• senaryosunun yazımına tezer özlü'nün de yardım ettiği film.
    görüntü yönetmenliği açısından ise zamanın şartlarında bir şahaser.
  • sizi bazı 'alıkça' soruları sormaktan men eden bir roman.
    yazarı bir tanık -yanlış anlaşılmamak için, bu tanığın sadece bir gözlemci olmadığını ve bulunduğu yere aslında, tanık ol!, emriyle gitmediğini eklemeliyim-
    ve tam adı, yani dilerseniz bulup da kaldıracağınız kapak, yukarda bir yerde de belirtildiği gibi 'o / hakkari de bir mevsim'.
    o, belki bir harf, belki bir sayı, belki bir işaret, bir simge, belki orda bulunmayan uzakta olan bir sıfat, belki fenike alfabesinde göz** anlamına gelen o.....
    bir çift titrek elin, ayağın, bakışın isyanının dile gelişi, isyanı dile getirişi, bu roman. varlığının birincil amacı başkaları için bir şeyler yapmak değilken, hiç olmamışken, kendine olan özlemi, kendine dair arayışları, dili* ve dilsizliği*, başka kişileri (ve şeyleri) bil(dir/eme)mesine ve, kendisinin de, dağlardan sonra ırmaklara varmasına vesile olmuş bir adamın ağzından, yalnızlığın, yabancılığın ve hastalığa, terkedilmişliğe, ölüme, töreye**, cehalete*,, diğer taraftan pahabiçilmez bir kıymetbilirliğe tanıklığın(ın) yalın öyküsü.

    * "... biliyorsunuz garip kitaplar satıyordu. eski, anlaşılmaz, yabancı dillerde, artık modası geçmiş kitaplar... kuşku uyandırdı çevrede. gençler bir gece dükkanına girip kitaplarını kapının önüne çıkardılar ve ateşe verdiler.
    ... süryani, diz çöküp yalvarmaya başladı, yakmayın kitapları, yakmayın kitapları, hepsini size veriyorum, okuyun onları, hiç değilse okuduktan sonra yakın... (!!)"

    **"... bu ne biçim töre ki,
    hak yok (ki bu çoğunlukla öl demek, ya da ölüm),
    hukuk yok (ki bu da çoğunlukla ya öl ya öldür demek, ya da ölüm);
    sevgi yok, saygı yok;
    yaşanan günler yok;
    yalnız yumruk var,
    yalnız horlanma var. ..."
    /
    (ve bir adam)
    "... biz yetim büyüdük. ağamın kapısında büyüdüm ben... bu durumda, benden isteneni nasıl yapmam? nasıl niçin derim`?` ... her denileni yaptım. çünkü yetim büyüdüm. ve beşikten beri borçlu (!!) "

    kitaplarda yazanlar, okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir, evet. ama sanırım bu kitap size öğretilmek istenenler kadar, ve belki daha çok, sizin bilme(me)k istediklerinizle ilgilidir.
  • 137. sayfasinda alaaddin'i anlattigi (bkz: #10164083) eser. ilk bolumde bir masal anlatir gibi nispeten monoton giden roman (ki zaten bir yaban icin varilan bir dag mezrasinin ilk izlenimi de bu degil midir?), ozellikle 2. bolumle birlikte adeta romandan siire gecer ve her sayfasinda gittikce yabanliktan uzaklasmaya baslar.
  • ferid edgü'nün bu çarpıcı metni bosna hersek'in sağlam yayıncılarından ve gazetecilerinden ayet arifî'nin de dikkatini çekmiştir ve 2005 yılında kerima filan tarafından boşnakça'ya tercüme edilerek to godisnje doba u hakkariju ismiyle yayınlanmıştır.

    kitabı basan "connectum izdavacka kuka" yani connectum yayınevi aynı zamanda cemalettin latiç'in srebrenicki inferno eserini de yayınlamıştır.

    bu da boşnakça edisyonunun kapağı:
    http://www.knjiga.ba/…products/to_godisnje_doba.jpg
  • (bkz: sahrem sahrem)
  • kac yilinde almanyada video kaset olarak piyasaya surulmustur, toplam kac tane üretilmistir, bunlarin kac tanesi satilmistir, alanlardan hangisi elindekini dijital ortama aktarmayi düsünmüstür, kim bunu google videoya yuklemeyi akil etmistir ve son olarak kac kisi google videoda filmi aratmayi dusunmustur bilinmez ama türk sinemasinin en degerli kutsal kaselerinden biri olan bu film su linkten izlenebilmektedir.

    http://video.google.com/…docid=-7555713975640165009
  • nicedir burda kendimi arıyorum, kapısının önünde, kapısını açıp eve girmek için karanlıkta yitirdiği anahtarını arayıp bulamayan,
    çıldıran, kapısını kıramayan, bir çaresiz, bir garip kişi gibi, burda, garip, tanımadığım insanların arasında.öleyim. kendimi ararken, onları/başkalarını/başka insanları buluyorum.

    ve onları bulurken, yavaş yavaş kendimi bulur gibiyim.
  • "olsam olsam, attığı demiri almak istemeyen bir kaptanım. ya da kayalara vurmuş bir tekne. daha batmamış. (batsa kurtulacak. ama batmamış. batamayan. karaya oturmuş.)"

    kısacası müthiş bir kitaptır. anlatımı yalın ama anlamı yoğun ve derindir.
    ferit edgü okumaya başlamak için en ideal kitaptır.
  • izledikten sonra tez zamanda kitabını da okumaya karar verdiğim erden kıral filmi...

    bir sahnesinde öğretmen, defterinize bildiğiniz kelimeleri yazın der ya hani!...çocuklar da hepsi birbirine benzeyen kelimeleri yazarlar...

    bunlar da benim bildiğim kelimeler; deniz...kar...ama ille de portakal...

    bir de şu var elbet;

    ''sizler, karın üstünde yalınayak yürüyüp ölmeyenlerdensiniz...''
  • ferit edgü'nün hak ilindeki isimsiz halkı anlama ve yalnızlığı(nı), çaresizliği(ni) anlatma biçimidir. adı anılmayan dili hiç bilmiyorken, denizi bilmeyen çocuklarla aynı dili konuşabilmektir. ölümü çok iyi bilen, ama yaşamaya yabancı insanların arasında kendini bulmaktır.
hesabın var mı? giriş yap