• jim jarmusch'tan fatih akın'a kadar pek çok ismi büyüleyen bir author. ama yeni dalgacılar gibi snob bir author da değil. amerika'nın görünmez insanları onun filmlerinde vücüt bulur. sinirleri zayıf ev kadınları, sosyallik bağımlısı erkekler, yol işçileri, unutulmuş film yıldızları. güney gotiğinin ruhunu, özellikle tenessee williams'ı damarlarına karıştırmış ama şehirli bir romantik olarak onlardan da ayrı kalmıştır. hayatı öğrenebileceğimiz nadir insanlardan biri bence.
  • "in this country people die emotionally at 21, maybe younger, my responsibility as an artist is to help them get past 21" sözünün sahibi.
  • amerikan sinemasının truffaut'su. 60'lar sonu ve 70'lerle birlikte bergman etkisine girmiştir.
  • ''ın the last couple of decades or so, something has happened to the american dream. ı don't quite know what it is, and it's still not very clear in my mind. confusion has replaced patriotism. the intellect has replaced love. ıf something doesn't make money, no one is interested. everything is for sale. emotions are sold. sex is sold. everything is sex. cars, women, clothes, your face, your hands, your shoes! look at the ads, at television. my emotions aren't for sale. my thoughts can't be bought. they're mine. ı don't want movies that sell me something. ı don't want to be told how to feel.'' sözlerinin sahibi. durum çok tanıdık geldi.
  • kendisi hakkinda ilk yazdigim seyin boylesine gudik bir konuda olmamasini arzu ederdim ama kader kismet diyor basliyorum: efendim cassavetesgillerde erkek isimlerine soyle bir goz attigimizda gayet ilginc bir durumla karsilasiriz. burada konu ve konuk etmekte oldugumuz canimin ici guzel adamin tam ismi john nicholas cassavetes'tir. nicholas john cassavetes isimli babasi, iki ogluna john nicholas ve nicholas john isimlerini vermistir. kardes nicholas john cassavetes wallstreet'te borsa isleriyle istigal etmistir. bizim bildigimiz john nicholas casssavetes'in ise yine nicholas john isimli bir oglu vardir ki onda kisaca nick denmektedir. john cassavetes'in diger iki ogluna ne isim vermis oldugu ise tarafimdan merak konusu olmustur. zira cassavetes ailesinde john ve nicholas isimlerinin surekli yer degistirilerek kullanimi disinda baska bir isme henuz rastlayamadim.
  • "hollywood başarısız olmaya başlamadı, zaten başarısızdı...umutsuzluk, eleştiriler, önerilen aptalca çözümler, stüdyo çalışanlarının azaltılması ve maaşlarının kesilmesi, yeni teknik ilerlemeler, ...bu düşüşü önleyemedi.... öte yandan seyirci tarafından ilgi görmeyen, para kaybeden twelve angry men ya da the goddess gibi filmler, hala kendileri için ve özgürce düşünenlerin takdiri kazandı. bu filmler hollywood "formüllerinin" ötesine geçip ilerde yapılacak amerikan sinemasını etkileyecektir." demiş yönetmen. işin en güzel tarafı bu sözleri 1959 yılında film culture adlı dergi için yazdığı makalede sarf etmiş olmasıdır. elbette bu güzel insan shadows'u da çeker, opening night'ı da, love streams'i de, a woman under the influence'ı da çeker. laf salatası değildir, yapmıştır. sadece eleştirmez alternatifini gösterir. bize de izlemek düşer. bir kereden fazla.
  • marvin and tige'da john cassavetes şöyle der kimsesiz bir çocuğa:

    - aslında birçok şeyi çözmek için gereken şey para değildir. nedir biliyor musun evlat?... iyi bir espri anlayışı... ve o nereden bulunur biliyor musun?... güneşten!... evet güneş... güneşe bakan herkes önce bir gülümser çünkü...
  • genelde yaş ilerledikçe eskiden beğendiğiniz, ciddiye aldığınız şeyler sakil gelmeye başlar. tanışıklığınız olan insanlar, mekanlar, kitaplar, filmler, konular... yalnız bazı şeyler vardır ki yaş ilerledikçe hikmetine daha bir uyanırsınız, başka şeyler elenirken diğerlerinin arasından, daha da bir parlar, kıymetli hale gelir. cassavetes işte bu nadir büyüklerden biri. çok başka bir seviye.
  • "it's never as clear as it is in the movies. people don't know what they are doing most of the time, myself included. they don't know what they want or feel. it's only in the movies that they know what their problems are and have game plans for dealing with them. all my life i've fought against clarity – all those stupid definitive answers. phooey on a formula life, on slick solutions. it's never easy. and i don't think people really want their lives to be easy. it's a united states sickness. in the end it only makes things more difficult."

    postmodernizm öncüsü bir rasyonalite eleştirisinin yedinci sanatta vücut bulmuş hali cümlemi sikeyim.
  • "to tell the truth as you see it is not necessarily the truth. to tell the truth as someone else sees it is, to me, much more important and enlightening... i absolutely refuse to judge the characters in my films and it is imperative that the actors neither analyze themselves nor others during the course of the filming... i just want to record what people said, film what they did, intervening as little as possible, or, in any case, trying never to film inside them, so to speak."

    faulkner mısın mübarek?
hesabın var mı? giriş yap