• cheat kodlarıyla çok matrak olan bir oyundu...
    yok yanlış oldu: cheat kodlarıyla daha da matrak olan bir oyundu...
  • ilk grand theft auto'da yanarak önenler 'eheeyaaa' diye yaratığımsı bir ses çıkarıyolardı. 3 büyük şehir, 6 büyük patron vardı. her şehrin iki bölümü vardır. new york'ta bir görev vardı, patlayıcı dolu kamyonu apartmanın altına bırakıyordun, bödöm diye patlıyordu kamyonla birlikte bütün bina da havaya uçuyordu. ilk kez duyduğumda havaya fırlamıştım, çünkü bu patlama sesi oyundaki en şiddetlisiydi, esaslıydı. sonra miamideki görevler pek zordu, limuzin çalıp striptizciyi klubün önünden alıyordun, bu patronun metresiydi galiba patron da kendisini aldattığı için ölmesini istiyordu, önceden bomba tesisatı ayarlıyordun limuzin için, kapının önünden aldığın aldan itibaren 7 saniyelik bir süren vardı, o süre içinde patlatman lazımdı, 7 saniyeyi geçerse kız farkediyor mission failed oluyordu, diğer görevler de feci zordu bazılarını çok kasman lazımdı. san andreas'taki bölümlerin %90'ına yakını zaman içeren görevlerdi, onun için ekran başında az küfür etmemiştim.. yine de bu şehrin ilk bölümünde yani mandarin mayhem'deki yakuza görevleri oldukça zordur..
    bir sürü bug vardı oyunda, liberty city'nin sanırım doğu tarafında bir yerlerde apartmanın dibine kadar gittiğin zaman yeraltına iniyordun, bir arkadaşım san andreas'ta marinada bot gördüğünü iddia etmişti, bir başka arkadaşım da liberty city'de bir apartmanın çatısında helikopter'e rastladığını... bir de bir sürü fantazi yaratmıştım oyunda, trenden inenlerle birlikte treni de patlatırdım. bunun için tren yolunu arabalarla döşerdim , ama ölmeden tabii, zira 'takadatakada' diye ses çıkarıyo araç, en sonunda da bumluyo. trenin ilk vagonu yanardı genellikle ikinci vagondan çıkanların çıktığı yerin yanına hemen büyük bir tanker koyar veya olmadı itfaiye arabası, tam çıktıklarında patlatırdım bazukayla tankeri, yana yana kaçışırlardı etrafa, bazıları raylara atlayıp çarpılırlardı. sonra polisler olay mahalline gelir onlara da birkaç bazuka sallar onları da yakardım, turuncu adamlara gider sataşır onları da tankerin yanına çeker hepimiz birlikte patlardık, ya da direkman ezerdim hepsini sırayla. bazen çok ciddi kullanırdım arabayı, taksi alırdım altıma, müşteri indirir bindirirdim, ya da otobüsle gezip duraklarda dururdum, metro pek eğlenceliydi, geri geri gider karşıdan gelen trenle çarpışırdım. sonra san andreas'ta ki golden gateden atlardım, ama atlamadan önce bir kaç araba patlatırdım yine de. buraya ulaşan otoyolların üzerinde bi sürü köprü vardı, bu köprülerin üzerlerine arabalar veya tankerler koyar sonra bunları başka bir araba yardımıyla itekleyerek aşağıdan geçen arabaların üzerine salardım, sonra her taraf, ben de dahil alevler içinde kalırdı. sonra yine bu şehirde el burro adında bi gay vardı, girmeden önce dükkanının içine bi iki tane roket salladığımı, sonrada adamın kırmızı elbisesi ve kel kafasıyla oradan yanarak çıktığına şahit oldum, ama her şehirde bunlardan vardı görevleri bitirince ona gidiyordun, öldürürsen patron sana 'iş miş yok lan, de get hadi' diyordu. pek eğlenceli oyundu bu gta. şimdilerde yeniden oynamaktayım.
    bitirmeden önce son bir bilgi vereyim: oyuna ilk başladığım zamanlar san andreas'taki rayları görüp sokak sokak tramvay vagonu aramış bulamamıştım, meğer tramvaylar sadece amerikan versiyonlarında kullanılabiliyorlarmış..

