• doğumgünümde gönderdiği "giderek gençleşiyorsunuz" başlıklı maili ile gönlümü fetheden kitapçı dükkanı.
    "siz alışveriş yaparken boşu boşuna saatlerini harcamayan, kendini yıpratmayan birisiniz. doğal olarak, kasiyerle, tezgahtarla tartışıp tatlı canınızı sıkmıyor, sıra beklemiyor, gereksiz yere bir şey taşımıyor, kendinize iyi bakıyor ömrünüze ömür katıyorsunuz. siz bir ideefixe dostusunuz" derken, üstü kapalı siz bir sefa pezevengisiniz demişler; pek hoşuma gitti.
  • d&r'ın idefix'e benzemesi gerekirken, akıl almaz bir şekilde, küfreder gibi d&r'ın berbat ötesi ve kullanışsız olan tasarımına geçmişler.
    resmen kayyum atamışsınız güzelim siteye, 2 ay sonra komple kapatmak ister gibisiniz.
    bunun adı yenilik değil maalesef, akıl tutulması.
  • sevgili sözlük yazarları bu entry'de idefix'in deyim yerindeyse şeceresini çıkartarak zaman içinde nasıl saadet zincirine dönüştüğünü ele alacağım. evet, saadet zinciri.

    idefix; sınırlı sayıda insanın internet kullandığı ve kimsenin kitap okumadığı bir ülkede, çooook uzun zaman önce* <internetten kitap satıp zengin olucaz abijimm> mantığıyla ebi* çatısı altında kuruldu. bu girişimin sermayedarı çelebi holding, 2013 yılında tekel konumdaki d&r ile satış için anlaşmaya vardı.

    madem olayları en başından ele alıyoruz, aslında isimdeki hatayı düzeltelim. efendim, bu girişimin gerçek adı ideefixe'dir ve web sitesi de www.ideefixe.com'dur. whois kayıtlarına bakarsanız bu domainin 1997 yılında kayıt edildiğini, şu anda kullanılan domainin ise 2002 yılında alındığını görürsünüz.

    internetin sadece elit zümreler tarafından kullanıldığı yıllarda adını fransızca'da sabit fikir* anlamına gelen ideefixe'den alan ideefixe, adsl modemlerle internetin giderek yaygınlaştığı yıllarda ismindeki zorluktan ötürü fazlalıkları atma kararı almış ve idefix oluvermiş.*

    idefix her geçen gün operasyonel anlamda büyür hale geldi. daha fazla sipariş, daha fazla ciro, daha fazla eleman, daha fazla çağrı merkezi çalışanı vb. rakamlar daima firmanın büyüdüğünü gösteriyordu ancak idefix hiçbir zaman büyük paralar kazandırmadı.

    dr mağazacılıktan geliyordu ve doğan holding'in hepsiburada.com ile ciddi bir e-ticaret tecrübesi vardı. doğal olarak dr'ın da internetten kitap satması gayet normaldi. ancak internet işin içine girdiğinde, rakipleri olmasına rağmen idefix bir şekilde marka olabilmeyi ve öyle kalabilmeyi başarmıştı.

    yıl 2013'e geldiğinde, ebi el değiştirdi. doğal olarak bünyesindeki prefix vb. bütün idefix alt markaları artık doğan holding'e aitti. canan çelebi, bu satıştan en memnun kişi olsa gerek. koyduğunu, aradan geçen zamana oranla kayıpsız şekilde geri almış oldu. mehmet budak ise, ki kendisi bir efsanedir, en üzülen kişi olmalı. sonuçta en çok emeği kendisi verdi.*çok bilinmez ve önlerde gözükmez

    dr ile kardeş olan idefix, yazılım ve tasarım açısından da klon bir site oluverdi. klasik holding yaklaşımıdır, bünyemize kattık diye bizden izlerle donatalımcılık, idefix'i dr isminin altında ezdi ve bitirdi.

