• bir hayvan buraya düşeceğine ölsün daha iyi. öyle pis, öyle dram dolu yerler bunlar.

    geçenlerde sokakta baktığım 2 köpeğimi kaybettim ardarda. ölüm haberleriyle yıkıldım, yalan yok. ama derin bir rahatlama hissi de geldi bu üzüntünün beraberinde. çünkü mahalleli sürekli şikayet ediyordu ve belediyenin gelip onları barınağa alması an meselesiydi.

    dedim ki kısacık ömürlerinde hür ve mutlu yaşadılar. sevildiler, koştular, kana kana su içtiler. özgürlüğün tadına vardılar ve bedenleri eziyet nedir bilmeden doğaya karıştı. en azından sokakta iyi bakılan şanslı hayvanlardı.

    benim için bir köpeğimin barınağa alınması ölmelerinden beterdir. çünkü barınağa bir kez giren köpeği oradan çıkarmak çok zordur. çoğu zaman siz onu bulana ve oradan çıkarana kadar kanlı ishalden ölmüş olur. yine bile arkasından arayan soran birileri olduğu için şanslıdır. bir ihtimal onu kurtarabiliriz çünkü.

    ya diğerleri? ya kimsenin bakmadığı ve tanımadığı canlar? karanlık beton kafeslere mahkum, kendi bokları ve sidikleri arasında oturacak yer bile bulamayan, tavuk yemi gibi yemlerle beslenmeye zorlanan, çiş dolu su kapları bile günlerce boş kalan, ne suç işlediğini bilmeden masum masum kafesten burnunu uzatan, yazın güneşin altında kışın dondurucu soğukta uyumaya çalışan zavallı canlar? hayat mı onlara reva görülen?

    bir sokak köpeğini belediyeye şikayet etmeden evvel lütfen onu dipsiz bir kuyuya attığınızın farkına varın artık. barınaklar cehennemin dünyadaki şubeleridir.
  • bu hayvan barinaklarindan birinde bi gun, 3-4 gundur bogazindan bir lokma yiycek gecmemis kopeklerden biri yere yigilir, digerleri ustune atlar, parcalar, cigerlerini yerler.

    bir digerinde cati yoktur, kar yagar bi gun. anne kopek ve yavrulari karin icinde yatarlar. kar biter. anne kalkar. ama yavrulari artik cansizdir.

    bir baskasinda ise bi gun, yagmur yagar. her yagmur yagdiginda oldugu gibi kanalizasyon tasar. kopekler dizlerine kadar lagimin icinde kalir 2-3 gun.

    ya bir digerinde... veterinerlik fakultesi veya benzeri yerler deney icin yavru kopekleri alirlar. yooo! sadece yavrulari da diil, buyuk kopekler uzerinde yapilan bagirsak kesme bicme deneylerini unutmamak gerek. basarili olana dek denenicektir, ehh denenir de.

    peki bugun baska birinde acaba neler olmakta... ? kimbilir..

    yine de hersey insanlar icin.
  • buraya bıraktığınız hayvancığı ölüme terkettiğinizi bilin.

    edit: istanbul'un en iyilerinden birini yakın zamanda sık sık ziyaret ettikten sonraki kanaatimdir. kötüleri ziyaret edecek gücüm yok açıkçası.

    insanımız bütün işlerde olduğu gibi bu işi yaparken de gönülsüz, isteksiz, işini sevmeden yapıyor. bedelini sahipsiz hayvancıklar canıyla ödüyor. hesap soran olmayınca can almakta beis görmüyorlar. ben baksam çok rahat iyileşebilecek onlarca hayvanı barınakta kaybettim. lanet olsun ki benim ne bakacak ortamım, ne bakmama müsade edecek zamanı sağlayacak bir işim, ne de bana anlayış gösteren bir aile çevrem var. çaresizlik içinde kendi başıma kıvranıyorum. hayat bok gibi.
  • şu hadiseyle izmirli'nin günceline taşınmış suni gündem:

    üzerinde birkaç laf etmeyi gerekli kılıyor.
    kanımca, hayvan barınakları'nın sokak hayvanları sorunu için çözüm olduğunu ileri sürenlere karşı (onların anladığı dilden konuşmak anlamında) en önemli sav bunun "sokaktaki köpek populasyonunu azaltmak yerine arttıracağı ve çevre sağlığı için daha fazla tehlike yaratacağı" savıdır. bu sebeple yasal düzenlemenin en sağlıklı yöntemi vurguladığı ama ve lakin "yasal düzenleme olmasa bile doğru yöntemin "barınak" olamayacağı"nın altı kuvvetle çizilmelidir.
    gerekçeler is şöyle sıralanabilir:

    1) kısırlaştırılıp, aşılanan ve kayda alınan sokak köpeği artık kontrol altına alınmış demektir. bu kontrol:

    a) istem dışı üremenin önünü keser. maksimum yaşayacağı süre 6 yıl olan sokak köpeklerinin tümünün kısırlaştırıldığı ideal ortamda ikinci bir nesil olmayacağı için sistemli kısırlaştırma 6 sene içinde sokaktaki köpek populasyonunu minimal seviyeye indirecektir. bunun için sıkı uygulama ve denetim ve sistemli çalışma yeterli olacaktır.
    b) kısırlaştırıp yaşam ortamına geri bırakma sadece sosyal yaşama uyum gösteren uysal köpekleri kapsayacağı için. uyumsuz ve saldırgan hayvanların barınaklarda korunması zaten yasanın da gereğidir. bu durumda köpek saldırısı yaşanması riski de en aza indirilmiş olur

    2) ilk maddede öngörülen (yasanın da gereği olan) yöntem uygulanmaz, tüm kontrol ve kayıt altına alınmış kısır hayvanlar ortamdan çekilirse, barınaktan yana olanların beklentilerinin aksine aynı ortam çok kısa süre içinde kısırlaştırılmamış, kayda alımamış yeni bir köpek populasyonunun istilasına uğrayacaktır. geçmişteki tüm tecrübeler bunu kanıtlar durumdadır. bu gerçeğe uzmanlar "vakumlama" adını vermektedir çünkü kısırlaştırılıp sokağa konan köpeklerin ortamdan alındığı durumda o ortam derhal kontrolsüz olan köpek populasyonunu kendi içine çekmektedir. bunun önüne geçilmesi mümkün değildir. bunun doğal sonucu olarak çok kısa süre içinde barınaktakilerin bir kaç katı köpek tekrar sokakları istila edecektir. bu durumda sayısı geometrik olarak artacak köpek populasyonunu alacak yeterlikte bir hayvan barınağının imkansız olması gerçeği ile karşılaşılır ki bu durum "barinak" fikrinin neden akılcı olmadığının en önemli gerekçesini teşkil eder.

    görüldüğü gibi aslında söz konusu gerekçelerin hayvan hakları ile bile ilgisi yoktur. hayvan barınağı fikri herşeyden önce mantığa aykırıdır!

    nitekim tarihten ders almak esastır. 1910 yılında istanbul'un bütün sokak köpekleri dönemin padişahının emriyle (sonradan sadece bu acı olay yüzünden adı hayırsızada'ya çıkmış) sivriada'ya terkedilmiş, orada açlıktan birbirlerini parçalamalarına seyirci kalınmış ve istanbul'un sokak köpeği probleminin kökünden çözümlendiği sanılmıştır. oysa hemen bir kaç yıl içerisinde sokakların tekrar köpeklerle dolu olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı? bu vahim hadisenin acı hatırasına emre sarıkuş'un yazdığı ve yönettiği sesim rüzgâra adlı belgeseli izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. şu linkte bir anlatısı da mevcuttur: http://www.durustavci.com/…n-bir-kesit-t3868.0.html

