• bostancı'da araba yıkamacıda gördüğümüz komedi sanatçısı. tv'de göründüğü kadar sempatik, çalışanların anlattıkları kadarıyla da paranın değiştirmemiş olduğu bir kişiliği var. hakkında "kimileri onun gibi kendi kullandıkları arabalarıyla geldiler buraya ağbi, sonra baktık, önce şoför kullanmaya başladılar, sonra da konuşmaya tenezzül etmez oldular. ama hakan ağbi bi tanedir, bak, hâlâ gelir hatırımızı sorar, çayımızı içer. para, şöhret bozmadı ağbimizi." denilen biri.
  • ödül konuşmasında anne babasına fazlasıyla tatlıca teşekkürlerini sunmuştur..
    "hamileyken ağır kaldırmadığı için anneme ona ağır kaldırtmadığı için babama..."
  • şafak sezer'in aksine başarı çıtası hep 'yukarı çıkmış' olan oyuncudur.
  • hepimizin tanıdığı kişi. iyi düşünün, o kadar çoklar ki gerçek hayatta bir hakan yılmaz'la tanışmamış olmanız imkansız...
  • reel hayatta daha da bir komiktir. şöhretin kendisini bozmasına müsade etmemiş, süper bir insandır.*
  • oğlum bu ahlaksız ile tiyatrocu hakan yılmaz'ı aynı başlık altında yazmayalım.
  • yaşadığı saçma olayı şimdi öğrendim, yaptığı basın toplantısını da yeni izledim ve diyeceğim o ki ne kadar naif adammış. kendisine saldıran için “o arkadaş bundan sonra insanların yüzüne nasıl bakacak?” diye sormuş. ah hakancığım yılmazcığım ya, onun gibilerin utanma duygusu var mı ki bakamasınlar? ah ki ne ah!
  • "2015'in hdp'si, 1965'in tip'i ve yüzde 10 obsesyonunu aşmak" adlı analizinin kesinlikle okunması gereken değerli hocam:

    --- spoiler ---

    bugünün hdp'si, 1960'lı yılların tip'inden bu yana, türkiye'de ortaya çıkmış en popüler sol siyasi parti. tıpkı 1960'ların tip'i gibi sayıca küçük, ama nitelikçe büyük ve güçlü bir parti. tıpkı eski tip gibi, hdp'nin gücü de okumuş-yazmış kesimler arasında yarattığı pozitif etkiden, sevecen ve kapsayıcı bir kurumsal kimlik ortaya koymasından, slogan yaratma konusundaki yaratıcılığından, kendisine yöneltilen kaba-saba ve küfürlü eleştirilere mizahlı ve incelikli yanıtlar verebilmesinden, siyasi gündemi belirleme konusundaki becerisinden, ve tabii tip'in karizmatik lideri aybar'a benzer şekilde hdp'nin de demirtaş gibi sevimli, zeki, hazır-cevap, güvenilir bir lider çıkarabilmesinden geliyor.

    1960'lı yıllardaki tip hem kürtler, hem de türkler arasında büyük heyecan yaratmıştı. kurucu liderleri arasında kemal burkay, tarık ziya ekinci gibi bir çok değerli kürt aydını vardı. türkiye'de kürt sorununu adını koyarak bir yasal parti platformunda ilk dile getiren partiydi. 12 mart askeri rejiminde kapatılmasının nedeni de tam bu oldu, parti "bölücülük"le suçlanarak kapatıldı. birisi demişti, galiba inönü: tip, kürt sorununa sahip çıkmadan halkla bütünleşemez, ama kürt sorununa sahip çıkarsa da devleti karşısında bulur. nitekim, tip kürt açılımının daha başında devletin şiddetini üzerine çekti ve 12 mart rejimi sırasında "bölücük"le suçlanarak - "irtica" ile suçlanan erbakan'ın milli nizam partisi - ile birlikte aym tarafından kapatıldı. (ne tuhaf! 12 mart askeri rejiminin kapattığı iki partinin - tip ve milli nizam partisi - ardılları, 45 yıl sonra, 2015'te, hdp ve akp olarak türkiye'nin siyasi kaderine yön vermek için mücadele ediyorlar. siyasette ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin!)

    tip'in karşısında o zaman merkez-sağın dev partisi ap vardı. hdp'nin karşısında da merkez-sağın hegemonik partisi akp var. o zamanın chp'si, tip'in soldan itmesiyle kemalizmden ortanın soluna kaymıştı; bu kayışla birlikte 1970'lerin hemen başında ecevit inönü'yü devirerek chp genel başkanı olmuş ve ecevit'li chp 1973 ve 1977 genel seçimlerinde büyük başarılar kazanmıştı.

