• bildiğimiz anlamda optik bir teleskop değildir. yani olağanüstü nebula fotoğrafları falan beklemeyin. o işi zaten emektar hubbleımız çok güzel yaptı, yapıyor. jwst kızılötesi gözleme yönelik bir teleskoptur ve atmosfer içinde birkaç yüz km yukarıda dönen hubble'dan farklı olarak 1.5 milyon km gibi atmosferin her türlü olumsuz etkisinden uzak bir noktaya yerleşecektir.

    jwst bize evrenin erken dönemleriyle ilgili hiç bilmediğimiz şeyleri öğrenme fırsatı verebilir ve bu evrene bakış açımızı tamamen değiştirebilir. ama bence daha önemlisi öte gezegenlerin yaşam içerip içermediğiyle ilgili tartışmasız kanıtları sunabilir. yani birkaç sene sonra sadece 15 ışık yılı ötede varlığı kanıtlanan orta seviyede gelişmiş bir sanayi medeniyetiyle nasıl iletişime geçeceğimizi konuşuyor olabiliriz. bu insanlık tarihini baştan aşağı değiştirecektir. ya da tüm gözlemlere rağmen uzay yine korkunç sessizliğine devam eder. bu da insanlığın ve hayatın varoluşuyla alakalı tartışmaları farklı bir boyuta taşıyacaktır. beni hayatım boyunca en heyecanlandıran bilimsel gelişmedir jwst, umarım her şey yolunda gider.
  • bu paraya milyonlarca aç doyurulabilir, su kuyuları açılabilir, dünyadaki sefalet sorunu kökten çözülebilir ve hepimiz birer ananaslı jelibon gibi sonsuza dek mutlu yaşayabilirdik... çok haklısın kardeşim. ne gerek var bilime? james webb'e harcanan parayla karnı doyurulan açlar, pamuksu bir rahatlamayla karnı doyar doymaz ilk işleri olan üreme faaliyetini daha büyük bir coşkuyla gerçekleştirebilir, böylece gıda, su ve medikal ihtiyacı karşılanması gereken milyonlarca yeni aç, onları bekleyen yepyeni kaynaklar yokken dünyaya gelebilir, yeni bir uzay yatırımına harcanacak parayla onlara da birer sandviç ve cappy meyve suyu dağıtılarak üreme enerjisi kazandırılabilirdi. sürdürülebilir sefalet için haydi sen de çık ve times meydanı'nda "uzay çalışmalarına hayır, millet aç aç" diye bağır.
  • bilimsel çalışmalara başlayacağı zaman yapacağı ilk gözlem hedefi belirlenmiş olan teleskop.

    james webb uzay teleskobu göreve başlayacağı ilk haftalarda 55 canri e ve lhs 3844 b isimli ötegezegenleri inceleyecek.

    55 canri e ötegezegeni:

    - dünyadan uzaklığı 41 ışık yılı
    - 1.9 dünya çapında,
    - yüzey sıcaklığı: güneşe bakan tarafta 1700 derece,
    - güneşine uzaklığı: 0,015 astronomik birim yani merkür'den daha yakın (1 astronomik birim= dünya ile güneş arasındaki mesafe)
    - yörünge süresi: 18 saat

    hızlı yörüngesi ve yüzey sıcaklığı nedeniyle lav denizleri bulunacak bir yapısı var. * bazı teorilere göre yüzeyi aşırı sıcaktan buharlaşıp kalın bir atmosfer oluşturuyor. bu atmosfer ve içindeki bulutlar güneş görmeyen bölgelere geldiğinde soğuyup lav damlacıkları şeklinde yüzeye yağıyor.

    james webb termal frekanstaki kameraları ile gezegenin varsa atmosferini ve ısı dağılımını gözlemleyecek ve üretilen teorilerin doğruluğunu gözlemleri ile destekleyecek ya da çürütüp yeni teorilerin ortaya çıkmasına neden olacak.

    lhs 3844 b ötegezegeni:

    - dünyadan 60 ışık yılı uzakta
    - 1,3 dünya çapında,
    - yüzey sıcaklığı: 525 derece,
    - yıldızına uzaklığı: 0,005 astronomik birim (güneşinden sadece 748 bin km uzakta. yıldızın yüzeyine ay'ın iki katı mesafede yani )
    - yörünge süresi: 11 saat

    bu gezegen astronomik ölçekte yıldızına "dibinin dibi" mesafesinde yakın bir gezegen. gezegenin başka yerde eriyip yıldıza karışması gerekirken etrafında döndüğü yıldız bir kırmızı cüce olduğu için hayatta kalabilmiş. kırmızı cüce yıldızlar güneşimiz gibi yıldızlara göre son derece küçük ve "soğuk" yıldızlardır. bu nedenle yanmadan daha yakınında gezegenler dolanabiliyor.

    bu gezegenin bir atmosferinin olmadığı düşünülüyor. bu sayede webb üzerindeki spektrometre cihazları ile yüzeyinin özellikleri (ne tür kayalar var, yapılar nelerdir ) hakkında bilgi edinilebilecek.

    james webb ile yapılacak olan gözlem programının ilk turunda gözlemlenecek olan bu iki gezegen sayesinde atmosferi olan ve olmayan ötegezegenlerin teleskop ile incelenmesi ile ne tür bilgilerin elde edilebileceği öğrenilecek. elde edilen bilgiler ile gelecekte yapılacak diğer gezegen gözlemlerinde nelere dikkat edilmesi gerektiği öğrenilecek.

    kaynak

    debe editi: beğenilerinize ve favorilerinize teşekkür ederiz efenim. uzay alanında meraklı insanları görmek şahsen beni çok mutlu ediyor*. uzay hakkında meraklı insanlar için şöyle bir türkçe kaynak var. daha önce denk gelmediyseniz bakabilirsiniz.
  • 14 ülke, 300 üniversite ve kuruluş, binlerce bilim insanı, mühendis ve teknisyen tarafından 25 yıldır üzerinde çalışılan tarihin gelmiş geçmiş en güçlü ve en büyük uzay teleskobu.

    nasa, avrupa uzay ajansı ve kanada uzay ajansı tarafından birlikte inşa edildi.

    18 aralık 2021 tarihinde uzaya gönderilmesi hedefleniyor. insanlığın ay'a ayak basmasından sonraki en büyük uzay görevi olduğu kabul ediliyor.

    kısa tarihi şu şekilde:

    -1996: ilk fikirler
    -2002: nasa tarafından ekibin toplanması
    -2004: inşanın başlangıcı
    -2005: fransa’nın güney amerika kıtasındaki topraklarında bulunan guyana uzay merkezi'nin fırlatma sahası olarak seçilmesi
    -2011: 18'li ayna tasarımının tamamlanması
    -2013: amerika’nın maryland eyaletinde, farklı yerlerden gelen diğer aksamlarının birleştirilmeye başlanması
    -2013: güneşliğin tasarlanması
    -2016: teleskobun tüm hassas aletlerinin çeşitli sıcaklık ve titreşim testlerine tabi tutulması
    -2017: houston’da kriyojenik testlerinin yapılması, ardından uzay ortamındaki operasyonlara hazır olduğundan emin olmak için sıkı testlere sokulduğu kaliforniya’daki space park’a getirilmesi
    -2021: kaliforniya'dan güney amerika'daki fırlatma noktasına gemi ile taşınması ve son hazırlıklara başlanması

    peki webb nereye gönderilecek?

    webb, hubble gibi dünya yörüngesinde değil güneş yörüngesinde dönecek. dünya'dan yaklaşık 1.5 milyon kilometre uzakta olacak. böylece hem dünya’nın hem de ay’ın gölgelerinden uzak kalacak ve 7/24 bilim operasyonlarına hazır olacak.

    teknolojisi nasıl?

    webb’in ikonik ana aynası 18 parçadan oluşuyor ve 6.5 metre çapında. çok düşük ışık seviyelerini algılayabilen son derece hassas bir teleskop. bu yüzden çok ama çok uzaktaki gök cisimlerinden bile sinyaller alabilecek. hatta o kadar ki; dünya’dan ay’ın üzerinde bulunan bir yaban arısının ısı izini dahi tespit edebilecek kadar hassas.

    webb’i halihazırda kullanılan hubble ve spitzer uzay teleskoplarının geliştirilmiş bir kombinasyonu olarak düşünebilirsiniz. hubble’ın hassasiyeti ve çözünürlüğü ve spitzer’in kızılötesi evren görüşü.

