• doktor agresif fizik tedavi uygulayacağız dediği anda midemde bir batma eşliğinde boğazımda yumru oluştu.
    daha evvel "acı kontrollü" denen çalışmayı yaşamıştım 35 gün boyunca. onda canım çok acır da dayanamaz halde bağırmaya başlarsam fizyoterapist insafa gelip serbest bırakıyordu kolumu.
    ama şimdi kendisi karar veriyor kolumu germe süresine.

    kız 50 kilo ya var ya yok, boyu da benden bir 25 cm kadar kısa muhtemelen. poker suratlı. tokalaşıyoruz. soğuk davranıyor. birazdan uygulayacağı tedaviden dolayı hastası ile pek samimi olmaması lazım kanımca.

    yatağa uzanıyorum, az zaman evvelden ısıtılmış sağ omzuma kısa bir masaj yapıyor, sağ el bilek ve dirseğimden tutarak ilk birkaç defası fazla zorlamayacak şekilde kolumu kaldırıp indiriyor. sonraki denemelerde pek ulaşamadığım açılara yaklaşıyor kolum.
    terapist kız ter içinde, onun kilosuna yakın ağırlıklarla antreman yaptığım kolumu zorlayarak açmaya çalışıyor. gözümden yaşlar geliyor, ister istemez geri çekmeye çalışıyorum. zaman zaman bunu yapamayayım diye koluma sarılıp baştaki fiziksel mesafeyi boş vereli çok olan terapistimin ayakları yerden kesiliyor omzumu gergin tutabilmek için.

    hemen hemen kendisi boyutlarında bir arkadaşını yardıma çağırıyor, bu defa kolumda 4 adet el var ve geri çekmem hayli zorlaşıyor, ama yine de yapılan uygulama istenen gibi nizami değil...
    ismet abi'yi çağıralım diyor yardıma gelen kız.
    hasta bakıcı ismet abi'nin boyu 3 metreye yakın kilosu da 250 falan. yani eğer bana soracak olursanız ismet abimi tarif ederken tereddütsüz vereceğim ölçüler bunlardır.
    artık kız söylüyor o çekiyor, kız söylüyor o bırakıyor. bu arada ben hep bağırıyorum ama bu pek kimseyi ilgilendirmiyor odadaki.
    hayatım korku filmi...

    edit:
    3 yıla yaklaşan süre sonunda sayısız saatler süren antreman ve fizik tedavi sonrası %5 çalışır denen sağ kolum %80 işlevselliğe ulaştı...
  • sadece başka insanlarla izlenirse zevk alınacak filmlerdir.arada yorum felan yapılır,eğlenilir ya da gerilimli sahnelerde sevgilşiye korkup sarılmış numarası yapılır.ama tek başına izlenirse zevk alınmaz hatta çok fazla özel öğe barındıran korku filmleri korkutmaz ama sonrasında genellikle bilinçaltını etkiler* ve çoğunlukla geride iki veya üç günlüğüne beyninizde uçuşan kanlı-ölü insanlı-gerilimli görüntüler,her sesten korkma ve arkada birinin olduğu dürtüsünü bırakır.
  • hakkında "özet geç" minvalinde bir yazı için:
    http://sinematografikmizah.blogspot.com/…orror.html
  • izlerken ve sonrasında, en azından izlerken, korkutması veya en azından ürpermenizi sağlaması gereken film...
  • böyle filmler sevgiliyle izlenir ve filmin sonunda sevişilir filan. ben mi doğru erkekle izlemiyorum ya da ben mi öküz gibi korkuyorum acaba diye de düşündürür.
  • bunlar üzerine kıymetlimiz mark gatiss'in "history of horror with mark gatiss" isimli belgeseline veya aynı isimli bir de kitaba sahip olan "nightmares in red, white and blue: the evolution of the american horror film" belgeseline bakılabilir. ikisi de bir korku filmleri tarihi özeti mahiyetinde olup ikisinin de türkçe altyazısı neyim mevcuttur.

