• 34. istanbul film festivalinin en başarılı filmlerinden biriydi aç kalpler. yeni doğum yapmış vegan bir annenin oğlunu bu şekilde beslemeye çalışması üzerinden ve yavaş yavaş akıl sağlığını da yitirişiyle devam eden zaman zaman absürd bir zeminde zaman zaman da olanca gerçekliğiyle bir aile draması aç kalpler.

    şunu önemle belirtmek isterim ki filmin başlangıcı ve gelişimi oldukça ilginç. ilk 15- 20 dakika o kadar farklı bir zeminde ilerliyor ki film sanmıyorum olmuştur ileriki dakikalarda bu kadar değişik bir filme evrileceğini aklına getiren... bu bir başarı mı zaaf mı onu izleyicilerin yorumuna bırakıyorum.

    aslında tartışılması gereken birçok nokta var filme dair. vegan bir annenin çocuğunu besleme şekli, eşiyle yaşadığı sorunlar ki bunlar çocuğun yeterli protein alamamasından kaynaklı büyüyememesinden kaynaklanıyor ve akabine gelişen kimi şiddet sahneleri, annenin yavaş yavaş akıl sağlığını yitirişi ve filmin şaşırtıcı sonu...

    kısaca bu filmi bulun ve izleyin derim farklı olabildiğince orjinal bir film keza.
  • bugün itibariyle vizyonda olan seyre değer film. ekşi sinema kritiği için: http://eksisinema.com/…s-2014-bilmedigimiz-ev-hali/
  • ilaç endüstrisine ve genelgeçer çocuk yetiştirme kurallarına karşı bir birey olarak filmi çok etkileyici buldum.
    başından sonuna soluksuz izlemeyi sağlayan enteresan bir dokusu var. adam driver'ın oyunculuğunun bunda büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. zira aslında son derece boğucu ve iç karartıcı bir konu.

    --- spoiler ---

    filmde anne deli olarak, babaysa kurban olarak sunuluyor izleyiciye. hikaye taraf tutularak anlatıyor ve erkekle empati yapmamız sağlanıyor. bunun özellikle böyle yapıldığını düşünüyorum, umuyorum. ters bir psikoloji yaratmak için yani. çünkü asıl problemli olan erkek tarafı. en başından bebeği de evliliği de zorla elde etti zaten.
    ve kadının tercihleri konusunda bir ortak nokta arayışına hiç girmedi...
    uzlaşalım deyip sonra çocuğu kaçırıp ne idüğü belirsiz bir şeyler yedirmek sorun çözmek olmuyor. kadının da kendisinin de mutlu olacağı ortak bir yetiştirme tarzı bulabilirlerdi... belki de bulamazlardı ama bunu denemedi bile adam. hatta dediğim gibi, zaten daha oraya varmadan; tanımadığın biri ile niye çocuk yapıyorsun, niye evleniyorsun... sonra da o çocuk üzerinden annelik içgüdülerine karşı bir savaşa giriyorsun...

    --- spoiler ---

    bakmayın bıdırdandığıma...
    güzel bir film bu. izleyiniz.
  • filmin konusu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama kaç saat sürdüyse artık, o kadar süre boyunca ilgi ve merakla izledim. filmin başında böyle bir mutlu oldum, sonra bir gerildim ama genel olarak ne oluyor, ne olacak, hangisi gerçek diye merak içinde bekledim.

    zaten adam douglas driver'ı da çok severim yine yer yer süpersonik, yer yer öküz bir adam karakteriyle çıkmış karşımıza.

    filmden öğreneceklerimize gelince:

    1- kondom kullanıyoruz.
    2- çocuk yapmadan önce çocuğun nasıl yetiştirileceği konusunda en azından temel unsurlar üzerinde mutabık kalıyoruz.
    3- bir adama güvenerek bütün hayatımızı şekillendirmiyoruz.
    4- proteinimizi ihmal etmiyoruz.
  • mart ayinda hakkinda soyle bir yazi yazdirmis olan filmdir.