    dr-idefix her sabah belirli bölgelerde* yayınevlerini gezerek kitap topluyor. stoklamıyoruz deseler de hem stokları var hem de her sabah yeniden kitap toplamaya çıkıyorlar. türkiye'de kendilerinden daha hızlı kitap tedarik edebilen bir kitap satış sitesi mümkün değil. nedenine gelince;
    -bu abiler yeni çıkan kitapları sürüyle yayınevinden alırlar. dr web'e, idefix'e ve dr mağazalarına belirli bir sayıyla pay ederler.
    -idefix'te bir kitap biterse önce dr web'e, ardından dr mağazalara bakılır, onlardan temin etmek daha uzun sürecekse, ertesi sabah ilgili yayınevine giden ekip istenilen kitapları alır. aynı şey tersten bakılırsa dr web için de mümkün.
    -bu abilerin altlarında doblolar, fiorinolar, ducatolar var, cağaloğlu gibi yayıncılık cennetlerinde her türlü kaldırıma park edebilir, her türlü tek yön sokağa tersten girebilir, müthiş bir azimle kitap kolilerini taşıyabilirler. kargalar kahvaltı etmeden bu abiler kolileri arabaya atıp depoya doğru yola çıkmış olurlar.
    -müthiş bir yazılım altyapıları var. nerede ne var, her şeyi en ince detayına kadar görebilirler.
    -siz onlara iade edersiniz onlar da yayınevlerine iade ederler. eğer iade edilecek kitap çoksa, kargo masrafından yırtmak için ertesi sabah ilgili yayınevine giderler. eğer bir sonraki sabah yeni siparişler için ilgili yayınevine gidilmeyecekse ancak o yayınevine iade edilecek az sayıda kitap varsa, kargoyu hesaplayıp gönderirler. yoksa ellerinde bekletip bir sonraki uğrayacakları zaman diliminde iade ederler.

    kısacası adamlar hem teslimat hem kargolama anlamında, pablo escobar'dan aldıkları ilhamla müthiş bir teşkilatlanma kurmuş durumdalar. kendilerine yakın babil.com örnek gösterilebilir ancak burada başka kurumlardan bahsetmek istemiyorum.

    en başta saadet zinciri dedim, şimdi o kısıma geliyorum. efendim idefix'te bir süredir* acayip şeyler oluyor. mesela bir sipariş veriyorsunuz, size wx ile başlayan bir sipariş kodu veriliyor. bu kod, sizin saadet zincirine kayıt id'niz. temel mantık burada da geçerli, son katılan ayvayı yiyor.

    zincir içinde sizi beklemeye alıyorlar, yaklaşık 10 gün kadar kitaplarınız temin aşamasında gözüküyor. ankara'daki bir yayınevinden kitap istense dahi bu kadar sürmesi imkansız. saf gibi havuzda beklemeye devam ediyoruz. ancak çoktan ödememizi yaptık. idefix iki yolla ödeme kabul ediyor, kredi kartı ya da banka havalesi. henüz siparişi iptal etmeyi düşünmüyoruz çünkü iade süreci anında gerçekleşmiyor. bize satılmayan ürünler için ödediğimiz paranın bize verilmesi 15 günü bulabiliyor. hiç bulaşmıyor, sabır çekiyoruz.

    günler geçerken, zincire yeni saflar katılıyor. safları sıklaştırıyoruz.*

    artık 10 günü geçti, bi tedirginlik başlıyor. acaba dolandırıldım mı diye düşünüyoruz. diğer saadet zincirlerinden farklı olarak bu abiler bize ve yeni saflara web sitesi değil kitap satmayı vaadediyor. kültürel bi' faaliyet için buradayız. bir an boynumuzdaki atkıyı hatırlıyoruz, starbucks'ta biriken puanları hatırlıyoruz, <en iyisi biraz daha bekleyelim> diyoruz. sonuçta kitap okuyan entelektüel insanlarız. ne dolandırılacak kadar cahil ne de müşteri hizmetlerindeki kıza telefonda bağıracak kadar kabayız.

