• genellikle kalabalik otobuslerde gozlenen, on camin onunde arabanin govdesine yaslanmi$, hatta hemen akbil cihazinin yaninda gozlerini ufka dikmi$, e-5'in, barbaros bulvarinin altindan kaymasini izleyen insandir.
    her$ey kalabaliktan dolayi ilerleyememekle ba$lar. orada kalir bu adamlar. sonra birdenbire iclerindeki ka$ifi farkederler ve otobus seyrelse de oradan ayrilmazlar. hastasi olmu$lardir ondeki manzaranin. oradaki halleri geminin ba$ustunde uzaklara dalmi$, bir kara parcasi gormeyi bekleyen gemi kaptani gibidir. gozleri eminonu'nu arar.
    bu ki$ilerin otobus $oforu ile "- ilerlesene karde$im!" $eklinde papaz olduklari da gorulur. ama coklukla macera ruhu buradan galip cikar. bu adamlar son duraga kadar, inecekleri yere kadar, magrur ve guclu, on camin hemen onunde bu duru$larini sergilerler.
  • kardeşim biraz çekil aynayı göremiyorum diye ayar alırlar.
  • içlerinde biraz da "şöfördür benim dostum, ben de şöför dostuyum" ruhu barındıran insanlardır. içlerindeki küçük muavin, otobüs agzına kadar dolup şöför aynayı göremeyince uyanıverir. "sağ müsait abi" ile başlayan diyaloglar "kapat arkayı" ile devam eder. arkadan uzatılan biletler kutuya atılır, akbiller basılır..şöför heveslisi olmasa da kurulmuştur artık "kaptan- yardımcı kaptan" ilişkisi. bu kişiler "önde" olmanın ve kaptana "yardımcı" olmanın verdiği ayrıcalıkla yüzlerinde başka bir ifade taşır. onun sayesinde diğer insanlar güvenli yolculuk ediyorlardır. diğerleri ööle miskin miskin giderken, onun bir görevi vardır otobüs içinde..işte bu misyon yüzündendir ki otobüs tenhalasa bile nöbet yerlerini terketmezler. hatta içten içe, otobüsün tenhalamasını da istemezler. çünkü o zaman bu rüya bitecektir. normal bir insan olarak hayatına devam edecektir...cık cık cık..ne acı..
  • bu makama kavuşabilmek için pek çok insan otobüse binmeden önce kapının ağzında kenarda bekler ve sahte bir nezaketle "buyrun siz geçin" der, otobüse en son binmek için çaba sarfeder.

    ben o ön tarafta, hemen ön kapının basamaklarında yolculuk etmeyi üç-dört sebepten dolayı çok severim. 1.'si, kışın ön camın buharlanmasını engellemek için camın dibinden vuran sıcak hava ile ellerimi ısıtmak, 2.'si, akbil cihazınin yanına çantamı, ders notlarımı koyabilmek, 3.'sü, 2. köprüden 4. levent'teki fabrikalar durağına doğru giderken, otoban çıkışındaki maslak ve 1.levent ayrımında trafik sıkıştığında "şöför bey ben maslak tarafında sınava yetişeceğim açabilir misiniz ?" diyip ön kapıdan atlayıvermek, ve 4.'sü, arkalardan gelen akbilleri yuvaya basıp tek tek ekrandaki yazıları okumak suretiyle bilgi toplamak.
  • keanu reeves'li speedfilminin omurgasini olu$utran insanlardir.. saygi duyulmalidir..
  • şu fotoşap çalışmam sayesinde tasavvurun daha net olacağını düşündüm, (bkz: http://img242.imageshack.us/…g242/9745/marcoem9.png)
  • genelde akbil islerine el atan, paralari toplayip sofore veren, ara durakta gidip soforun akbili dolduran tiplerdir bunlar
  • i am the king of the world şeklinde bir nida atmaları muhtemeldir.
  • içlerinde bir arayış süre gelir.. bir an uzaklara bakarak dalar ama orta ve arka kapıdan binenlerin akbillerini basması için elden ele uzattıklarında ve son nokta olarak ona geldiğinde uyanırlar..
  • yüz ifadesi lizbon'daki kaşıfler anıtının en önündeki vasco de gama ile aynıdır bu yolcunun.
hesabın var mı? giriş yap