    seneler sonra gelen edit: tramvaylar oyuna hiç konulmamışlar. oyun öncesi testlerde trafikle aynı yolu kullanacağı için oyunda ciddi buglara yol açabileceği düşünülmüş ve iptal edilmişler. geriye de sadece san andreas'taki boş raylar kalmış.
  • ikincisi harika olan oyun; seneryo çok kuvvetlendirilmiş, şehirler kompleksleşmiş, oyundaki özgürlük artmış, tek gangster siz değilsiniz, çeteler sizi beğenmezler ise işinizi bitirebiliyorlar, oyunun ortasında çocuğun biri gelip cüzdanı çarpabiliyor, polisler daha eğlenceli, fazla bela çıkartırsanız swat takımları geliyor o da olmazsa fbi geliyor, olmadı army geliyormuş ben göremedim daha.. hm başka, artık oyun bir araba hırsızlığı değil daha çok çete savaşı gibi olmuş, son olarak demodaki japon karı gördüğüm en güzel japon karı..
  • dma design daha once hep yaptigi gibi yepyeni mukemmel bir fikirle cikardigi araba hirsizligi oyunu.. mukemmel oynanabilirlik mukemmel grafikler mukemmel dizayn, $aane muzik (64ler'deki herhangi bir oyun tanitimi gibi oldu).. network kodu biraz daha hizli olsaydi harddiskimde readonly duran bir oyun olabilirdi..
  • gta3 herhangi bir pc de adam gibi calisabilmek icin minimum 256mb ram* yani sira illa da 32mb ram sahibi cok baba bir ekran kartina ihtiya duymaktadir. oyun super, koca sehir bilgisayaramiza yukleniyor belki ama ps2 emulasyonu olmasinin katkisi cok olsa gerek bu kadar hardware gereksinimine. cunku ote yandan serious sam gibi hayvanat bi araziyi, cok kaliteli goruntuyle, ustelik o kadar dusmanla birlikte inanilmaz hizli calistirabilen oyun motorlari mevcuttur. yoksa gta3 spiderman gibi oyunlarda bize itelenen sey bu devirde yeni donanim almak midir? oyleyse cok yaziktir, boyle kapitalizm olmaz olsundur.
  • ne kadar ekstrem durumlarla karşılaşırsam karşılaşayım, bu oyun serisinde beni kendine en çok hayran bıraktıran şey, arabaya ters taraftan girip hızlı bir şekilde sürücü koltuğuna geçebilen oyun kahramanlarıdır. normalde, götünü çeşitli açılarda havaya kaldırıp ıkına sıkına yaptığın bir şeyi adamın bir saniyede yapması gerçekten hayranlık uyandırıcıdır.
  • taksim gezi parkı işgali ile ilgili şöyle bir duvar yazısı var, oldukça güldüm:

    http://i.imgur.com/jv0ooux.jpg
  • gecenin yarısında birden aklıma gelerek çocukluk günlerimi hatırlamama sebebiyet vermiş oyun.

    derdin ve tasanın olmadığı, hayattaki tek zorluğun bir an önce gta 1 oynayabilmeyi engelleyen küçük şeylerden ibaret olduğu yıllardı. ödevler de hızlıca ve baştansarma biçimde yapılırdı günün geri kalan kısmını gta 1'e ayırabilmek için.

    oyuna başlar başlamaz karşımıza çıkan o efsane araba ve "beybi beybi huuu aaaaa hey hey hey heeey" sözleriyle mahalle çocuklarının hiti haline gelmiş o hareketli şarkı.

    her araçta değişen korna sesi. asıl bomba yaya halindeyken kornanın osurma geğirmeden ibaret olması...

    turuncu renkli kıyafetleriyle ilkokulda sınıflarına çıkmak bekleyen öğrencileri andıran biçimde dizilmiş insanlar ve onları tek celsede ezme keyfi.

    oyunun en hızlı arabalarından birkaçı: beats gts, cossie, penetrator.

    tren raylarında elektrik çarpılma süresinin ayarlanamama korkusu.

    keskin dönüşlerde araba tekerlerinin asfaltta bırakmış olduğu izler.

    telefon kulübelerinden alınan görevler... hepsi ayrı bir anı, hepsi çocukluğun saflığına duyulan özlemi insana hatırlatırma misyonu edinmiş küçük detaylar hakkında.

    sonuç olarak bu girinin sonuna kadar geldin ve senin de favori karakterin şu amca idiyse tebrikler, sen de efsanesin.
  • dave jones'un lemmings'den sonra "open world" fikriyle uğraşıyordu, belki de orjinal gta'nın meydana gelmesinde en çok bu etkili oldu.

    oyunun tasarımı düşünülebileceği gibi en başından bütünlüğüyle planlanmamış, "diyelim ki araba sürüyorsun, diğer arabaları durdurup çalabilsen süper olmaz mıydı?", "yolda insanların üzerine sürüp onları ezebilsen eğlenceli olmaz mıydı?", "insanları ezince ambulans gelse", "ambulans gelince onu da çalabilsen", "ambulansı çalınca polis peşine düşse" bomba olmaz mıydı? şeklinde ilerletilmiş.

    oyunun tanıtımı için, basından gelen "controversy" özellikle pompalanmış ve kullanılmış. insanlar "ne biçim oyun bu, çalmalı çırpmalı, adam öldürmeli oyun olur mu" dedikçe oyun sattıkça satmış.
  • aranma seviyeniz arttıkça yıldızlar artar

    http://24.media.tumblr.com/…y15mu1qiso0po1_1280.jpg
hesabın var mı? giriş yap