hayattan bıkmak
-
(bkz: feeling the blanks)
-
-
hayatın sizden bıkıp kıçınıza tekmeyi basmasından daha mı iyi daha mı kötü bu konuyu misantropiye gönül vermiş arkadaşlara havale ediyorum.
-
serçe parmak hareketleri yavaşlamak.
-
-
-
-
hayattan bıkmak...siz çoktan bıkmışsınızdır hayattan ama o sizlen uğraşmaktan bıkmamıştır.en acıklı sahnelerde başrol oynatır size hayat.hep ağzınıza bir parmak bal çalar,herşey güzel gidecek diye düşünürsünüz rolünüze ısınırsınız,ne yapılması gerekiyorsa yaparsınız fakat oynadığınız bölümü görünce hayalkırıklığına ugrarsınız.siz içiniz parçalanarak o rolü oynamışsınızdır oysa.bir ödül istersiniz elinizde olmadan, çektiğiniz acıya karşılık bir nevi teselli beklersiniz.elinize geçen tek şey yaşadığınız hayalkırıklığı sayesinde edindiğiniz derstir:hayat tek kişilik bir gösteri değildir. daha acı olanı bu gösteride beraber oynadığınız rol arkadaşlarınıza güvenmemeniz gerektiğidir.hayattan o an bıkarsınız.yeteri kadar cesaretiniz varsa filmi bırakıp gidersiniz,yoksa kenara gecer yeni rolünüzü beklersiniz.bundan sonra oynayacağınız rollerdende edineceğiniz dersin "öğrendiklerini uygula" olacagını biliyorsunuzdur ne yazık ki....
-
bütün gece çalışıp sabah eve gelmek, 5-6-7 gibi uyanmak, akabinde tekrar işe gitmekle oluşan döngünün garip sonuçlarından biridir bu.yapılacak şeyler bellidir, sınırlar asla aşılamaz, arkadaşlar öldün mü diye sormaya başlar, tatil ister bünye.ama bilinçli bir sabır ile bu duygular atlatılabilir, atlatılmalıdır da. kötü sonuçlara sebep olabilir vesselam.
(bkz: amok koşucusu) -
yasamin herhangi bir nedenle agir gelmesi, eziyete donusmesi anlamlarina gelen tumce. kisi boyle durumlarda kendisi dahil herkesle icinden konusur..
yanibasimda kelimeler.. susmak zorunda olduklarini bile bile
geliyorlar aklima her nasilsa.. dudaklarimi kapali tutmak onlari yok
etmeye çare değil. onlar hep var ve görünen onca "gerçek yüzlü yalan"
arasinda, asil gerçek onlar, biliyorum. beni kim dinleyecek??..
hep bitmeyecek telasiyla baslanilan cümleler onlar. aklimda
olmalari neyse de, yüregimdeyken ve "hakliyken".. nasil unutabilirim??
zamana söylesem, toprak altına
girecegim o ana kadar hizli çekim ilerlese, ve ben daha az hak versem
o sözcüklere.. ama yanmak yok bu kez!!
duran ben değilim, hayat. tek farkimiz, benim maskem yok. ve
kabulleniyorum artik, gerçek olan ne varsa susturulmaya mahkum.
gerçek olmasaydi(k).. susmazdik. sustuk, çünkü kimsenin anlamini
tahmin edemeyeceği kadar içli kelimelerdi içim(iz)dekiler.
gittim artik.
bittim de..
bir gün.. belki engeller kalkacak ya,.. o gün de öylesine
alisacagim ki susmaya, konusabilirliligim zor gelecek.. önceki
benligim susmaya esit gibi gelecek ve ben.. konusursam ben olmaktan
çikacagim sanacagim..
herkese çizilen yollar var. baskalari tarafindan ve sirf baskalari
istiyor diye uyulmak zorunda olan kurallari çigneyecek güç bulursam
kendimde bir gün delikanliligimin geregi olarak, eskiye dönmek için
degil, yok olmak için kullanacagim bu hakki. kendime sözüm olsun!!
çünkü sevdiklerimin yaninda olmak tüm gücümü alacak.. beraberliğimi
sürdürecek gücüm kalmayacak o zaman. ve eger geri dönersem, daha
beter olur yasamak.
anlamaya çalis yüregim.
anlamaya çalis "..."
...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap