aynen dilek kardeşimin bahsettiği gibi bir "dayı" geldi bizi buldu. şükür en sonunda yani. uzak bir tanıdık gazi hastanesi'nde bize ameliyat günü almayı başardı, tam bütünleme tarihlerine denk geliyordu ama yapacak bir şey yoktu.

    beyin ameliyatı nı oldum çıktım langerhans hücreli histiyositioz diye halen ne menem olduğunu bilmediğim nadir bulunan bir naneyle karşılaşmışız. neyse şu an için buna da şükür alındı gitti oradaki çamurlu yapı. şimdilerde hematoloji bölümünde hastalığın normal seyretmesi için kontroller yapılıyor. olay bu.

    peki sonuçta ne anlıyoruz? evet "dayı"nız olmazsa bir halt olmuyor arkadaşlar bu ülkede. boşuna bana sağlıkta şu noktadayız naraları çekmeyin. olan biten belli bacım. ayol koca bir senem gitti bir de dönem kaldım giremedim hiçbir sınav şeysine fakültedeki... ondan sonraki kısmı rapor mapor mu dersiniz? ohooo ne raporu, onca öğrenci işleri onca hoca bir moka yaramadı afedersiniz. hayal kırıklığı, hayal kırıklığı. anca boynumun ölçüsünü alıp gittim. 10 bin öğrenciye 3 kişi bakıyor böylesi düzensizlikler de sanırım doğal.

    varacağım sonuç şudur ki "bu ülkede erken teşhis yoktur, erken teşhis arkaik dönemden kalma meşhur bir doktor atasözüdür"
  • birtakım hastalıklar için tamam hayat kurtarıcı olabilir ama bu söz genelde doktorların bahane olarak kullandıkları bir sözdür. maalesef bu durumun oluşmasında, zevk alırcasına sürekli hastaneye giden hastalık hastası insanların da etkisi vardır. bazı hastalıklar bir çok insanda erken belirti vermez ve verse bile eğer belirtiler şiddetli değilse doktor size bunun için mi geldin manasına gelecek şekildeki bakış ve tavırlarıyla bir şeyin yok deyip geri gönderir. örneğin akciğer kanserinde erken teşhis evresi çok kısadır ve tesadüfen o dönemde belki başka bir hastalıkla ilgili yapılan tetkikler esnasında tespit edilebilir. en önemlisi, herkesin kendi yapısını iyi tanıyarak sağlığına iyi bakması ve mümkün olduğunca hastaneye düşmemesidir.
  • bu ülkede "demokrasi" gibi bir şey. adı var, kendi yok. herkes önemli ve vazgeçilmez olduğunu söylüyor ama varolan sistemde uygulanabilirliği yok ya da da ütopik. doktorlar, gereksiz kalabalıktan o kadar bıkmışlar ki, ciddi bir rahatsızlığınızın ilk belirtisini farkedemeyecek kadar umursuzlar artık.
  • düzgün sağlık sistemi ve sağlık sigortalarıyla hayat kurtarandır. (bkz: #139628862)
hesabın var mı? giriş yap