• her hafta ne kadar güzeldi seninle. teoriler vardı kafamda her hafta yeniden ürettiğim, others vardı aramızda her şeye heyecan katan, sayid vardı kate vardı artık bizden biri olan...
    evet hasta ettin beni lost senle de olmuyor sensiz de ...
    3.sezon çabuk gelsin artık yeter..
  • kendilerine lost'un 4 atlısı adını veren kişilerce türkçe çevirisi yapılmıştır. internetten indirilmesi mümkündür. bu kişilerin türk kalıplarını kullanımları ise ayrı bir hava katmıştır diziye.

    - may ı sit?
    - yes

    bu yes'i tabi ya da evet diye çevirebilecekken "buyur" demişler.

    ayrıca "bacım", "yahu" gibi başka kelimelere de rastlamak mümkün.
  • yeter artık diye bağırmama vesile olmuş dizi.bu kadar kastırılmaz be kardeşim.o kadar çok soru işareti bıraktı ki artık dizide aha şu kesin böyle demek imkansız.en güvenle bakılan karakterin altında da bi bok olduguna emin olmak lazım artık.finalı izlerken desmonda bile ulan bu herif ne ayak gözüyle baktım sürekli.kim bilir belkide harbiden ne ayak.onu bunu bilemem ama dizi harbiden kafayı kırdırtacak 6 sezon.evlenip cocuk sahibi olucaz hala kostur kostur lost arıcaz nette.
  • yapılan 6 sezonluk anlaşmayla ilk 3 sezonda ne kadar soru işareti varsa verip kalan 3 sezonda da olayları çözüme kavuşturmayı planlıyorlar herhalde, yoksa böyle gitmez... her bölüm yeni bi soru işareti, sezon sonlarını hiç söylemiyorum.** olaylara bi kulp bulacağız derken paranoyak olduk...
  • ikinci sezonun son bolumuyle maykil dan iyice nefret etmemi saglamis dizidir.

    kendisine 'aslan parcasi desmond koca tekneyle iki hafta basmis basmisda ruzgari, da ona ragmen adadan kacamamis, sen o pirpir motorla nereye gidecegini saniyorsun be adam' diyecekken bilerek sustum, gitsinde gorsun ebesini dedim. cok iyi yaptim*.

    aglayarak donecek, hurley abisinden, jack abisinden ozur dileyecek, o zaman durumunu tekrar gozden gecirecegim
  • 2x6 ile yine beni benden alan dizi.

    2x16'yı izlemeyenlere spoiler olabilecek bu yazının parantez içleri o sahnelerle eş-zamanlı olan iç-sesime aittir.

    lost 2x16 bsplayer ile açılır. internetten 2-3 tr altyazı arasında en popüler olanı indirilir ve video penceresi üzerine atılır.

    [sun ayna karşısında belirir..]
    (oleeeey yine uzakdoğu flaşbekli ve ağırlıklı bir bölüm.. şansa bak ya.. kaç hafta sonra ilaç gibi gelecek galiba.. )

    jin: -dönsene
    haydi ama, lütfen?
    (jin ya.. sempatik koreli abiciğim ya.)

    [sun yatağa girer, öpüşürler.]
    (yahu bunların erotizmi bile duygusal ağırlığını koruyabiliyor, muhteşemler yaa)

    jin: -peki sence neden ellerim kan içinde eve geliyorum? ellerimin kan içinde olmasının sebebi senin baban. bunun sebebi onun bana yaptırdıkları!

    [sun ağlar.. jin yataktan çıkar..]
    (yahu şu çekik-gözlü bayanları ağlatmayın lütfen artık ya dizilerde filmlerde.. buna yürek dayanır mı ?)

    jin: -öyle demek istemedim... çok özür dilerim.
    (tabi işte her zaman güvendiğim ilişkilerinin kalitesi yine kendini gösterir böyle)

    [sun bahçesiyle ilgilenir.. jin gelir bahçeyi dağıtır.. hafif kavga ve sonrasında yollarına düşerler]
    (sakın jin sakın, yanıltma bizi lütfeen... aman tanrım yoksa tokat mı atacak kadına.. ne yapıyor bu adam çiçekleri koparıyor.. lütfen jin güvenimizi yitirme.. ohh be tokat şu bu olmadı allah'a şükür.. halen güvenimizin kulesi sapasağlam)

    [sun sahile doğru yorulur, bayılacak gibi olur..]
    (bence hamile kızcağız)

    [sun otel odasına tedirgince girer, daha önce baş göz edilmek üzere olduğu adam (hocası diyecem bundan sonra) çıkar karşımıza]
    (yok yok.. getirmeyeceğim aklıma öyle birşey.. imkan yok ona.. bu kadar güvendiğin ilişki böylesi bir saçmalık ile üzemez bizi.. tabi canım sun öyle şey yapamaz.. ki yapmaz )

    [sun'ın çeketi yere düşer.. aynı anda eğilirler]
    (içim niye burkuldu şimdi ya..)