    idefix, 15 gün sonra kitapları temin ettiğini gösteriyor. seviniyoruz hemen ama fatura yok. fatura kesilmesi bekleniyor. yoksa kargoya vermiyorlar. fatura kesme işlemi de şöyle böyle gerçekleşiyor ve o da ne, <kargoya verildi> yazıyor ekranda. bitcoin'e 2010'da yatırıp 2017'de milyoner olmuş gibi bir sevinç...

    zincire katılan yeni saflar düşünsün diyoruz... biz başkalarının siparişi için gerekli parayı ödemiştik, yeni saflar da bizim siparişlerin ödemelerini yaptılar sağolsun. zincir şeklinde ilerliyoruz ve buna da webrazzi organizasyonlarında girişimcilik diyoruz.

    hiç boşuna bu abilere e-posta göndermeyin, müşteri hizmetlerini arayıp aciliyet kaydı oluşturmayın, hiçbir işlevi yok.

    bunların yerine ne yapılabilir? aklıma üç şey geliyor;

    1-) idefix'e e-posta atıp hesabın kapanmasını talep etmek. hatta işi ciddiye bildirip kullanıcı sözleşmesini didik didik ettikten sonra kişisel verilerin gizliliğini ihlal etme şüphesi ile ihtarname çekmek. pahalı ve hiçbir işe yaramaz.

    2-) 25. gün sonunda elinize oluşan kitapların her sayfasını scanner pro isimli uygulama sayesinde pdf haline getirip, 14 günlük cayma hakkımızı kullanarak yurtiçi kargo ile iade talebinde bulunmak. bu durumda kitapların iade süresi ve incelemelerinin ardından gelecek para iadesini beklemek can sıkıcı olabilir ama amaç bu abileri zarara uğratmak değil mi? her gün 2500 sipariş alıyorlarsa, 500 tane de bu şekilde iade alsalar? hahaha.

    3-) gelelim üçüncü ve en zevkli kısıma: enpara'dan hesap açtırıp ardından eft vs. ücreti kaptırmadan bu abilerden 100-150 tl'lik sipariş vermek. ertesi gün siparişi iptal etmek.* hiçbir e-ticaret sitesi banka havalesi ile gelen paraları iade ederken komisyon vs. ücretlerini ödemez. eft ücreti mağduru olmamak için enpara güzel bir çözüm. havale ile gönderilen paranın iadesi her zaman çok daha kısa sürer. birkaç iş gününde paranız hesabınızda olur. taksit olmadığı için de parça parça gelmesi söz konusu olmaz. zincirin içindeki saflar olarak her hafta aynı işlemi düzenli olarak tekrarlasak, yani ayda 4 defa 100 tl'lik sipariş verip ardından iptal ettirsek, bu abilerin ödeyecekleri mazot paraları, fatura kesim ve iptal işlemleri, muhasebe departmanının yapacağı mesai ve alacakları fazladan ücret, yönetici kardeşleri çılgına çevirecek ve saçlardaki beyazlık tonunun bir tık daha artmasına sebep olacaktır.

    araştırdığım kadarıyla e-ticarete yönelik kanuni maddelerde, ürün temini ve kargo aşamasında büyük boşluklar var. müşteriyi savunmuyor hiçbir kanun. her web sitesi kayıt olurken size <tik> koydurduğu salak bir sözleşme ile kendini sağlama aldığını düşünüyor. oysa ki iade ve iptal limitiyle ilgili müşterileri de engelleyici bir kanun göremedim. aynı işlemi sonsuza kadar yapabilirsiniz. çünkü her defasında yeni bir sipariş yani farklı bir ticaret işlemi söz konusu oluyor.

    zincirdeki halkalar, saflar, mübarekler vs. olarak bir araya gelip bir ay boyunca şu üçüncü maddeyi uygulasak, mashable.com bizi <girişimci müşteriler> diye haber yapmazsa sözlükte yazmayı bırakırım. *

