• rus marxist entelijensiyasının kurucusu, babası
  • marksist öğretiyi ilk defa bir estetik kuram haline sokmaya çalışmış,sanatın doğuşu,sosyal sınıflarla sanat eserleri arasındaki ilişki,estetik zevk ve fayda gibi sorunlar üzerine eğilmiş ve marksist felsefenin temel fikri olan olayları maddi ve ekonomik nedenlerle açıklamak ilkesini bu sorunları aydınlatmak üzerine kullanmış olan rus marksist düşünür ve siyaset adamı
  • tam adı georgi valentinovich plekhanov'dur. 1856-1918 yılları arasında yaşamıştır. rus işçilerine marksist felsefeyi aşılayan devlet adamıdır. karl marx - friedrich engels üzerinde yaptığı çalışmalardan sonra isviçre'den rusya'ya geçmiş ve rusya sosyal demokrat işçi partisi'ne girmiştir. 1903 yılında lenin'le ters düşmüş, partinin ikiye bölünmesiyle menşeviklerin başına geçmiştir. 1905 devrimi'yle çoğunluğu ele geçirmesine rağmen, verem hastalığı siyaset hayatını sekteye uğratmıştır. 1917 yılında çoğunluğu bolşeviklere kaptırmıştır. 1918 yılında veremden ölmüştür.
  • onu farklı gösterebilecek yanlardan birisi de edebiyat kuramları ve eserleri ile sosyolojik olgular arasında doğrudan bağların olduğu savıdır. özelikle sanat eleştirmeninin sanat eserinde ifade edilen düşünceyi sanat dilinden felsefe diline ve mantık diline çevirmesi savını yetersiz bulur. bu savın hakkını da teslim etmesine karşın, edebi fenomenin sosyolojik eşdeğerinin bulunması konusunda diretir. böylece onun sanat eleştirmenine yüklediği birincil görev sosyolojik yöndür, onun ardından ondan ayrılmayacak olan şey gerçekleştirilmelidir : “sanat dilini felsefe diline çevirmek.” gene de benim düşüncem odur ki, plehanov bu ikincil göreve gereken özeni kendisi göstermemiştir.- her ne kadar diyalektik düşünceyi de kullanarak birinci ile ikincinin ayrılamayacağını söylese de bu onu kurtarmaya yetmez.

    plehanov, kendi toplumsal çevresi nedeniyle de bugünlerde hala tartışılan bir soruna kendi maddeci bakış açısından değinir (bkz sanat ve toplumsal hayat adlı eseri). iki farklı görüş karşısında kendi düşüncesi “sanat halk içindir” düşüncesine fazlasıyla yakın gözükmektedir. – söylenebilir ki marksist düşüncenin kendini gerçekleştirmesi açısından sanatın toplumsal süreçten özerk olabileceğini ya da politik ortamdan uzak tutulması gerektiğini söylemesi ideolojinin süreci gereği olanaksızdır.- gene de işinin hiç kolay olmadığının bilincindedir. “sanat sanat içindir” diyenler hiç de önemsenmeyecek insanlar değildir. özelikle kendi toplumundan birisi için; bu kişi puşkin’ den başkası değildir. şu şiiri onun bakışını çok iyi anlatır :

    basın geri ! barışçı şairin
    umrunda bile değilsiniz
    alçaklık içinde küstahça taş kesilin,
    rübabın nağmesi size can vermiyecek.
    mezarlar içinde tiksindiriyorsunuz ruhu;
    ahmaklığınıza, şerrinize
    bedel oldu şimdiye dek
    kırbaçlar, hapishane hücreleri, baltalar.
    -bunlar elverir size, akılsız köleler.

    burada da açıkça görüldüğü gibi puşkin sanatın cahil kitleler elinde bozundurulmasına ve onun en yüksek doğasının zedelenmesine karşıdır.- kendimce puşkin fazlasıyla haklıdır, sanat kendisi içindir ama gene de söylenebilir ki sanatçının kendisi halktan hiçbir biçimde ayrı değildir. buradan ise sanatı herkes yapabilir görüşüne gidilmemelidir. aslında her iki görüş de eksiktir, sanatın en yüksek amacı kendisidir ama gene de o, sanat bilinci olan insanlara gereksinir. gözlere gereksinir onu görecek. gözler de halkın içindedir.ve kendi doğası bir yana halka yönelen ikincil faydaları da beraberinde getirir.- ve puşkin şairin görevlerini şöyle seslendirir :

    hayatın çalkantıları içinde doğmadık biz
    ne kazanç için, ne kavga için
    ilhamlanmak için doğmuşuz biz,
    ahenkli sesler ve dualar için.