    hdp'nin soldan baskısıyla bugünkü chp'nin de sola doğru çok hafiten, çok çekingence de olsa meylettiğini görüyoruz. partideki ulusalcıların ayrılması bunun bir işareti. ama chp henüz sola kaymanın çok başında; sol bir programın amentüsü olması gereken kürt sorunu ve bu sorunun demokratik-sol bir yoldan çözümü konusunda henüz kayda değer hiç bir şey söylemiyor. yine sol bir programın ana başlığı olması gereken yeni bir kalkınma modeli konusunda da yapısal bir reform önermeden buram buram reklamcı dili kokan popülist gelir dağılımı önerileriyle yetiniyor. oysa 1970'lerde, içeriğini kimse bilmese de, ecevit'in "hakça bir düzen" sloganı halkta büyük bir karşılık bulmuştu. chp, 1990'larda yeniden açıldığından bu yana ilk kez utana-sıkıla sol bir yola girmeye çalışıyor. hdp biraz daha büyürse, soldan gelen bu tazyik chp'yi de bu utangaçlığından kurtarabilir. ulusalcı kemalizmin vatan partisi, anadolu partisi gibi hakiki temsilcilerince doldurulması da chp'nin daha sol bir çizgiye yönelmesine etki edebilir. göreceğiz.

    1960'lı yılların tip'i de 1965 seçimlerine büyük umutlarla girmişti. hatta öyle ki, tip'in alacağı oylar ve kazanacakları mv'lerle ülkede demokratik yoldan sosyalizmi kurabileceğine inanan çok sayıda insan vardı. tip, 1965 ve 1969 seçimlerinde o zamanın şartlarında hiç de kötü sayılamayacak sonuçlar elde etti ve meclis'e de mv'ler soktu. ama, rejimi değiştirecek ölçüde büyük bir sayısal güç elde edemedi, edemezdi de. tip'in aşırı beklentilere uygun bir seçim başarılarısı kazanamaması, demokratik-parlamenter yollarla sosyalizme geçiş hayallerini de suya düşürdü. bunun üzerine mdd, dev-genç gibi sosyalizme şiddet kullanarak, kısa yoldan varmak isteyen hareketler tip'ten koparak kendi "devrimci" yollarına girdiler.

    demek istediğim şu: seçimde başarı önemlidir, ama her şey değildir. seçim başarısına aşırı önem yüklemek, beklentileri aşırı yükseltmek, eskaza bir başarısızlık vuku bulursa, bu sefer sivil siyaset dışı yollara savrulmayı getirebilir, tıpkı 1969 seçimlerinde tip'in "başarısız" olmasından veya sayılmasından sonra çoğu solcunun şiddet yollarına yönelmesi gibi. siyasette önemli olan aktörleşmek, kitleselleşmek ve kalıcılaşmaktır. hdp, kürt siyasi hareketinden doğan, kitleselleşmeye başlamış, bölgeyi aşarak türkiye partisi olma potansiyeli taşıyan ilk partidir. demirtaş gibi çok önemli bir lider yıldızını yükseltmeye başlamıştır. tabii ki ilk sınavında başarılı olması ve seçim barajını aşması çok büyük bir başarı olacaktır. öte yandan, unutmamak gerekir ki yüzde 10 barajı yapaydır, baskıcıdır, aptalcadır. hdp'nin oyları yüzde 9.9'da kalsa, hdp'yi başarısız mı sayacağız! yapay, aptalca ve baskıcı yüzde 10 barajına göre mi başarıyı veya başarısızlığı ölçeceğiz! bize ne yüzden 10'dan!

    "yüzde 10" obsesyonundan ve aşırı seçim başarısı beklentilerinden psikolojik ve siyasi olarak kurtulmakta inönü'nün deyimiyle "sayılamayacak kadar çok fayda vardır". enerjiler, hdp'yi tip'in kaderinden kurtarmaya, partiyi en az alman yeşiller partisi'nin kalıcılık, kitlesellik ve etkililik seviyesine yükseltmeye verilse, orta ve uzun vadede daha iyi olur. kurtulmak lazım başkalarının koyduğu çıtaları aşma obsesyonundan. çocuk büyürse, çıta küçülür, eskiden üzerinden zıplayamadığı çıtanın üzerinden, bir adımda atlar geçer."
    --- spoiler ---
  • super sener sen taklidi yapabilen,turkiye'de bulunan nadir kaliteli genc oyunculardan birisi.eline aldigi her i$ten ba$ari ile ayrilir.
  • yaşlandıkça bhuwan kc'ye benziyor.
hesabın var mı? giriş yap