eyer

• sanal alemde her yerde karşıma çıkmaya başladı. "eğer" kelimesini böyle yazan hayvanlar var. bunları gördüğümde dört ayak pozisyonuna getirip üstlerine eyer vurmayı ve kırbacımdan çıkan şaklamalar eşliğinde gezinmeyi çok istiyorum.
• "eyer"i "eğer"le karıştıran bi dolu insan wardır etrafta, onlara "sıhhh" şeklinde gülmek yeterli olacaktır.
• oturduğunuzda şekli popoyu alan ama kesinlikle gözü göte kör olan deriden binek şeysi.
• esprisi üzengili olup olmamasına bakar...
  
  tarihin akışını değiştiren icat aslında üzengidir. üzengisiz eyer pek bir halta yaramaz.
• üzerine binilen haywanların üzerine binmeden önce, rahatlık sağlaması amacıyla yerleştirilen, yerleştirilmekle de kalınmayıp, kullanılan nesne...
• atın üzerinde durmaya yardım eden aparat. yukarda bir yazarın yazdığı ensedeki çıkıntının adı sella tursica değil, protuberentia occipitalis externa'dır. sella tursica'yı dışardan palpe edemezsiniz, zira kendisi kafatası boşluğunun orta kısmında bir yerdedir.
• kaliteli bir eyer almak istiyorsanız en az 1300 tl gibi bir fiyatı gözden çıkarmanız gerekiyor. altlık içinse 200 den başlayıp 500 tl ye kadar uygun bir altlık bulabilirsiniz. bu kadar pahalı olmasının sebebi genellikle ithal olmaları. markalaşmanın önemi. millet nelerden para kazanıyor.
• (bkz: zin)
• türklerin bir icadıdır. bütün dünya eyerin yapılışını kullanılışını türklerden öğrenmiştir. nitekim hipofiz bezi üzerinde kafatası kemiğinde, eyer biçimde bi oluşum vardır (kafatası çıkıntısı, elinizi ensenize götürün orta hatta ele gelen o kemik çıkıntı) latince sella tursika(türk eyeri) olarak isimlendirilmiştir.
• "bir zamanlar öfkem beni zora koşardı.
  kızıl yelelerim yapışırdı terli alnıma
  ne eğere gelirsin ne semere derlerdi bana." didem madak - ahlar ağacı
  
  (bkz: eyyer)
  (bkz: eyef)