    neler keşfedecek?

    webb 2022’de görevine başladığında yapacağı ilk işlerden biri cosmos-webb olarak adlandırılan yarım milyon galaksiyi taramak olacak. bu galaksiler üzerindeki karanlık madde dağılımını araştıracak. yani karanlık maddenin galaksilerin ve yıldızların evriminde nasıl bir rol üstlendiğini çok daha iyi anlayabileceğiz webb sayesinde.

    yıldızların doğumu, ölümü, gezegenlerin oluşumu, evrenin genişlemesi gibi henüz hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığımız konuları araştıracak.

    samanyolu’nun merkezindeki süper kütleli karadeliği inceleyecek mesela. bunu yaparken yerdeki event horizon teleskobu ile güçlerini birleştirecek. hani şu ilk kara delik fotoğrafını çeken teleskoplar dizgesi vardı ya işte onlarla.

    webb faaliyete geçtiğinde kozmik tarihin tüm aşamaları hakkında bilgi toplayacak. öyle ki büyük patlamadan hemen sonra neler yaşandığını bile öğrenebileceğiz. 13.8 milyar yıl öncesine gideceğiz.

    webb kendi güneş sistemimize de bakacak tabii. gezegenlerin yüzeylerini ve atmosferlerini çok daha detaylı incelememize olanak sağlayacak. yaşamın kökenlerini araştıracak. belki de ilkel yaşam formları bulacak.

    bundan da önemlisi bilim insanlarının bugüne kadar keşfettiği ne kadar öte gezegen varsa bunların hepsini tarayacak ve belki de bunlardan birinde akıllı yaşam formlarına dair kanıtlar bulacak.

    kısacası, insanlık tarihindeki en büyük ve en önemli görevlerden birinin arifesindeyiz.

    ayrıntılı bilgi isteyenler için bir video linki bırakayım: james webb uzay teleskobu

    ayrıca şu linklerden de inceleyebilirsiniz:
    webb nasa
    webb official
  • insanlık tarihinin en önemli uzay görevlerinden birine sayılı saatler kaldı. james webb hakkında şaşırtıcı bilgiler derledim. buyurunuz efenim:

    1- 25 yılda 10 milyar dolar harcanarak yapıldı

    2- yapımı için 40 milyon saat mesai harcandı

    3- lazer göz ameliyatlarında kullanılan lasik yöntemi gibi bazı icatlara katkı sağladı

    4- kaliforniya'dan fransız guyanası'na götürülmesi 16 gün sürdü ve sttars isimli 76 tonluk devasa bir konteynırın içerisinde taşındı

    5- 6200 kg ağırlığında ve bir tenis kortu büyüklüğünde

    6- hubble'ın 2.4 metrelik aynasına karşılık 6.5 metre çapında devasa bir aynaya sahip ve bu ayna 1000 atom genişliğinde incecik bir altınla kaplı

    7- 560 km yukarıda bulunan hubble'ın aksine 1.5 milyon km uzağa, güneş yörüngesine gönderilecek

    8- webb'i ikiye bölen güneşliğin güneş'e bakan tarafı 85 santigrat derecenin üzerine çıkacakken, derin uzaya bakan tarafı -233 santigrat derecelik dondurucu bir soğukta olacak

    9- dünya'dan ay'ın üzerinde bulunan bir yaban arısının ısı izini dahi tespit edebilecek kadar hassas bir teknolojiye sahip

    10- 13.5 milyar yıl önce yola çıkan ışığı toplayarak büyük patlamadan hemen sonra neler yaşandığını gösterecek. ayrıca yıldızların ve gezegenlerin oluşumu, öte gezegenler, karanlık madde gibi hakkında henüz yeterince bilgi sahibi olmadığımız konuları araştıracak

    bunlar bana yetmez daha yok mu diyenler için james webb uzay teleskobu
  • muhteşem bir bilgiye ulaşmamıza araç olduğu söyleniyor. şu ana kadar verdiği en büyük bilgi bu olabilir.

    astronomlar jwst ile nereye baksalar, evrenin genişleme hızını farklı hesaplıyorlar. önce ölçüm hatası sanılıyor fakat daha sonra hata olmadığı görülüyor. yani evren, sandığımız gibi homojen bir şekilde değil farklı farklı hızlarla genişliyor. livescience makaleyi “evren algımızda ciddi yanlışlık var” manşetiyle vermiş.

