• avrupa kitasinin cogunlugunu olusturan dil ailesidir. ilk olarak sir william jones tarafindan teorisi ortaya atilmistir. latince, yunanca, farsca ve sanskrit arasindaki benzerlikler nedeniyle ilk olarak bu teoriyi ortaya atma ihtiyaci duymustur. daha sonralari franz bopp bu teoriyi desteklemistir. rasmus rask ve jacob grimm'in karsilastirmali analizleri de en buyuk adimi atmaya yaramistir.

    onceleri hint cermen dilleri olarak adlandirilsalar bile, daha sonralari, sanskrit ile litvanya'da konusulan eski bir sive arasinda cok buyuk benzerlikler gorulunce, hint avrupa dilleri olarak degistirilmistir.

    bu dilin protolanguage'i, yani tek atasinin cikis noktasi olarak bircok dilbilimci ve tarihci, ermenistan ve karadeniz'in kuzeyini gostermektedirler.

    en onemli alt gruplar, yani dil gruplari, "latince, almanca, rusca" olarak ayrilamayacak kadar dalli budaklidir. belli basli olanlari sunlardir:

    1) hint iran dilleri
    2) italik diller (latince ve onun soyundan gelen romantik diller buna dahildir)
    3) cermen dilleri
    4) kelt dilleri
    5) baltik dilleri
    6) slav dilleri
    7) ilirya dilleri (yokolmustur) (iliryalilar, arnavutlarin atalaridirlar, nasil sozlukte entry'si olmaz sasarim).
    8) arnavut dilleri (arnavut dili, ilirya dilleri'ne benzesmektedir, ancak ayni soydan degildir).
    9) anadolu dilleri (yokolmustur, en bilindikleri hititcedir)
    10) tocharya dilleri (yokolmustur)
    11) yunan dilleri
    12) ermeni dilleri

    daha once de belirtildigi gibi, bircok avrupa dili, hint avrupa dillerindendir. ancak, avrupa'da konusulan bircok farkli dil de, baska ailelere mensupturlar. mesela, fin ugrik dilleri, macarca, estonyaca, fince ve saamice'yi kapsar -ki bunlarin, hint avrupa dilleri ile uzaktan yakindan alakalari yoktur. kafkas dil ailesi de zaten basli basina bir ailedir.

    ilginc olan, avrupa'nin gobegindeki basklar, hicbir sekilde hicbir dile paralel bir dil konusmamakta, tamamiylen farkli ve bilinmeyen bir dil grubuna girmektedirler. buna da izole dil aileleri adi verilmektedir.

    maltalilar'in konustuklari dil ve hepimizin bildigi gibi turkce de, yine hint-avrupa dil ailesine mensup degildir. turkce, ural altay dil ailesi mensubu iken, maltaca, hami sami dil ailesi'ne mensuptur.

    bazi dilbilimciler, buyuk nostratik dil ailesi'nin bir mensubu olarak da dusunseler de hint avrupa dil ailesi'ni, bircogu buna tamamen karsi cikmaktadirlar.

    ozellikle aryanlar'in soylarini arastirma adina drittes reich'de bu dil ailesi uzerine bir suru calisma yapilmis, ancak bu calismalarda (sasilmayacak bir sekilde) bu dil ailesi hep hint cermen dil ailesi olarak anilmistir.
  • kökeninin anadolu olma ihtimali olan dil ailesidir. dün ve bugün bu konuda iki adet haber yapılmış. bbc ve nature gibi iki kuruluşun bu kadar yavan haber yapmasını son derece anlamsız ve şaşırtıcı buldum açıkçası. şu haberde "ingilizce'nin ana vatanı anadolu" denmiş. doğru sayılabilir tabii. ama bu bilgi kesinlikle yeni değil. amerika'yı yeniden keşfetmiş bbc. kaldı ki colin renfrew'in çalışmalarını bilirim, bu adam bunu yıllardır söylüyordu. şimdi olan nedir, birileri eskiçağ tarihi için hala tartışmalı olan gen haritası yöntemini kullanarak bunu desteklemeye çalışmış. "dillerin dna'sı karşılaştırıldı" diyor. meeh.*

    financal times da bunu haber yapmış. sonra bbc, sonra da nature. iyi de bunu biliyorduk zaten biz. işin asıl ilginç tarafı da şu;