    burada puşkin’ in “sanat sanat içindir” düşüncesi iyice belirginleşir. plehanov kendi bakış açısından puşkin’ in geçirdiği düşünsel gelişimi de izleyerek sanat sanat içindir görüşünü ortaya çıkaran toplumsal süreçleri incelemeye koyulur. savına göre bir zamanlar sanat halk içindir görüşüne yakın olan puşkin’ in değişmesinde toplumsal süreçler etkili olmuştur. i. aleksandr devrinde puşkin’ in mücadeleden kaçmadığını ama tahta i. nikola’ nın gelmesiyle bu düşüncesini değiştirdiğini ve sanatın özerkliği ile halktan ayrılığını savunduğunu belirtiyor. özellikle saltanat devri başlangıcında dekabristler (çarlığa karşı ilk ihtilal girişimi, aralık ayında gerçekleştiği için –dekbr- bu ismi almıştır. ) olayı onun bu değişiminde etkili olmuştur plehanov’ a göre.böylece bu ihtilalin bastırılmasıyla birlikte çarlık karşıtı olan sosyetenin en kültürlü, en ileri temsilcileri sahneden çekilmiş oluyordu. bu puşkin üzerinde büyük bir etki yaptı. – burada plehanov bu olayın sanatta bir düşüşe yol açtığını savlayarak, puşkin’ in bu düşüşe karşı değişim geçirdiğini ve sanatın doğasının sanat için korunması gerektiğini düşündüğünü imliyor.-
  • günümüzde deleuze-guattari-negri akımı (akışı mı desek?) üzerinden yeniden canlandırılmaya çalışılan marx-spinoza bağlantısını (bkz: otonomist marxizm) daha 1880'lerde görüp açmaya çalışmış bir filozoftur. aslında önce alman sosyal demokrat eduard bernstein marxizme karşı çıkarken olayın spinoza'ya bağlandığını görüp spinoza'nın dış dünyanın düşüncedeki temsiline ilişkin materyalist anlayışına saldırmış, plekhanov da "hop birader" diyerek savunmaya geçmiştir. spinoza'ya "sakalsız marx" diyecek kadar ileri gitmiştir, "günümüzün materyalizmi spinozacılıktır, pek farkında olmasa da.." gibi bir sözü de vadır. 1889'da londra'da engels'i ziyaret ettiğinde mevzuyu onunla tartışmış, ona "yani diyorsun ki, yaşlı spinoza düşünce ve varlığın* tek ve aynı tözün iki özelliği olduğunu söylerken haklıydı, de mi?" diye sormuş, engels de buna "tabii ki, yaşlı spinoza oldukça haklıydı" diye cevap vermiştir. daha sonra bu düşüncesi öğrencileri abram deborin ve liubov isaakovna akselrod ortodoks* tarafından geliştirilmiştir (bkz: http://www.sovlit.org/…ia/texts/lia_spinoza1925.pdf) ve (bkz: http://www.sovlit.org/…kselrod_from my memories.pdf). yaygın tartışmalara konu olması ise meseleye sonradan el atan althusser sayesinde olmuştur. böyle bağlana bağlana halaya durularak gidiyor işte..
  • marx ve engels'in alt yapı - üst yapı bağını mekanik bir materyalizm haline getirmiş ve buradan yola çıkarak sanat ve ideoloji arasında mekanik bir ilgi olduğunu iddia etmiş -ve bunu da kuramsallaştırmış- marksist estetikçi. kuramına sanatın kaynağını sorgulayarak giren ve cevap olarak da fayda sonucuna ulaşan plehanov, daha sonra estetiğini kant'ın sanatı yarardan ayıran estetiğiyle uzlaştırmaya çalışır. sanattan amacı tümden kovmaya kadar götürdüğü düşüncesi daha sonra toplumcu gerçekçiliğin çıktığı baskıcı ortamda tümden yadsınmıştır.
  • şu tespiti güzel:

    "sanat sanat içindir görüşünü benimseyenlerin bile ideolojik bir kaygıları olduğunu düşünebiliriz. sanatı kendisi için icra eden, toplumdan ayrı tutanlar, illa ki toplumla uzlaşamamış kişilerdir ve devirlerindeki topluma ve düzene karşı bir başkaldırıştır bu."

    puşkin ve fransız romantikleri açısından örneklendirmiş bunu. temelde sığ bir yaklaşım olan bu tartışmaya güzel bi açılım olmuş kısacası.

    bi de, marksistlerin genel olarak yanlış anladığı bi mevzu var; edebi esere yaklaşım sosyolojik olmalıdır diyo kendisi. bu zaten yapısalcı açıdan ya da edebiyatı/eleştiriyi bi bilim uğraşı olarak görenlerce yanlış bi yaklaşım.

    ama marksistlerin (daha doğrusu türkiye eleştiri camiasının) asla göremediği şu ayarı da vermiş; edebi eser, kendi başına bir estetik değere sahiptir ve sosyolojik yaklaşım yaparken bunu gözardı etmek, eksiklik ve düşüncesizliktir.

    bi tek bu cümle bile savaşların önüne geçebilirdi biliyon mu? :/
  • rus marksizmine olumsuz etkilerinin şiddetinden bookchin de uzun uzun yakınır:

    -----------------
    plehanov'un etkisi çarın egemenlik alanına nüfuz etmekte ağır kaldı. bununla birlikte avrupalı sosyalistler, özellikle alman sosyal demokratları, çok geçmeden plehanov'u rus marksizminin en önemli teorisyeni, daha doğrusu "babası" sayarak, yeni oluşturulan ikinci enternasyonal'de rusya'nın baştemsilcisi olarak ona saygılı davrandılar. doğrusu, marx'ın düşüncelerini yaygınlaştırmada friedrich engels'in ardından karl kautsky'le birlikte ikinci sıradaydı. kitapları çeşitli avrupa dillerine çevrilirken, belki de batı ve orta
    avrupa'da rusya'dakinden daha fazla okuyucu bulmuştu.

    plehanov'a göre, rusya'nın sosyalist bir toplumun maddi ve kültürel koşullarını geliştirebilmesi için uzunca bir kapitalist gelişme aşamasından geçmesi gerekecekti. sosyalist bir devrimin egemen sınıfının sadece sanayi proletaryası olmasının kaçınılmaz olduğunu iddia ederek, devrimci gelişmenin lokomotifi olarak kişilerüstü ekonomik güçlere ve "kanunlara" büyük önem verdi. marx'ın fikirlerini rus sosyal demokrasisi'nin "resmî" kıstası durumuna getirmesiyle, rus marksizmini oldukça şematik bir dogmaya, az ve öz kanunlara, mimari açıdan da tamamlanmış düşüncelere bürünmüş bir toplumsal fiziğe dönüştürmüştü. plehanov'un (çoğunlukla kautsky'nin de) ellerinde marksizm tuhaf bir biçimde kısır kalmıştır: yasalara bağlanmış, yeni toplumsal ve siyasal gelişmeleri umursamaz duruma getirilmiştir. bu kodlaştırma marx'ın düşüncelerini büyük oranda çarpıtmıştır: marksizm, toplumu "bilimsel olarak" çözümlemenin, ekonomik etmenlerin önceliğinin ve sosyalist bir devrimde sanayi proletaryasının öncü rolüne odaklanmanın önemi üzerinde dururken, plehanov çok sayıda marksçı düşünceyi katı olduğu kadar basit de olan kaba formüllere indirgemiştir.

    plehanov'un marx'ın temel görüşlerini fazlasıyla şematikleştirmesinden önce, narodovolsti ile marksistler arasında önemli ölçüde yakın bir ilişki vardı. çeşitli rus sosyalist hareketleri normal olarak kaynaklarını birbiriyle paylaşır, birbirlerinin kitaplarını bile basardı. ne var ki, 1884 yılında isviçre'deki plehanov grubu popülizme karşı, köylü hareketine yapılan her vurguyu "bilimsel", sistematik bir devrimci sosyalizm teorisi önünde engel olarak gören diğer marksistler tarafından da sahiplenilen sert bir kampanya başlattı. plehanov'un 1884 tarihli "fikir ayrılıklarımız" adlı broşürü, rusya'nın sosyalizme ulaşmayı umut edebilmesi için önce kapitalizmin obşçinayı ortadan kaldırması gerektiğinde ısrar ediyor ve tartışmadaki öfkesinin çoğunu "küçük burjuva" ve "idealist" bulduğu narodnizme yöneltiyordu.

    plehanov'un genç arkadaşlarının çoğu onun dogmatizmini özümsemiş ve marx'ın yapıtlarında yazılı olanları daha çok katı bir gerçeklikmiş olarak yorumlamıştı. kendi "keskin" yazılarından, keza önemli yorumcularının yazılarından hiçbir "sapma" ve değişikliğe olanak vermeyen rus marksistlerinin geliştireceği rus devrimi anlayışı da bir dogma kadar katı ve hayattan kopuk olacaktı. plehanov'un başlattığı bu ideolojik doku sertleşmesi sonuç olarak rusya'ya pahalıya mal olacaktı.
    -----------------

    murray bookchin, üçüncü devrim, cilt 3, s.59-60.
  • "ıf the revolution is inevitable, why must we fight and die to make it happen?" (türkçesi: devrim kaçınılmaz ise, neden gerçekleşmesi için savaşıp ölmeliyiz?) şeklinde bir paradoksu da ortaya atmıştır.
  • "ben, yaşlı ve hasta olmasaydım, orduya katılırdım. alman yoldaşlarımızı süngülemek bana büyük zevk verirdi." *
    (bkz: komünist sen kutlama bokunu çıkartıyorsun)

    *aktaran angelica balabanov içinde marcel liebman, lenin döneminde leninizm, c.2, belge yayınları, s.252.
hesabın var mı? giriş yap