    [hocası içki önerir]
    (hayır de.. hayır de)

    sun: -buzlu çay*, lütfen.
    (işte bu ya.. sun onun adı..)

    [hamilelik sorunu için sun ile jin doktor sonuçlarını dinlerler, doktor anlatır herşeyi]
    (hadi bee.. yine ağlatacaklar çekik-gözleri..)

    jin: -evlenmeden önce bundan haberin var mıydı?
    sun: -ne diyorsun sen?
    jin: -mutlaka birşeyler sezmişsindir.
    sun: -böyle birşeyi senden niye saklayayim? ah tabi ya, balıkçının oğlunu ağıma düşürmeye çalışıyordum.
    (eh be jin.. işte bu oldu mu şimdi ya.. böyle bir kadına, ki biz sizin mazinizi biliriz, böyle bir soru sorulabilinir mi ya.. yakışıyor mu.. yok yok benim erkeklerde kabullenemediğim bir davranış sergiledin.. olmadı bu..)

    [jin kızar, ayağa kalkar, masayı dağıtır]
    (aha az önce olmadı ama şimdi kesin vurur kadına.. onu da görürsem lost'un romantizmi biter gözümde... oh be neyseki çıktı kapıdan gitti.)

    [testin sonucu pozitif çıkar]
    (güzel birşey ama.. nasıl olur acaba.. yoksa bunu da locke'un ayağının iyileşmesi gibi adanın gizemiyle mi bağlayacaklar ilerde.. neyse bir reklam arası vereyim 23 dk olmuş.. annee çay oldu muuu, geliyorum almaya...)

    sun: -yani jin, o benim hayatım mı? kalmalıyım çünkü..
    hocası: -jin için kalmalısın demiyorum.
    (ee ne diyorsun be adam.. uzaklaş biraz kızın önünden.. zaten bir tuhafım bu akşam.. kırıkkılıç* gibi uçacağım sana doğru..)

    [duygusal bakışma.. fazla yakın gözler ve dudaklar.. uzaklaşan kamera.]
    (hayır sakın öpüşmeyin.. biter yıkılır.. tüm gözü-kapalı güvendiğim ilişki anlayışı yıkılır.. matrix'de lag olur.. dejavu olur.. karakedi 2 kere miyavlar.. ben mahvolurum.. huuuuuuuuuuuuuuh.. [nefes] neyseki sahne değişti görmedim öyle birşey.. halen ufak bir şüphem var ama görmedim çok şükür..)

    [jin balık tutmanın püf noktalarını dile getirir, sawyer gelir, her zamanki sawyer'lığını yapar.. ama "baba-san" süper bir lakap idi. yiğidin hakkını yiğide vermek lazım kesinlikle.]
    (aha jin yine delirecek galiba, yahu bugünkü lost uzakdoğu esintileri değil adeta fırtına oldu, nedir ne değildir ya.. hımm aslında hiç birşey anlamadı galiba jin)

    [jin çiçekleri geri eker yerine]
    (teşekkürler tanrım.. nerdeyse kalp krizi geçirip, lost'a uzak sana yakın olacaktım ama.. ironiksel olarak olayları yumuşatıp buna engel oldun.. işte bu ya.. güvendiğim sistem daha da güçlenmeye başladı.. jin, sun, romantizm.. ki bunu onun hamile olduğunu bilmeden yapıyor yani olayın türk-dışı yönü budur ]

    jin: -sana ihtiyacım var
    sun: -ne?
    jin: -böyle olmamızdan nefret ediyorum, böyle kavga etmemizden. ve yapamıyorum.. kimseyle konuşamıyorum. onları anlayamıyorum. sana ihtiyacım var, sun (ühühüüüü )

    sun: -hamileyim
    (alkıışşşşşşşşş)

    [sarılırlar]
    (müthişşşşşşş)

    sun: -jin sana söylemem gereken birşey var
    (gerçekler geliyor galiba.. )

    [doktor arabadan inip sun'a gerçeği söyler]
    (neeee ? nasıl ama.. yoksa.. yok yok... ama ya yoksa... yok yaa olmaz.. hocası mı.. )