    haber teoriyi anlatamamış bile. bu teori, yani hint-avrupa dil ailesi'nin kökeninin anadolu olduğunu söyleyen teori bunu hititçe'ye dayanarak savunur. hititçe, bilinen ve yazıya geçirilmiş en eski hint-avrupa dilidir. hatta sadece hititçe değil, hititçe ile alakası ve akrabalığı bulunan luvi, pala ve pelasg dilleri de hint-avrupa dilidir ve özellikle luvice'nin m.ö. 3000'lü yıllara kadar gittiği bilinmektedir. bu teorinin olayı budur. hititçe ve luvice. bu iki dil de anadolu kökenli olduğu için hint-avrupa dilleri'nin kökeninin anadolu olduğu düşünülmüştür ve yıllardır geniş bir çevre tarafından kabul görmüş mantıklı bir teoridir. ancak haberlerin hiçbiri bu bilgilerin hiçbirinden bahsetmemiş. haberler baştan aşağı yanlış yapılmış yani. ilginç.

    nature'un şu haberi ise tamamen komedi. "a turkish origin for indo-european languages" diyor. yuh! ne türk'ü lan? adam anadolu'nun hint-avrupa dilleri'nin doğduğu yer olduğundan bahsetmiş, sen gidip türk diyorsun. m.ö. 3000 ile 1000 yıllarından bahsediyoruz. türk topluluklarının buraya gelmesinden 4000-2000 yıl önce. galiba dünya üzerinde "anadolu'nun oldum olası türk toprağı olduğunu zannedenler" sadece türkler değil. şaka gibi. işte bilimi sen gazetecinin eline verirsen açıklasın diye, bu olur.

    bir de eğer götüme girmeyecekse bu araştırmayı yapan yeni zelandalı bilim adamlarında da sorun var galiba. 21. yüzyıldayız hala gen araştırması falan yapıyorlar dil bilim için, antik diller için. hala birileri bunu kabullenmek istemiyor ama (inanmak demiyorum çünkü bilimsel bir gerçeğe inanmazsınız, onu kabullenirsiniz) dilbilim için bu tarz gen haritaları çıkartmak, dna incelemek, evrimsel biyoloji yöntemlerini kullanmak falan tamamen çökmüş ve kıymeti harbiyesi kalmamış yöntemlerdir. bu iş böyle yapılmaz, yıllar süren etnolojik araştırmalarla ortaya çıkartılır. buna rağmen kesin şeyler söyleyemezsiniz. şimdi gelmişler dillerin dna'sı gibi bir kavramla "biz bir teori bulduk" diyorlar. dillerin dna'sı falan olmaz. bazı dilbilimcilerin gen kökenli araştırmalara rağbet etmesi de bütün bir bilim camiasının bunu kabul ettiği anlamına gelmez. antik dönemler ile ilgili gen kökenli araştırmaların hiçbir doğruluğu yoktur, kanıtlanamaz. bu araştırma yöntemi kabul edilse dahi, eskiçağ bilimleri, tarih, arkeoloji, etnoloji, etno-arkeoloji, antropoloji gibi disiplinler tarafından doğrulanmadığı sürece, biyoloji temelli bulguların hiçbir değeri yoktur.

    şimdi ne o teoriyi sen buldun, ne de doğru bir yöntem kullandın. ne olacak şimdi?* 21. yüzyıl sosyal bilimi entisite kavramına biyolojik değil, sosyolojik bir olgu olarak bakmaya başlamışken; ve ırk kavramının varlığını tartışmaya açmışken, etnik köken üzerine genetik araştırmalar yapılması yaman bir çelişkidir. bir de hititçe ve luvice'den de hiç bahsetmemiş. bu konu kronolojik olarak tamamen eskiçağ tarihi ve arkeolojinin konusu. ama söz konusu araştırmada ortaya atılan varsayımı destekleyecek arkeolojik ve tarihsel bilgilere başvurulmamış, buna değinilmemiş bile. neyin kafası anlamış değilim. disiplinlerarası bilim böyle işlemez. okyanus çarpıyor herhalde.

