• hayata karşı ne kadar güçlü ve hayatın anlamını ne kadar yaşıyorsan o oranda güçlü ve hayat dolu olan çocuuum ben. kendini besleyebildiklerinle güçlendirdiğin, varlığını hissettiğin, seninle ve yaşadıklarınla azalan ve çoğalan bir çocuk... kimi zaman sana ait değilmiş gibi sergilediğin davranışların sahibi, kimi zaman kötü bir durumdan seni kurtaran kurtarıcının adı... beni unuttuğunu düşündüğüm an kendimi hatırlatmak için yine çocukluk yapar geceleri bilinçaltını ıslatır, gündüzleri burnunu akıtırım ki..bırakmam seni..çünküüüüü yaşamaya, kabul etmeye çabaladığın her adımın yürekte çoğalan haliyim ben. seni terk etmeyen, sen büyüdükçe daha bir anlam kazanan, değer bulan çocuuum ben

    bir çocuğu başkasına emanet etmek çok zordur... o yüzden ben de biliyoum ki ben çocuk olarak başkasına emanet edemeyeceğin kadar kıymetliyim..beni büyütmeye çalışırken, bana güven vermeye çalışırken her adımı birlikte atacağımızı, her seçimi birlikte yapacağız bunu biliyorum... attığın her adım benim için değerli ve yürümeye çalışırken, beni yeniden kazanmaya çalışırken senin de zorlandığının farkındayım...içindeki adil ve tutarlı tarafı biliyorum ben bunu gördüğüm için de güveniyorum sana..çünkü gerçekten biliyorum ki beni korumaya çalışıyorsun, benim yapmak istemediğim hiç bir şeyi kendin de yapmayacaksın, beni zorlamayacağına inanıyorum ben.. daha önce her ne yaşamış olursak olalım evet beni duymamış, beni görmemiş olabilirsin ve evet ben de bundan sebep korkmuş, gizlenmiş olabilirim.. ama bugün bunları konuşabildiğimiz için senin göz hizanda olduğum için ben de kendimi görünür hissediyorum, beni dinlediğini, benim isteklerimi önemsediğinin farkındayım. bunun için de teşekkür ediyorum sana..

    sen benim için bir şeyler yapmaya çalışıyorsun ya bundan daha değerli bir şey olamaz benim için çünkü ben gerçekten "var" olduğumu hissediyorum senin içinde. bunun için de sana yardımcı olabilmek için burada olduğumu bilmeni istiyorum... tıpkı senin beni duyduğun gibi ben de seni duyuyor ve görüyorum. gücüm gücün olsun.. çocuk olduğumu unutma..çünkü bu senin en kuvvetli tarafın öyle ki her ne istiyorsam doğrudan ve net istiyorum senden her çocuk gibi.. kıpır kıpırım mutluyum ve bu bizim en besleyici gücümüz bunu hep hatırla.. sevgim büyüklerin sevgisi gibi değil en içten en sıcak en kucaklayıcı bu yüzden de daha net görmen için buradayım bunu hisset.. her çocuk gibi bana ait olan herşeye sahip çıkarım ve paylaşamam kolay kolay yani özgürce yaşamak istediğin herşeyi kendi doğallığında yaşamanı istediğim için bazen sana caz yaparım tınısını duy... çünkü meraklıyım ben denemek istiyorum deneyimlemek istiyorum senin de aynı fikirde olduğunu bildiğim için de korkmuyorum yeniliklerden attığım adımlardan çünkü bu cesaret ve yaratıcılık benim dünyamda.. bu tarafımı önemse

    en ufak şeyler bile bir heyecan benim için, seninle birlikte olduğum için gerçekten mutluluyum, senin çocuğun olduğum için kendimi değerli hissediyorum, ruhunun kanatları, attığın adımların asıl sahibi olduğum için de seni destekliyorum. kendini kötü hissettiğin her an, karar vermekte zorlandığın her an, kalbinin sıkıştığı her an ben buradayım içindeki çocuğa sarıl bu sana kendini iyi hissettirir çünkü bir ve bütün olduğumuz için sen ben'sin ben de sen'im.

    iyi ki varsın,
    iyi ki benimlesin,
    iyi ki birlikteyiz,
  • kimseyi etkilemeyi düşünmeden, içimizden geldiği gibi davrandığımızda kendini gösteren heyecan yaşamamızın kaynağını oluşturan, özgür, duygusal, coşkulu, saf ve hayal dolu bir yanımızı belirten öz benlik.

    doğan cüceloğlu içimizdeki çocuk
  • içimizde yatanı, gözümüzün önünde olup da görünmeyeni, cesaret edip de yapamadığımızı, bilip de sakladığımızı ortaya döken, bilinir, görünür hale getirmek için bizi teşvik eden zamanlarda yaşarız bazen. yapamayacağımızı sandığımız bir şeyin, bizim için aslında pekala mümkün olduğunu, bizi alıkoyanın sadece kendimiz, korkularımız olduğunu fark edebiliriz.

    insan kendine kızdıkça, kendini karşına alır, dünün öfkesinden kendini kurtaramadığı, bugünün iç çocuğuna sarılamadığı sürece mümkün olmayacak olandır kendini affetmek.. yapılan hatalardan değildir bazen insanın kendini affetmemesi, hep hatalarımızdan değildir işte. bazen tüm bir dönemimizdir kendimizi affetmediğimiz, bazen hayatın küçük bir bölümü...neden yaptım? sorusuna cevap veremediğimiz.