    [sun jin'e de bu gerçeği anlatmıştır, jin üzülerek yere çöker]
    (artık sun'a tokat atmayacağına tamamiyle emin olduğum jin, bir kez daha level atlamaktadır gözümüzde bu dramatik sahne eşliğinde)

    jin: -ama madem ben.. yapamıyorum.. bu bebek nereden geldi?
    (adamın sempatikliğine bakar mısınız ya.. yüzüne bile bakmıyor bu hafiften sıkılarak yaptığı ima sırasında bile.. oysa bir türk şimdi avrat ile silahtan güzel bir kompozisyon yaratıvermişti oracıkta..)

    sun: sana yemin ederim jin, asla başka biriyle birlikte olmadım. gerçek bu.
    (bu kadar içten söyleyen o gözlerin yalan atacağına imkan bile vermiyorum.. off burası acaip sıcak oldu.. )

    [yakınlaşırlar, ağlaşırlar]
    jin: -öyleyse bu bir mucize
    (ühühühühüüü)

    jin: - (ingilizce) seni seviyorum
    (ben de hem ikinizi hem aşkınızı seviyorum)

    . [nokta]

    heh.. şimdi ne diyorsunuz siz.. pusu mu ? tutsak herif yalancı mı değil mi ? ne olacak bu adanın gizemi falan mı diyorsunuz..balon var mı yok mu?

    bilmem...
    amaaaaaan.. ilerde öğreniriz nasıl olsa...

    siz asıl aşk var mı yok mu ondan haber edin bana !..

    lost.. fantastik-bilimkurgusal olup sadece duygusal yönden bile adamı tokatlayan, sadece o yönüyle bile zevkle izlenebilen dizi
  • enteresan karakterle bezeli bir dizidir bu...her karakterin kendine özgü bir yapısı var..hatta sözlük yazarı olurlarsa karmaları hazır.. ahanda yazıyorum..ben beğendim valla..

    adewale akinnuoye-agbaje .... mr. eko :ağır abi 455
    naveen andrews .... sayid jarrah : bıçkın 488
    emilie de ravin .... claire littleton : yeni gelin -16
    matthew fox .... dr. jack shephard : her eve lazım 723
    jorge garcia .... hugo "hurley" reyes : mülayim ama sempatik 542
    maggie grace .... shannon rutherford : baldan tatlı 642
    josh holloway .... james "sawyer" ford : hippi 423
    malcolm david kelley .... walt lloyd : acıların çocuğu -715
    daniel dae kim .... jin kwon : anadolu çocuğu 342
    yoon-jin kim .... sun kwon : şekerpare 698
    evangeline lilly .... kate austen : tadına doyum olmaz 778 *
    dominic monaghan .... charlie pace : müzmin yedek 84
    terry o'quinn .... john locke : çetrefilli 388
    harold perrineau .... michael dawson : dahili bedhah -154
    michelle rodriguez .... ana-lucia cortez : şeker gibi 616
    cynthia watros .... libby : kaotik notral 23
    ian somerhalder .... boone carlyle : hırçın golcü 284
    l. scott caldwell .... rose : koala 4 *
    henry ian cusick .... desmond : çılgın 123
    clancy brown .... kelvin inman : sakallı tavernacı -58
    alan dale .... charles widmore : deccal -488
    michael emerson .... henry gale : agent smith -815
    m.c. gainey .... mr. friendly : at hırsızı -684
    april grace .... ms. klugh : kızlarağası - 284
    tania raymonde .... alex : padawan 123
    sonya walger .... penelope : kızgın kumlardan serin sulara 16
    sam anderson .... bernard : iç güveysinden hallice 15
    mira furlan .... danielle rousseau : kaçkın -184

    j.j. abrams .... executive producer : entry ugruna ruhunu satmis 666
  • tiglon'un ocak ayında altyazı işlemlerini de bitirip hazırladığı bölge 2 türkçe altyazılı (commentary'ler de dahil) dvd versiyonunu niye çıkarmadığı anlaşılamayan televizyon efsanesi. küçük ekran için yapılmış en büyük şey..
  • izleyenlerin kayboldugu kayip dizisi.
    muhtemelen yapilmis en iyi dizi. sihirden, lanetten, degisimden ve hayata dair en gerekli seylerden biri olan medeniyetten bahseden, ve bunlarin hicbirinin etrafimizdaki binalar, televizyonlar, hatta yasalar ile ilgili olmadigini, sadece insanin icinde oldugunu ve istese de istemese de gittigi her yere kendisiyle birlikte goturdugunu gosteren dizi..
    her bolumu bir film gibi. sanki bir dizi degil seri bir film izliyorsunuz gibi geliyor.
    izleyenler lutfen izlemeyenlere anlatmasin! onlar da kendileri izleyip gorsun..
  • bana sözlükte #481516 nolu entry i arattıran dizidir ki hatta bir de #4815162342 vardır...
hesabın var mı? giriş yap