    1920'lerin alman ekspresyonist filmlerinden, 30'larda universal stüdyolarının yaptığı ve altın çağ olarak görülen korku filmlerinden, psikolojik korku eksenli filmlerden, 50'lerin atom çağı muhabbetinden etkilenen filmlerden, 60'ların sosyal hareketlerinden etkilenen filmlerden, 70'lerin istismar filmleri ve 80'lerin tepki filmlerinden bahseden, 90'lara ve 2000'lere bi geçerken uğrayan bir yazıya da aşağıdaki linkten ulaşmak mümkün. nightmares in red, white and blue belgeselinin özet geçen halinden biraz daha fazlasına oradan ulaşılabilinir.

    http://sinematografikmizah.blogspot.com/…n-red.html
  • haz etmiyorum ben bundan. neden? korkuyorum. e amaç o? olsun, korkuyorum.

    çocukluğumdan beridir hiç aram olmadı korku filmleriyle. ben net adamım arkadaş, düz adamım; ne olacağı belli olacak film dediğinde. öyle ananıskeyim köşeden bi şey çıkacak, lan lan adamı yiyecek filan diye devamlı bir belirsizlik hali geriyor beni. hatta şu başlıkla alakalı konulu videoyu da gözlerim kapalı izledim. uykularım kaçıyor lan. inli cinli filmler özellikle. az evvel bi başlık görünce mazim depreşti;

    musallat diye bi film vardı. bizim biraderin öğrenci evinde izlemiştim bu ve bunun 2 ev arkadaşıyla. çocuklar benden 3 yaş küçükler, ben bayağı çalışan filan adamım, korktuğumu belli etmemem lazım diye götüm çıktıydı amına koyim. filmi izleyenler konusunu zaten bilirler de bilmeyenler için film bizim korku filmi anlayışımızda, yani 'inli cinli'. filmi, her sahneyle taşşak geçerek izledik gecenin kör saatinde. 'eheh, o nasıl sahne lan' olsun, 'abi bu filmi çektikten sonra izlemiyorlar mı yææ' olsun klasik sinema izleyicisi yorumlarını da yapmaktan geri durmadı kimse. velhasılı bitti film, yatmaya gitti çocuklar, ben salonda yatacağım. lan millet gitti, salonda yalnız kaldım ya, uyu uyuyabilirsen. hatim indirdim la korkudan, nasıl tırsmışsam artık. sağa dön, sola dön 1 saat debelendim, mümkünatı yok gözümü kırpamıyorum. korkudan uyuyamayacağıma karar verince, lan bu işin utanması yok, gideyim de biraderin odada yatayım la bari dedim. birader taşak geçsin sıkıntı değil de arkadaşları taşak geçmesin diye parmak ucunda tin tin ilerledim bizimkinin odasına. odaya girdim. girdim ama bizimkinin yatağı boş lan! adaletini sikeyim, nasıl bir kumpasın içindeyim, nerdeyim lan ben. ine cin yem oldu la herhalde bizim birader diye koridora kaçtım pata küte. gürültüyü duyulunca evin içinde bi hareketlenme oldu ve ev ahalisi komple bi odanın içinden 'anansikim' diye koridora çıktı. koridorda 4 tane adam, gece, ben birader de olsa bir erkeğin odasına girmişim gizli gizli, başka bir odadan 3 adam çıkıyor filan, tuhaf bi durum var;

    -la bebeler ne işiniz var bi odanın içinde?
    +ee abi sen niye geldin benim odaya?
    -senin olmaya geldim. neye gelicem amına koyim lan, öldün mü kaldın mı bakmaya geldim.