    özet: idefix'ten kitap siparişi vermeyin.
  • senelerdir buradan kitap alamiyorum (en son 2008 yilinda almisim). eskiden "yoka girme" olaylari cok yasaniyordu (bkz: #18930170), o yok pek simdi ama hala asiri pahali kitap satiyorlar. 2 sene once umarim eski hallerine donerler demisim ama tik yok adamlarda.

    soyle ozetleyeyim; populer 13 romani (22/11/63, 2666, aklindan bir sayi tut, amat, bulut atlasi, devlet ana, hobbit, mrs. dolloway, pi'nin yasami, saatleri ayarlama enstitusu, saraydan surgune, sisle gelen yolcu, sultani oldurmek) az evvel 2 siteden de (kitapyurdu ve idefix) listeme ekledim.

    kitapyurdu: toplam tutar: 250,23 tl
    idefix: idefix fiyatı: 272,00 tl

    yaklasik %10. benim interneti tercih etme nedenim zaten bu %10'lar. niye seni tercih edeyim idefix?

    edit: gelen oneriler neticesinde bir tur karsilastirmaya giristim. ayni kitaplari onerilen sitelerde sepete ekledim.
    iste sonuclar.

    okuoku.com: t 238,35 (kargo ucretsiz)
    birazoku.com: genel toplam : 258,18 tl
    kitapzen.com: 234,70 tl (kargo ucretsiz)
    evekitap.com: tum urunler yoktu.
    ekleme: -platonun kolundaki ornitorenk- (#29962882) dr.com'da olay 234,39 tl'ye halloluyor. en ucuzu. kargo ücretsiz falan.
    ekleme2: -jabe ceth ceth jafe- (#29962882) ilknokta.com'da da ben denedim, liste fiyatı : 318,00 tl - indirim : 70,10 tl - ilknokta fiyatı : 247,90 tl

    sunu belirtmezsem icim rahat etmeyecek. bu sitelerin icinde en guzel dizayn idefix'de. kesinlikle aradigini en kolay yoldan bulduruyor, etkilesim kurduruyor, sepete ekletiyor vs. hicbirisi onunla asik atabilecek duzeyde degil. hele birazoku'nun arama motoru berbat! lakin dizayninin iyi olmasi onu tercih etmemi saglamiyor.

    bu sartlar altinda yarin sabaha herhangi bir degisiklik olmazsa kitapzen'den siparis gececegim. idefix - kitapzen = 272 - 234 = 38 tl. otuz sekiz. tele. %16! yuh idefix.
  • bunca yıldır alışveriş yaparız, daha bir çayını çorbasını görmedik. kitapyurdu'ndan da öyle...okuyoruz buraları arkadaş, milletin paketlerinin içinden kahveler, kurabiyeler çıkıyormuş, çok bozuluyorum. üç tane satılmayan kitap ayracından başka bir eşantiyonunu bilmeyiz. iyi de ondan bizim mahmut da yapıyor, el emeği göz nuru...