    son olarak, bugün sözlükte biraz kafa karışıklığına da yol açmış bu haberler. güneş-dil teorisi başlığında bakınız verilmiş. hürriyet'in haberinde de "güneş dil teorisi doğru mu?" gibi bir alt başlık açılmış. ya sabır diyorum. güneş-dil teorisi ile bütün bu bilgilerin hiçbir alakası yoktur aslında. güneş dil teorisi sümerce, kafkas dilleri (hurrice gibi) ve türkçe'nin kökenleriyle ilgilenen ve anadolu'nun bilinenden daha eski bir türk vatanı olduğunu iddia eden bir teoriydi bir zamanlar. hatta hint-avrupa dilleri'nin altay kökenli olduğunu iddia etmişliği bile vardır. ama çöktü ve unutuldu. konusu da tekrar açılmadı. şimdi gelip bu haberleri bu başlığa yazmanın manası da yok yani. böyle söyleyince bu entry'yi girmem de mantıksız göründü ama neyse. konuya biraz açıklık getirdik, iyi oldu. yani naçizane diyeceğim şudur ki, gazetecilik kuruluşlarından bilim öğrenmek gibi bir gaflete düşmeyiniz. aman.
  • bu dil ailesinde avrupa grubundaki bazı dillerin birbirleri ile benzerlik veya anlaşabilirlik oranları ethnologue'a göre şöyledir;

    ispanyolca ile portekizce %89
    italyanca ile fransızca %89
    katalanca ile italyanca %87
    katalanca ile ispanyolca %85
    katalanca ile portekizce %85
    italyanca ile ispanyolca %82
    italyanca ile romence %77
    fransızca ile portekizce %75
    fransızca ile romence %75
    fransızca ile ispanyolca %75
    katalanca ile romence %73
    portekizce ile romence %72
    ispanyolca ile romence %71
    ingilizce ile almanca %60
    almanca ile fransızca %29
    ingilizce ile fransızca %27
    rusça ile ingilizce %24

    benzerlik/anlaşabilirlik oranlarına sahip.

    yani bir ispanyol ile bir portekizli veya bir arjantinli ile bir brezilyalı tercümana gerek duymaksızın birbirleri ile anlaşabilir diyebiliriz.
  • yüzlerce dil ve lehçe içeren dünyanın en büyük dil ailesidir. dünyada 2,5 milyarı aşkın kişinin anadili hint-avrupa dil ailesi'ne ait bir dildir. avrupa'nın en büyük dilleri, güney ve batı asya dilleri, kuzey ve güney amerika ve okyanusya'da en çok konuşulan diller hint-avrupa dilleridir.

    günümüzde dünyada en çok konuşulan 20 dilden 12'si hint-avrupa dil grubuna aittir. bunlar ingilizce, ispanyolca, hintçe, portekizce, bengalce, rusça, almanca, fransızca, marathi, italyanca, pencapça ve urduca'dır.

    (bkz: dil aileleri)
    (bkz: cermen dilleri)
    (bkz: slavca)
  • avrupada konuşulan dilleri ve asya dillerinden bazılarını (bkz: aryan dilleri) kapsayan dil ailesi..
    avrupa kısmı, german (ingilizce), latin ve slav (rusça) olarak ayrılır..
  • ilginç bir şekilde aradaki mesafeyle alakasız bir şekilde dilleri birbirine yakın ve uzaktır. şöyle ki dünya haritasinda doğal olarak indo-european dil konuşan en batıdaki ülke ve en doğudaki ülke arasındaki mesafe yaklaşık 10 bin km. nepal ve irlanda. yine ilginç bir şekilde nepalce ve irlandaca birbirine benziyor. tık
    irlandaca ve nepalce arasındaki uzaklık 60. daha da saçması şu ki irlanda ve ingiltere aynı yerde olmasına rağmen ingilizce ve irlandaca arasındaki uzaklık 75. bu nasıl olur yahu? nepal nerde irlanda nerede. aynı atadan geliyorlardır desem bu insanların ne dna'sı ne kültürü hiçbir şeyi birbirine benzemiyor. bir diğeri de litvanca ile antik hint dili sanskrit arasındaki uzaklık 56. litvanyadan 300 kilometre ötedeki isveçce ile arasındaki 59. hatta litvanyalılar dilleri sanskrite benziyor diye bizim dilimiz dünyadaki ilk dillerdendir falan diyor. lan hani diller birbirinden uzaklaştıka izole olurdu bunlar yakınlaştıkça izole oluyor.
    para derdi olmayan bir avrupalı olsaydık ne güzel filoloji okur böyle cahil kalmazdık. neyse, bir dahaki hayatta artık*
  • farsça da bu dil ailesine dahil bir dildir.
  • hititçe, frigce, lidyaca gibi anadolu'da konusulan antik dillerden çogunun içinde bulundugu grup.
  • (bkz: dil aileleri)
  • batılı tarihçilerin fikir birliğine vardığı nokta, bu dilin kökeninin anadolu olduğudur. peki neden anadolu dilleri değil de hint-avrupa dilleri denmiş. şu tabloya bakarsanız bu dilin atası kabul edilen hitit dili binlerce yıldır kullanılmamaktadır. hitit dilinden sonra bilinen en eski anadolu dili ermenice fakat o da çok az insan tarafından konuşulduğu için adamdan sayılmamıştır. dilin bir ucu hindistan'a, bir ucu izlanda'ya dayandığı için de "biz buna indo-avrupa dil ailesi diyelim" denmiş. dilbilimci franz bopp'tan sonra bu isimlendirme birçok tarihçi tarafından da kabul gördüğü için "anadolu dilleri" olması gerekirken "hint-avrupa dilleri" ismi kabul görmüştür.