    http://avrupasinemasi.blogspot.com.tr/…-hearts.html
  • kötü anlamda demiyorum, ama izlerken daral geldi. yani böyle aşk romantik falan ehi ehi li bir film değil bilginiz olsun. ayrıca konusunu yazan kişi tam dayaklıkmış. öyle bir yazılmış ki, lan dedik paranormal bir çocuk mu geliyor. bütün film boyunca o beklentide olduk. bizim mallığımız da var kabul ediyorum ama arkadaş bir sahnede öyle denildi diye bütün filmin konusunu öyleymiş gibi yazmak niye?

    yine de spoiler ibaresi koyuyorum, küfür edilmesin diye:

    --- spoiler ---

    filmde paranormal hiç bir sik yok.
    --- spoiler ---

    ekstra olarak, bir durum daha var ki spoiler ibaresi vermeden geçemeyeceğim:

    --- spoiler ---

    filmde anneye küfretmeniz için elinizden geleni yaptırıyorlar. çünkü kadın sürekli bir atar stayla. hamileliğinde ayrı atarlı, doğururken ayrı atarlı, doğurduktan sonra apayrı zaten. baba ise dışıma boşal diyen kadının içine boşalıyor, yetmiyor evleniyor ve kadının transferinden vazgeçiliyor yani kariyerini de sikiyor. 2 si de birbirine layık müthiş gerzek bir aile.

    filmin başarılı bulduğum yanı kadının olduğu sahnelerde çok güzel gerilim yaratmışlar. kadın güzel oynuyor allah için. adam ise sanat filmi gereği çirkinlik kontenjanından yer bulmuş. boğuk ses, saçma saç, zayıf vücut ve kendine has bir hava. o yea.

    bir de kadının annesi 2 yaşında ölmüş, çocuğunun da aynı kaderi paylaşması ironik ve de seksi olmuş.

    herkes sevgiye aç zira. kadın çok aç zaten bütün sevgisini bebeğe kusuyor.

    --- spoiler ---
  • film festivallerini 12 aya yayan mükemmel oluşum başka sinema sayesinde izlediğim film.

    --- spoiler ---

    isimdeki kalbe aldanmamak gerekli, keza film baştan sona psikoloji üzerine. öncelikle filmin en güzel tarafı net olarak iyi-kötü, doğru-yanlış tarafından bakmıyor olması. babanın bebeği gizlice doktora götürüp gelişim geriliği olduğunu öğrendiği sahnede, tam da "aman gitti güzelim bebek derken", annenin "çocuk büyütmek bir yarış mı" diye sorması mesela, olayı farklı açıdan düşünmemize yol açıyor. hatta genel olarak annenin kaygılarını günümüz metropol hayatında anlaşılır buluyoruz. sonuçta bilim bize kadın çocuğunu öldürüyor diye bağırmasına rağmen, ki aksini düşünmek için pek fazla neden yok, yine de acaba kadın haklı mı diye düşünmekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

    ayrıca italyan bacımızın, evi terk ettiği bölümde kendisini yakalayan eşine "ailemizin dağılmasına izin verme" minvalinde bir şeyler söylemesi "baba" filmini aklıma getirerek gülümsetti.

    --- spoiler ---
  • gerdi. bogdu. aglatti.
  • bu filmin notunu düşük görmemize rağmen izleyelim dedik. bir dakika bile gözümü ekrandan ayıramadım, bebeğe bir şey olacak korkusuyla öyle focus oluyor ki insan, öbür türlü kim ki duk olmadıkca sessiz sakin film kaldırmaz bünyem zaten. bence 7 dir bu film.
  • başrollerini adam driver(jude) ve alba rohrwacher'ın (mina) paylaştığı orijinal bir konuya sahip film.
    filmin yaklaşık ilk 10 dakikası dışında her sahnesinde ayrı gerildiğimi belirtmek isterim çünkü hani böyle aslında tamamen birinin iyiliği için yapılan eylemler vardır ve aslında bu eylemler tamamen yanlıştır işte tam olarak böyle bir olay var.

    (bkz: spoiler)
    film boyunca jude'a "koskoca kylo ren'i böyle mi görecektim" şeklinde benzer cümlelerle üzüldüm.
    filmin sonu da enteresandı, babaanne hem oğlu için hem torunu için üzüldü dayanamadı tabi çata diye vurdu anneyi.
    doğru mu değil mi tabii bilemiyorum altan.
hesabın var mı? giriş yap