    mesele anlaşıldı tabii; filmden bunlar da acayip tırsmışlar, uyuyamamışlar. tırstıkları için de bi odaya doluşmuşlar. bu itiraftan sonra herkes rahatladıydı da 4 tane kazık kadar adam bi odaya doluştuyduk. helaya bile 2'li gruplar halinde gittik, öyle büyük rezillil. bi de bizim biraderin evi tam müptezel evi, halı, temizlik filan hak getire. evsiz yurtsuz gibi parkenin üzerine çarşaf serip yattıydım. hey gidi.

    sabah olduğundan çocukların gözündeki abi imajım da sikilmiş. geldiğimden beri saygıda kusur etmeyen çocuklar beni ekmeğe gönderdi. kurt kocayınca ite köpeğe maskara oluyor demek ki.
  • çok maceram var la benim korku filmleriyle. sevmiyorum ama izliyorum amına koyim.

    türk korku filmi sektörüne en ala hizmeti yapan adamlardan biri benim. ne kadar korku filmi çıksa izledim. maksat sektör canlansın. daha evvel de yazmıştım, musallat, musallat-2, dabbe, araf -hele bu araf var ya, hayatımı sikti-, semum, bi sürü adını hatırlayamadığım film daha. bi de harbiden tırsıyorum korku filmi izlerken. ama iradesiz adamım, yine de gidiyor izliyorum. bi de bizim korku film sektörü ayetli, hadisli, inli, cinli; en tırstığımdan. ona rağmen sektirmiyorum.

    dabbe diye bi film vardı. filmi izlemeyen için spoiler'dır yazacaklarım, okumamasında fayda var. dabbe'yi sinemada kız arkadaşımla izleyip, gülüp taşak geçmiş adamım. bi kaç yerde tarkan konserindeki genç kız çığlığı atsam da benim standartlarım için başarılı bi seans geçirmiştim. zira ben saw izlerken bayılan adamım. öhm. sonra bir kere de sınav haftası, bir sürü herifin toplandığı bi ortamda arkadaşlarımla izlemiştim dabbe'yi. inler, cinler bi sürü olaylar. meseleyi hatırlarsınız, cinler internetten bizim boyuta geçiyorlardı, ölen adam mail atıyordu, 388@0'in aradığı adam tepeleniyordu filan, bi sürü gariban durum vardı. karanlıkta, ev yerinde izleyince tırsmışım zaten amına koyim. film bitti, telefonum çaldı. arayan 388@0... anası sikeyim lan ne oluyor?

    -ışıkları açın lan!
    +ne oldu oğlum sakin ol.
    -olm ışıkları açın sikerim böyle aşkın ızdırabını. dabbe arıyor lan!
    +nerden bulmuş acaba telefonunu?
    -allah'ım sen bana sabır ver, olm ışığı aç ışığı, şirinlik yapma!

    388@0'ı meşgule verdim, bi daha aradı lan. bi daha meşgule verdim. bu arada koca filmde bir allah'ın kulu da dabbe arayınca meşgule vermedi amına koyim. hayır belli zaten, adamın ismi çıkmış, telefonun açınca ölüyorsun, niye açıyorsun la telefonu? açıyorlar telefonu, ondan sonra selim ölmüş. ölür tabii, o sığırlıkla çok bile yaşadı. bu dabbe beni bi kaç defa daha arayınca artık soğuk soğuk terlemeye başladım. derken bizim piçlerden birinin odadan arazi olduğunu farkettim. evet, tahmin edeceğin gibi sevgili okur, filme daldığım bi esnada telefonu almış ve kendini 388@0 olarak kaydetmiş amcık ağızlı. telefonu götüne sokuyordum da zor aldılar elimden.

    gerçi ben bardağın dolu tarafını gören adamım. dabbe'yi izledikten sonra asla kapatmadığım bilgisayarımı kapatmadan yatmaz oldum. netten manita düşürücem derken, tövbe tövbe. uykusunda sikiyorlar adamı kamil, mesele bildiğin gibi değil.
hesabın var mı? giriş yap