    rica ederim idefix, hem daha çok indirim yap, hem elini çabuk tut, hem de bu sefer paketin içine iki kahve koy. eline mi yapışır canım? sana devede kulak, ağanın eli tutulmaz. sade olsun lütfen, şekersiz, kremasız.
  • şu yüzde 60 indirimli edgar allan poe seti için ben de sipariş verdim. ama ne kitapları ne de nivea bakım setini yolladılar. kendimi kültürsüz ve buruşuk hissediyorum. teşekkürler idefix.
  • 20 gün önce sipariş ettiğim dvd ler için `'tahsilatınız yapılmış, siparişiniz temin aşamasındadır`' diyen site...
    sanki kokain istedik adamlardan, temin edemediler gitti...
  • hepsiburada'nın stoğunda olmamasına rağmen stoktaymış gibi görünen bir ürünü, satın almaya kalktığımda "ürününüz şu gün temin ediliyor, pardon yeni yıl nedeniyle böyle oldu işte biraz!" ayaklarıyla bir aylık bir oyalama sonucu elime bir de yanlış ürün yollanması gibi bir olaydan sonra ilaç gibi gelmiş site. siparişini verdiğim, hepsiburada'nın bana bir türlü yollayamamış ve en sonunda parasını iade etmiş olduğu üründü. söz konusu ürün stoklarda gözükmesine rağmen, siparişi verdiğimin ertesi günü "ürününüz temin aşamasındadır." ibaresini görünce önce bir kıllandım "eyvah, ikinci bir hepsiburada vakası mı olacak bu?" diye. hatta gece rüyama bile girdi bu: rüyamda, kargonun getirdiği kutuyu açtığımda doğru kitabın geldiğini, ama tam olarak benim istediğim ciltli hali olmadığını görüyordum. fakat bu bir şey değildi; koskoca kitabı sanki bayağı geniş bir falçatayla şişlemişler gibi, kapaklarına ve tüm sayfalarına geçmiş devasa bir yarık vardı. kitabın korsan baskıymış gibi gözükmesine ise pek değinmiyorum*.

    böyle şahane bir rüyanın ardından, bu sabah kapı çalındı ve kargo bir paketle geldi. bu kadar çabuk beklemediğim için ilk şüphem, "kesin yanlış bir şey yolladılar." oldu. ama paketi elime aldığımda doğru ağırlıkta olduğunu görüp, biraz heyecanlandım. sonra yavaş yavaş bantları açtım ve... evet, doğru kitaptı ve ortasında tüm kitaba geçmiş, neredeyse sayfaların boyu kadar uzanan o devasa yarık da yoktu! korsan baskıymış gibi de görünmüyordu hem. paketten çıkan, üzerinde "güzellik eğlenmektir! güzellik hissettiğindir! nivea" yazan bir kutu içindeki, mini boy nemlendirici kreme biraz şüpheyle baksam da, idefix'in bu hizmetine on üzerinden on puan vermeyi çok görmedim. tek temennim, bunun basit bir "ilk siparişle müşteriyi tavlama" kurgusu olmaması.

    bir diğer değinmek istediğim konu ise, sitede iletişim bilgilerimizi girdiğimiz bölümde yer alan "ünvan" hanesi. nedir bu ya? hadi tamam ben geyiğine yazmışım oraya "lord" diye. bunu kargo paketinin üzerindeki adres etiketine, faturaya falan basmak şart mı? hadi tamam, ciddiye aldın ve ona göre her yere lord olduğumuzu yazdın, niye ona göre muamele etmezsin peki:

    "...
    asansörün açılan kapısının arkasından bir adam belirdi. tüm gövdesini kaplamış olan metal zırhın önüne işlenmiş bir şahin kabartması, onun bir yurtiçi muhafızı olduğunu gösteriyordu. iki tarafı kanat şeklinde dövülmüş olan miğferi, gözlerini açık bırakacak şekilde burnunun ucuna kadar iniyordu. muhafız karşısında duran adamı görünce duraksadı, sonra hemen ardından altın sarısı pelerinini savurarak tek dizi üzerine çöktü. "lordum..." dedi bakışlarını kaldırmadan, sol elinde yeşil bir beze sarılı ufak bir paket taşıyordu, "efendi idefix'ten bir emanet getiriyorum." sonra pakedi karşısında duran adama uzattı.
    "hoş geldin ışığın muhafızı, ben de seni bekliyordum. lütfen kalk." dedi, yüzüne bir coşkunun emaresi yerleşmiş olan genç lord. "bu kadar çabuk geleceğini beklemiyordum, pek dinlenmeden at sürmüş olmalısın. dilersen misafirhanede dinlenebilirsin. adamlarım atınla ilgileneceklerdir."
    muhafız selam vererek doğruldu, "affınıza sığınıyorum lordum, ama görevim size emaneti bıraktıktan sonra hiç vakit kaybetmeden teg loron'a gitmek. maselef'in yardakçılarına karşı kralımız çeşitli tedbirler aldı ve bunun için de teg loron'da mümkün olduğu kadar fazla muhafıza ihtiyaç var."
    "anlıyorum" dedi lord yüzünde sert bir ifadeyle. maselef'in bu ayrılıkçı hareketi yüzünden sirran nehrinin doğusundan ninfadel'e kadar uzanan bölgede kral çeşitli tedbirler alıyordu.
    muhafız bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını araladı, ama tedirgin görünüyordu . "lütfen söyle muhafız." dedi lord, karşısındaki adamın gözlerinin içine bakarak. "efendim, bu haddime düşmez, ama...prosedür gereği..kimliğinizi görebilir miyim? ve şuraya da bir imza lütfen."
    genç lord anlayışla gülümsedi ve mavi pelerininin örttüğü ceketinin iç cebinden knigarn hanedanına ait, zeybek oynayan ejder mührünü çıkarttı.
    ..."