    kendini affedememenin asıl sebebi geçmişteki, yani o andaki kendimizi kabul edemememizdir. şu anımızın bilinciyle/aklıyla geçmişteki kendimizi sorgulamamızdır ve bunların hepsi iç çocuğumuz tarafından gün yüzüne çıkarılır. çünkü yaşam hikayemizin bu bölümleri henüz iyileşmemiştir ve iç çocuk bu acı dolu anıları bizim de bilmemizi ister. bir tür yardım çağrısıdır ama esasen büyümek ve tekamülde ilerlemek için elzem bir adımdır.
    gerçek anlamda anne veya baba olmasak bile içimizdeki çocuğa her gün ebeveynlik ediyoruz. bu da maalesef öğrenilmiş bir tutum. eğer zamanında anne veya babalarımız bazı hatalar yaptılarsa biz de onları yapmaya devam edip kendi hayatlarımızın fişini çekiyoruz. o zaman çocuktuk ama şimdi yetişkin olarak bu bakış acısını, davranış modellerini değiştirebilmek tamamıyla mümkün. mümkün ama zor elbette. zor çünkü, aslında o içimizdeki çocuk da artık daha iyisini hak ettiğini biliyor içgüdüsel olarak ve asıl isteği aslında bizi buradan bu kısır döngünden çıkarmak. ne kadar ironik olsa da, bizim oradan çıkmamız için elinden gelen her türlü oyunu oynayan bir çocuk.. incinmiş ve yaralı bir çocuğun güvenini kazanmak ancak ve ancak onun yanında olmamızla, aldığımız kararlar, bunları ne kadar uygulayabildiğimiz ve davranışlarımızla o çocuğun eline ne kadar somut kanıt verebildiğimizle alakalıdır. iç çocuğumuz da ne kadar emin olduğumuzdan, olan ilk aksaklıkta onu suçlamayacağımızdan, ne kadar bize güvenebileceğinden emin olmaya çalışacaktır. eğer onu yeterince ikna edebilirsek bize rehberlik edecektir, ikna edemezsek de huysuzluğa savunma duvarlarını yeniden inşaa etmeye devam edecektir. iç çocuğumuza kendimizi anlatabilecek, ona şefkatle sarılacak yalnız biziz ne yazık ki..

    kendine yabancı, uzak ve düşman geçirdiğin onca seneden sonra uzun süredir görmediğin bir dosta özlemle sarılmak kadar keyifli ve mutluluğunu katlayan bir histir iç çocuğa sarılmak. sarılınız efendim kendinize sıkı sıkı sarılınız ve kendinizi asla bırakmayınız. çünkü mutluluk, huzur, sevgi, şefkat, varolduğunuzu onayı daha bir sürü güzel şey o kolların sahibinden başlayıp oradan yayılıyor etrafa.
  • bilincalti diyebilirsiniz buna.
    ya da anilar, hatirladiklariniz ve hatirlamadiklariniz.
    yasayan enerjiler yani. mesela cogu seyi unutursunuz ama bazilarini unutmazsiniz ya hani. o unutmadiklariniz sizde cok buyuk etkileri olanlar iste.

    enerjinizin bir kismi orada kalmis gibi dusunun, hele ki travmatik bir seyse.
    ve o kalan enerji, artik gecmiste olsa bile ayni seyi tekrar tekrar yasamaya devam ediyor. surekli yasadigi icin de o zaman aldigi kararlar aktif olarak hayatiniza yon vermeye devam ediyor. siz farkinda bile degilsiniz. zaten cocuklugunuzdan beri benzer senaryolari farkli zaman dilimlerinde ve farkli kisilerle yasayip durmaniz iste tam olarak bu yuzden.

    o yuzden o anilarla yuzlesip, ic cocukla konusup, verilmeyen tepkileri verip, yarim kalan-dagilan- donan enerjileri toparlamak cok onemli. sonra o cocugun isteklerini karsilamak, oyun oynamak, belki istiyorsa peynirli makarna yapmak ona, ya da sokaktaki cocuklara ekmek arasi dagitmak. hepsini zihninide yapacaksiniz tabii. ama fiziksel de yapabilirsiniz. peynirli makarnayi o icinizdeki tatlis cocuk icin yiyebilirsiniz. ve ardindan ona buyumek isteyip istemedigini sorup, icinize alip su halinize kadar buyutmek.

    saka gibi belki, ya da oyun gibi. ama gercekten bilincalti boyle iyilesiyor ve karakter, farkinda bile olmadigimiz kararlar boyle degisiyor.

    tek basiniza ve deneyimsizseniz bunu yapmak pek kolay degil.
    ben yillardir profesyonellerle calisiyorum ve artik bunu kendi basima yapabilir hale geldim. hatta ilerleyen zamanlarda egitimlerini alip profesyonel de olmayi planliyorum. simdiden arkadaslarimda minik minik deniyorum ve cok guzel sonuclar aliyorum. cunku insanlari iyilestirmeyi seviyorum. her neyse, bu guzel bir sey. ic cocugunuzla calisin. oturun konusun. cozemediginiz seyler varsa, enerjim oldugu kadar yardimci olurum, mesaj atabilirsiniz.

    o cocuk hala o yasadigi yerde soka girmis, uzulmus ve yalniz duruyor.
    siz gidip elinden tutmazsaniz ayni seyi, yillardir yasadigi gibi, yillarca yasamaya devam edecek.
    elinden tutun, onu buyutun.
hesabın var mı? giriş yap