    sokaklardaki köpek populasyonundan şikayet edenlerin herşeyin ötesinde burada temel amacimiz farkli imiş gibi düşünmesini çok yadırgadığımı da söylemeden edemeyeceğim. bu kişilere şöyle sormak gerekiyor:
    "siz hic bir sokak kopegini sadece can olarak görüp korumaya niyetlendiniz mi? cebinizden kendi rıskınızdan onlara bakım, ilaç, yiyecek sağladiniz mı? aşılatıp, kısırlaştırıp ortamına saldığınız köpeklerin ertesi gün mama vermek için aradığınızda belediye tarafindan toplanip bilinmeyen bir yere atıldığını, bir arabanın altında can verdiğini, sarhoşun serserinin saldırısına maruz kaldığını yaşadınız mı? işte sadece bu yaşadığımız acı ve zorlu tecrübelerden dolayı bizlerin, sokakların köpekten arınmasını sizden cok daha fazla istediğimizden eminim. biz, sizin adınıza bu hizmetleri yaparken sizin gibiler tarafindan da itham altında bulunmak, sizi ve cocuklarinizi ısırmasi muhtemel köpeği aşılatıp size de hizmet ettiğimizi düşünmeden, girdiğimiz çabaları küçümseyip sokaktaki köpek varlığının müsebbibi, hayvanı insana tercih eden ruhsal sorunlu kişilermiş gibi yaftalanmak ve hedef gösterilmek kolay mı sanıyorsunuz?

    sonuç olarak şevkat, eğer bir kadın değilseniz ve analığı hissetmediyseniz kanımca sadece anne babadan ögrenilebilen birşey. ama bir kez öğrendiyseniz düşküne, muhtaç olana, zayıfa yardim etmek, onu bir yerlerde tecrit edip sırtını dönememek bir vicdan meselesi haline geliyor. sokak hayvanına yardım da bunun bir gereği. kimilerinin düşündüğü gibi bir elit eğlencesi degil, sokakta köpek olmamasını herseyden once bu vicdani sorunlar nedeniyle herkesten cok bizler istiyoruz.

    ama sizin günü kurtarmaktan başka bir şeye hizmet etmeyecek yöntemlerinizle değil. kenara çekilin ve her işte olması gerekeni yapıp bu işi de ehline bırakın.
  • bir ülkenin, gelişmişlik düzeyini belirlemede kullanılması gereken temel kriterlerden biri.
    gerçi insanın zerre değer bulmadığı bi memlekette, hayvana kim değer verecek, orası da çok ayrı mevzu.
  • sokakta köpek kalmasın, yollayın hepsini barınağa diye söylenen insanların sayısı çok fazla.

    adamlara, abi bak bildiğin gibi değil, barınaklar köpek otelleri değil diyoruz. laf anlatamıyoruz. kıçını kaldırıp da bir barınağa gitmediği için durumun vahametinin farkında değil.

    işte o kıçını kaldıramayan adamlara, haysev gönüllülerinin, senin bütün "gereksiz" sokak köpeklerinin gönderilmesini istediğin bir barınakta rastgeldikleri bir golden retriever'ın fotoğrafları

    bu köpek aylardır barınaktaymış ve neredeyse bütün vücudunu kaplayan uyuzu kimse farketmemiş. barınaklar böyle yerler birader. %1000 over capacity ile çalışmaya çalışan mekanlar. senin sokağın "köpeklerden arınsın" diye başvurulacak seçenek olmaktan çok uzaklar.

    ek olarak: (bkz: #31981635)
  • sokaga bıraksan daha mutlu , bakımlı ve temiz olacakmıs hissi uyandıran zavallı kopeklerin tıkıldığı bir yer..
    olayı anlamaya calısıyorsunuz burası mı gercekten diye, algıladıktan sonra 5snden fazla duramayıp kacıyorsunuz, iciniz aciyor kopekler icin.
  • icimi acitan hayvanlarin genelde cok zor sartlar altinda yasadigi yerlerdir. lutfen petshop'lardan hayvan almayin. aldiginiz hayvanin annesi & babasi damizlik olarak kulanildiktan sonra sokaga birakilacak. bunu kendi hayvaniniza yapabilir miydiniz? hayvan barinaklarin herhalde en iyi yani gidip bir evlat edinebilmenizdir. sokaktanda alsaniz olur.
  • örnekköy karşıyakada bulunan hayvan barınağı, dünkü yağıştan sonra çok feci durumda, ilgili fotograflara buradan da ulaşılabilir. acil yardım talep ediyorlar:

    fotoğraflar:
    http://d.imagehost.org/…20_32085901_3009567_n_1.jpg
    http://d.imagehost.org/…4420_32085904_3166182_n.jpg
    http://b.imagehost.org/…4420_32085930_2935428_n.jpg
    http://b.imagehost.org/…4420_32086548_3958422_n.jpg
    http://b.imagehost.org/…4420_32085902_6650184_n.jpg
    http://d.imagehost.org/…4420_32085893_3034335_n.jpg
    http://b.imagehost.org/…4420_32085899_6915192_n.jpg
    http://d.imagehost.org/…4420_32086565_5022413_n.jpg
    http://d.imagehost.org/…4420_32085933_3633440_n.jpg

    https://cid-095f1e0fd960b502.photos.live.com/…nrasi

    bilgi: dunku yagmurdan sonra, derenin tasmasi sonucu barinagi sel vurdu. resimlarden durumun aciliyetini ve barinagin toparlanamaz halini gorebilirsiniz. hersey yikildi, kaybimiz cok fazla. cogu bebegi kaybettik, durum icler acisi...acil olarak gonullu ihtiyacimiz var, cumaya kadar barinagi toparlayabildigimiz kadar toparlamaliyiz. barinakta uzun sure yemek pisirilemeyecek o nedenle kuru mama ihtiyacimiz var. izmirde yasayan ve yasamayan tum arkadaslarimizdan yardimci olmalarini rica edecegiz.

    acil ihtiyaclar ;

    kuru mama ( kedı & kopek )
    yarım yagli sut

    mama yardimlariniz icin adres ;

    karsiyaka veteriner isleri mudurlugu, karsıyaka santiyesi ornekkoy / karsiyaka
    tel: 0 232 363 77 22
    isim: celal uner

    iletisim : elif elcin dogruya / pervin berkan
    elif doğruya 0554 7491381
  • hayvanları buraya toplamak yerine sokakta bırakmak bence daha iyi. en azından şanslı olanları hastalanmazlarsa filan özgürce ömürleri tükenene kadar yaşayabilirler.

    bir arkadaşım barınaktan yavru bir kedi almış geçenlerde. hayvan hem bakımsız, hem de hasta. çok uğraştık kurtarabilmek için ama olmadı. maddi manevi çok uğraştık. arkadaşım aradı bir akşam, ağlıyor;

    -ne oldu
    +hastaydı kedim, veterinere götürdüm, serum verdi, sokak hayvanı olduğu için muayene ücreti almadı ama 25 tl serum ücreti vardı, 3 gün verilmesi gerekiyormuş serumun ama 40 tl param var. bakamıyorum kedime.

    tamam ben gönderirim dedim. gönderdim gücüm yettiğince bir miktar para. ama maalesef iyileşemedi ve öldü. ölürken yanındaydı kız, tüm gece uyumamış, üzerini örttmüş, sevip okşamış. sonra konuştum uzun uzun, barınakta soğukta öleceğine karnı tok bir şekilde sıcak bir yatakta, onu seven insanların yanında ölmesinin daha iyi olduğunu anlattım ve böyle bir acı yaşadı diye de asla vazgeçmemesini istedim. hazır elinde mama ve diğer çeşitli kedi bakımı için gerekli eşyalar varken hemen bakıma muhtaç yeni bir kediyi sahiplenmesi gerektiğini söyledim. daha bir sürü şey anlattım da oraları es geçip konuya dönmek istiyorum;

    harcanan para allah' ın yarattığı bir canı kurtarmak için harcandı. onun verdiği iç huzurun ve eğer kurtarabilseydik vereceği mutluluğun değeri para ile zaten ölçülemez ama rica ediyorum şu barınaklarla bir ilgilenilsin. para toplansın gerekirse halktan ama oradaki hayvanlar hastalanıp ölmesin. hayvanı sahipleniyorsun tedavisine para harcıyorsun yine de kurtaramıyorsun. öncelikle o hayvanlar sağlıklı olsun da sonra benim olup olmamasını önemserim ben. parayı eve aldığımız kediyi kurtarmak için harcayacağımıza o kedinin hastalanmaması için harcayalım. gerçekten pek çok barınağın hali içler acısı.
hesabın var mı? giriş yap