• işin ilginç tarafı, bu çaba anlaşıldığı takdirde, saklı tutulan açığa çıkacaktır.
    gizlemek, birden fazla ipucu verir.
    gizli tutma tutkusuna kapılıp, gizli tuttuğu sanrısıyla yaşadıkça "mahrem" elden kayar gider; karşı tarafa -farkında olmadan- neyi gizli tuttuğumuzdan, niçin gizli tuttuğumuza değin kolay yoldan analiz imkanı sunulur.
    gizlemek -daha doğrusu saplantılı bir gizleme- başlı başına tuhaftır.
    kişi olsa, bir şizofreni yahut çoklu kişilik bozukluğu vakasıdır.
    açığa vurmak, eş anlamlısıymışcasına o olur.
    fakat bu oluş bilinçsiz olduğundan, açığa vurmak gibi "gizemsiz" ve "merak uyandırmayan" olamaz ve bu sebepten ötürü giz sahibinin karşısındakinde çözümleme yapma hevesi yaratır.
  • yalan söylemenin bir çeşidi olan fiildir.
  • karşılıklı olarak başarılamadıgı zaman iki kişiyi birbirine daha da bağlayan fiil
  • birisine her bokunuzu söylememek, gizlemek değildir.
  • "muhtemelen en önemsiz olan şeyler, sevdiğimiz (veya tek eksiği olan bu ikiyüzlülük tamamlandığı an seveceğimiz) kişi tarafından gizlendiğinde, ansızın nasıl da olağanüstü bir değer kazanır!" marcel proust - la prisonniere

    (bkz: saklamak), saklı, gizli
    (bkz: ortaya koymak)
  • bu ne yazık ki var dediğim durum. evliler de dahil olmak üzere herkes birbirinden bir şeyler saklıyor, gizliyor. neden dünya ve insanlık bu halde diye sormanın lüzumu yok. eş kocadan para saklarsa, söz gelimi bir fazla kalemi olup onu arkadaşına vermeye tenezzül etmezse, hiç gereği yokken samanlıkta iğne bulmaya çalışılırsa bugünkü durumumuza varırız. gizlemek, var olanı yok gibi göstermek, ikiyüzlülük, egoizm, menfaatçilik v.s v.s o kadar samimiyetsiziz ki..
  • "fakat erkek, gizlemeye başlayınca bir kere, kutsal birliğin tehlikede olduğu kuşkusuna kapılmakta haklıdır kadın." *
  • bir yalanı yaşamak için yapılan manipülasyon

    (bkz: gerçeği gizlemek)
  • (bkz: gizli).
hesabın var mı? giriş yap