    https://www.livescience.com/…anding-of-the-universe
  • james webb teleskopunun fırlatılmasından heyecan duyanlar ve bunu gereksiz bulanlar bir şekilde tespit edilip ayrıştırılsa ve iki farklı ülkede yaşamaya başlasalar mesela. bir ülkede insanlar büyük bir refah içinde yaşar, diğerindekiler bokunda boğulurdu.
  • eğer sığır gibi sadece yayınlanmış resimlere bakıp vay aq demek sizi kesmiyorsa doğru entrydesiniz.

    öncelikle tanım; yanıtladığı sorulardan daha fazla soru işaretine neden olan uzay teleskobu. tam bir şer yuvası.

    memlekette sadece makarna ile beslenen dangalakların da anlaması için basit anlatacağım:

    hubble uzay teleskobunun gönderdiği resimlerde büyük patlamadan 400 milyon yıl sonra oluşan ve hubble’ın görebildiği en eski galaksiyi bulmuştu. adı gn-zart zurt. zaten aklınızda tutamayacaksınız o yüzden siktiredin. ha işte james webb uzay teleskobu ondan daha erken zamanda oluşmuş başka bir galaksi buldu, büyük patlamadan 300 milyon yıl sonra oluşmuş.

    buraya kadar herşey enfes. yalnız jwst ile yeni olarak farkedebildiğimiz dehşet bir olay var. bazı erken galaksiler olması gerekenden daha büyük, daha parlak, daha karmaşık ve daha sıcak. bir de, en erken oluşan galaksinin bugünkü red shift olayına baktığında, ondan daha daha yaşlı galaksilerin, 17 milyar felan yaşında olduğunu görmekte.

    e amk 13-14 milyar yıllık bir evrende 17 milyar yaşında ve sonradan beliren galaksiler nereden geliyor. konuyu sulandırmaya çalışan bazı dalyarak bilim adamları, o garip galaksiler bazı gaz bulutlarının arkasında kaldığı için öyle gözüktüğünü savunuyor. bir iki değil ki, baya var, hepsi mi gaz bulutu arkasında. bir de problem şu ki samanyolu gibi karmaşık galaksilerin erken dönemde oluşmuş olması şu anki bilgilerimize göre imkansız. yani ya galaksilerin nasıl büyüdüğünü ve geliştiğini anlamıyoruz, ya da bildiğiniz katakulli var bu işte.

    öte yandan evrenin büyük patlama ile meydana gelmemiş olması da ihtimaller arasında. çünkü big bang dediğin şey, singularity dedikleri bir olaydan mütevellit olduğu öne sürülmekteydi. gel gelelim şu anki galaksilerin oluşma şekilleri, yaşları ve konumları, konsept olarak doğrulayamadığımız bir şekilde olmuş.

    bu da bizi şuraya getiriyor, ya biz galaksilerin nasıl oluştukları hakkında bir sikim bilmiyoruz ya da bize kabaran bir şey var. o kabaran şey de şu; biz görünen evren dediğimiz 3 boyutlu uzay geometrisinden çıkıp, 11 boyutlu evren modeline kafa yorup, boyut değiştiren galaksilerin olup olamayacağını değerlendirmemiz gerekiyor olabilir. kaldı ki biz evrenin şeklini de bilmiyoruz, küre mi spiral mi, jlo’nun götü şeklinde mi hiçbir fikrimiz yok.

    gözlemlenebilir evren haritasına bakarsanız yığınla galaksi görürsünüz ama onların bulunduğu nokta sadece bir izdüşüm olarak haritada bulunmaktadır. yaşı, uzaklığı, yörüngesi veya doğrultusu gibi şeylere bakıp evren haritası çıkaramıyoruz. çünkü, ebesinin amı gibi galaksi var. ayrıca maalesef insanların çoğu amcık amcık konuşup kendilerini birşey sanıyorlar. dolayısı ile yakın tarihte çözemeyeceğimiz başka sorular edindik.