    peki neden anadolu?

    hititlerden önce büyük medeniyetler vardı fakat tarihi araştırmalar gösteriyor ki, birbirine düşman iki medeniyet olan hititler ve antik mısır, o dönemin süpergüçleri. mısır konum itibariyle biraz daha o dönemin bilinen dünyasından izole bir süpergüç fakat hititlerin doğusunda asya halkları, batısında antik yunan ve diğer avrupa halkları derken eşsiz bir konumda bulunuyor, tam köprü konumunda. örneğin bundan 600 sene önce britanya kıtasında bile ingilizce dışında birçok farklı dil konuşuluyordu. şimdi bırakın britanya kıtasını, ingilizce konuşulmayan toprak parçası yok ingiltere imparatorluğu sayesinde. o dönemin süpergücü hititlerin dili de önce çevre toplumlara, oralardan da göçler sayesinde uzak bölgelere taşınmış düşüncesi kabul görmekte. örneğin keltler yani galatların başkentlerinden biri de ancyra, yani günümüzün ankara'sı ve geçmişin hitit toprakları. daha sonra bu keltler bütün avrupa'ya yüzlerce yıl hükmetmiş.

    evet bu hint-avrupa dillerinin kökeninin anadolu toprakları olduğu ve hititlerden yayıldığı batılı tarihçiler tarafından kabul görüyor. bu durumu da hititlerin dönemin 2 süpergücünden biri olmasına ve daha sonra hititlerden çevre toplumlara (ermeniler, keltler, yunanlar v.s) ve ardından da göçler sonucunda avrupa ve dünyaya yayılmasına bağlıyorlar. elbette yarın göbekli tepe gibi bir kazı daha bulurlar ve tarih yeniden yazılır fakat şimdilik kabul gören gerçek bu.

    antik mısır dili neden yaygınlaşmamış peki? öyle ya, dönemin 2 süpergücü var fakat antik mısır dilini kullanan kimse yok. antik mısır hiyeroglif kullanmaktaydı. bu dil o kadar karmaşıktı ki, bu dili öğrenen mısırlılar bile sınıf atlıyorlardı, vergiden falan muaf tutuluyorlardı. düşünsenize türkiye'de doğup büyümüşsün ve türkçe öğrenmen büyük olay oluyor. antik mısır dili hem çok zordu hem de mısır konum itibariyle anadolu gibi avrupa-asya arası köprü görevi gören, ipini koparan kavmin göçmek için kullandığı bir güzergahta değildi. zaten hint-avrupa dilleri incelendiğinde görülecektir ki hindistan'dan ingiltere'ye kadar bir güzergah üzerinde. bu bölgelerle etkileşimi olmayan ya da çok kısıtlı olan araplar ve afrika'da bu dil grubuna dahil bir dil yok. şunu da eklemekte fayda var, rosetta stone bulunmasaydı, dilbilimcilerin ortak fikri mısır hiyerogriflerinin çözülmesi imkansızdı. bu kadar zor bir dilmiş.

    biz ise bahtsız bedeviyiz çünkü hint-avrupa diline mensup bir dile sahip olanlar, aynı gruptaki farklı dilleri daha kolay öğreniyorlar. bu nedenle "vay anasını ilber hoca şu kadar dil biliyormuş" diyoruz. elbette büyük başarı fakat örneğin fransızca'yı çok iyi bilen biri italyanca, ispanyolca, portekizce gibi birçok dili çok kolay öğreniyor çünkü birbirlerinden türemişler. türkçe ile azerice gibi düşünün.

    türkçe bilen biri de ural dil grubuna mensup moğolcayı ve macarcayı kolay öğreniyor. ne büyük lütuf.
hesabın var mı? giriş yap