    mesela...
  • sevgili idefix,

    2004 senesinde başladığımız bu beraberliği bugün sonlandırıyorum.
    kendine iyi bakman dileği ile.

    edit-büdüt: soranlar oldu durum aşağıdaki gibi;

    28 temmuzda sipariş verdim.

    1- 9 kitaptan üçünü stokta göründüğü halde bulamadılar. (zaten o kitapların fiyatları uygun diye istemiştim, diğerleri çerezdi.).

    2- kalan 6 kitabı 10 gün sonra kargoladılar. (2 işgünü dedikleri halde)

    3- gelen kutudan bana ait olmayan 3 kitap çıktı. (6 kitap yerine 3 tane alakasız kitap gelmişti) kutuyu teslim almadan kargo görevlisine iade ettim. kutunun üzerine not yazdım ve kargo görevlilerinin kontrolunde iade ettim.

    4- ıdefixe e mail attım. (2 gün sonra hemen düzeltiyoruz diye cevap geldi)

    5- kargoyu geri yollamamın üzerine 9 gün geçti.

    şu anda ilk siparişimin üzerinden 19 gün geçmiş vaziyette.

    parasını ödediğim ve alamadığım kitaplar mevcut.

    6- telefonla ulaştığım müşteri temsilcileri ‘en kısa zamanda size dönüş yapacağız’ diyerek dönmüyorlar.
    (hemen her gün arıyorum)

    sinirliyim.

    super edit : 02 eylül, siparişimin üzerinden 34 gün geçti, henüz paramı geri alamadım.
    muhteşem edit : 6 eylül itibarı ile paramı geri aldım.
  • an itibariyle tasarımı değişmiş sitedir.

    d&r sitesi ile aynı olmuş.

    siteler aynı formatta olunca, değiştirme - geliştirme yapılırken daha az iş gücünde yazılımcı çalıştırabilecekler. bir taşla iki kuş. aferin size !!!

    ha site nasıl olmuş derseniz tek kelimeyle berbat.

    ekşi sözlük'ün yeni tasarımıyla ilgili buralarda çok güzel yazılar yazıldı. profesyonelliğin gerekliliğine dair, uluslararası büyük firmaların davranışlarına dair, insanların alışkanlıklarına dair. yok yok yok.

    bu ülkede hiç bir şey değişmeyecek yemin ederim.

    güzel bir formata sahipken, insanlar alışmışken, türkiye'nin önde gelen kitap sitesine dönüşmüşken bu mudur yani vizyonunuz.

    eski sitede geliştirme yapabilirdin, alışveriş yapan insanlara sorular sorup o yolda güzel işler yapabilecekken, daha interaktif bir ortama çevirebilecekken; d&r'ın aynısına çevirmek nedir arkadaş.
hesabın var mı? giriş yap