    son olarak, uzay telekobu bozuk eke eke, din min geyiğine girenlere bir çift sözüm olacak;

    batı dünyası 10 milyar dolarlık bütçe ile muhteşem bir teleskop yapıyor, dünya’dan 1.5 milyon kilometre uzağa atıyor (ki o da öylesine bir nokta değil, lagrange noktası) ve bu teleskop ta o ebesinin amında dünya ile senkronik dönüyor. o sırada anasını siktiğim makarna yiyenleri hem yengesini sikmeye çalışıp hem de götünü kaldırmadan amariganın oyunları geyikleri yapıyor. aklında olan da boru üflenecekmiş de dünya daha hızlı dönecekmiş.

    teknoloji ve bilim açısından inanılmaz şanslı zamanda yaşıyoruz, biraz aklınızı başınıza toplayın amk.

    edit: bazi referans linkleri eklendi, kips.
  • en gelişmiş ve güncel şekilde jüpiter, satürn, neptün ve uranüs'ün görüntülerini (saat yönünde) elde eden teleskop.

    görsel

    yukarıda birisi dalgaya alarak “vesikalık da çekiyor mu” demiş. yüzün olsa onu da çeker de… işte…
  • dünyanın şimdilik en gelişmiş teleskobu olsa da benim için bundan çok daha fazlası olan uzay teleskobu. fazlası çünkü bu teleskop daha görevine başlamadan benim hayatımı kurtardı.

    varlığını öğrendiğim günden beri uzun yıllardır göndereceği ilk görüntülerin hayalini kurup sabırla bekledim. beklediğim süre boyunca da o görüntüleri görmeden ölmek istemiyorum, ölmeyeceğim derdim. biliyorum çok orijinal bir söylem değil bu. sırf bu başlıkta bile 10-15 entry vardır bu söylemin dile getirildiği. ancak hayatımın en derin depresyonuna girdiğim, yaşamaya devam etmek için yeterli neden bulmakta zorlandığım ve her gün türlü türlü intihar planları yaptığım geçen kış aylarında, kendimi en sıkışmış hissettiğim anlarda bile hayatıma son vermekten beni alıkoyan yegane şey bu teleskobun göndereceği görüntüleri görmeden ölmeme fikriydi.

    fırlatma için fransız guyanası'na doğru yola çıktığında, panama kanalından geçerken, fırlatma rampasına yerleştirilirken, fırlatma anı, atmosferi terk edişi, uzaydakı kurulumu gibi adımlar esnasında an be an takip ettim. öyle ki gece uyumadan önce kafamdan tek tek, sırayla kurulum adımlarını sayar olmuştum.

    bunu tanıdığım kimseye söylemedim ama eğer james webb görevi tek bir görüntü bile gönderemeden başarısız olsaydı, kesin olarak kendimi öldürmeye karar vermiştim. her ne kadar yaşamaya dair yeterli neden bulmakta zorlansam da içimdeki yaşama içgüdüsü tırnaklarıyla bu teleskoba tutunmuştu ve tam 344 tekil arıza noktalı, yani potansiyel sıçış senaryolu bu macera için onunla birlikte l2'ye doğru yola koyulmuştu. her adımda ya teleskobun başına bir şey gelirse diye aklım çıktı. ne zaman kendimi sıkışmış hissetsem açıp websitesinden “where's webb” sekmesine tıkladım. hele ki artık tamam heralde bitti bu iş derken çarpan mikrometeoroid'in haberini okuduğumda yüreğim düştü.

    ama çok şükür ki webb beni yarı yolda bırakmadı. ben de o karanlık günleri arkamda bırakıp o derin depresyondan yakayı kurtardım. intihar fikrini tamamen arkamda bıraktım. webb'e minnetimi gösterebilmek ve o günleri hiç unutmamak için de kendisinden ilham almış, profil fotoğrafımdaki görseli dövme olarak bedenime işlettim.

    işte nihayet o günün gelip çattı ve son bir haftaya girdik. şimdi durup durup sitedeki geri sayıma bakıyorum. ilk görüntüleri gördüğümde kendimi tutamayıp ağlayacağımı biliyorum. bunda sonra da james webb uzay teleskobu'nun muhtemel görev süresi olan 10 yıl boyunca göndereceği her görüntüyle, bir daha beni öyle günler görmekten koruyacak koruyucu meleğim olacağına inanıyorum.
hesabın var mı? giriş yap