• yalanını yiyim dediğim rezalet. bu şirket mi türbanlısın diye seni işe almıyormuş?

    geçiniz.

    edit: küfürlü ifadeyi değiştirdim.
    edit2: paylaştığım linkteki olay, ilgili şahsın böyle bir mağduriyet yaşamış olmadığı anlamına mı geliyor türünde bir soru geldi, buradan yanıtlama ihtiyacı duyuyorum ki görüşümü herkesle paylaşabileyim:

    mado, iktidara yakın olduğunu gezi parkı protestoları döneminde açıkça belli etmiş siyasal islam görüşlü bir firma. türban gibi bir konuda negatif ayrımcılık yapanileceklerine inanmıyorum, ha bu ayrımı şahsın görüştüğü kişi yapıyorsa şirketiyle görüşürsün, durumu anlatırsın, sana bu şekilde davranan kişiyle ilgili gerekli yaptırımları talep edersin. kurum adına karar alma yetkisi olmayan birinin davranışına karşılık hiçbir şey yapmadan rezalet diye paylaşımda bulunmazsın. bunun yanında türban mağduriyetleri siyasal islamın olmazsa olmazlarındandır. kabataş yalanında bunun en çarpıcı örneğini gördük. insanlar size artık kolay kolay inanmıyor üzgünüm. aklıma geldikçe gülerim reis başbakanken "benim kızlarım başörtülü oldukları için yurt dışında okudu" dediydi de bahçeli "bilal de mi başörtülü? onu niye okuttun?" demişti. bu olayı da hatırlamış olalım.

    bir diğer konu ise mağaza müdürünü cama a4 kağıda "eleman aranıyor" ilanıyla bulmaya çalışan bir mado bana tuhaf geldi.
  • dengesiz bir müdüre denk gelen birinin başına gelmiş rezalet. rezalet puanım 3/10. çok beğenmedim.
  • (bkz: camekandaki iş ilanına başvuran insanlar)

    garson, komi, bulaşıkçı, temizlikçi falan gibi pek de üniversite diploması aramayan geçici işler için cama eleman aranıyor ilanları asılıyor. ancak gıda mühendisi, müessese müdürü gibi daha kalifiye işlerde ilk defa duyuyorum böyle bir şey.

    zaten, birazcık ciddi bir şirket, mağaza müdürünü mağaza camına ilan yapıştırarak aramaz. gıda mühendisi de bu ilana başvuruyorsa o şirketin kendisine komi mualemesi yapacak kadar amatör ve kalitesiz olduğunu tahmin etmeli.

    not: başörtüsü muhabbeti ne alaka. ben öyle bi anlam çıkarmadım yazıdan. şal dediği türban mı? türbana ne zamandır şal deniyor, gerçekten haberim olmadı.
  • ziyaretçi kabul defteri ne yahu? devlet dairesi mı burası? kimlik denilen şey karşımızdaki kişi veya kuruma vereceğiniz en son belgedir.
  • hanımefendinin türbanlı olması ve erzurum'lu olmasından dolayı tepki görmesi birleşince, işverenin kadın hakkında "fetöcü" diye düşünme ihtimali ortaya çıkıyor.

    başka türlü öyle tepki göstermesine anlam veremedim.

    durum buysa rezalete puanım 4/10
  • bizim burada bir akp'li var. saray ve mado'dan çıkmaz sürekli bizi oralara taşımaya çalışır. en sonunda öğle yemeği ile sınırlı arkadaşlığı da bıraktık.

    bu mado'ydu saray'dı muhafazakar patronlu, akp'ye yakın olup yürü ya kulum yerlerdir. ama birçok örnekte de göründüğü gibi en işçi düşmanı, çalışanlarına en kötü muameleyi yapan da yerlerdir.

    muhafazakardan ne patron, ne yurt yöneticisi ne okul müdürü ne devlet yöneticisi olur. olsa olsa hırsız olur, çakal olur
  • olağandır.

    --- spoiler ---

    mado'dan sonrasını okumadım.

    --- spoiler ---
  • anlatılanlarda eksik yerler oldugunu dusundugum rezalettir. konunun turbanla ilgisi oldugunu da ancak buradaki entrileri okuduktan sonra farkettim.

    kadını zorla icerde tutmuslar diye anlıyorum, "cikabildim" dedigine gore, bence hemen polise gidilmeliydi.

    diger yandan, mado'nun gezi olaylarındaki tavrı nedeniyle o gunden bu yana kapısından gecmem, turbanlı birine boyle davrandilarsa da tamamıyla ordaki ahmetin okuzlugundendir. yoksa genel tavırlarının tam tersi oldugunu sanıyorum.

    madonun allah belasını versin o ayrı da, gercekten manasız buldugum bazı seyler var.

    misal, diyelim ki, milliyetcilik ırkcılık vs yapılacak, "erzurum" bunun icin iyi bir ornek degil bence.

    bir de o "ziyaretci kayıt defteri" isi gayet sacma degil mi;? bu tip defterler genelde kapı girisinde (hadi mado'nun degil ama idari kisimin) olur ki, oradan gorusulecek kisiye bilgisi verilir falan.

    neyse ya, turbanlı bacım sonuna kadar savunsun hakkını arkasındayım, madoya en ufak bir zarar verebilirse ne mutlu bize.

    edit: erzurum'un olayı, f.gulen'in memleketi olmasıymıs. simdi ogrendim.
  • mado, gerek müşterisi gerek çalışanı olunmaması gereken rezil kepaze bir mekan. bu kanaatim gezi dönemindeki tutumlarından kaynaklanıyor.

    bu işletmeye müşteri olarak girdiğinizde de çalışan olmak için başvurduğunuzda da başınıza çirkin şeyler gelmesini muhtemel buluyorum.

    o yüzden uzak durulması gereken bir yer. uzak durmayıp içine dahil olmak, bile bile lades gibi.

    tıpkı "digitürk'e abone oldum ama şimdi iptal etmek istediğimde kanırtıyorlar." demek gibi.

    ya da "turkcell'den kol gibi fatura geliyor abi yaa" diye yakınmak gibi.

    metro turizm otobüsüne binip otobüsün bozulması ya da daha kötüsü muavinin taciz etmesi gibi.

    bu markaların olayı bu. dilerim artık bunu idrak eder ve bunlardan uzak durursunuz.
  • yalan oldugunu düşüdüğüm hikaye.

    adam seni küçümsüyor , kimliğini sana fırlatıyor, üstüne üstlük masaya vuruyor ama sen ordan ayrılmak için halen adamdan izin bekliyorsun.

    inandırıcılığını hikayendeki şu cümlenle bitirmişsin.

    ''üçüncü kez kendisine işle ilgili vermiş olduğu bilgileri değerlendireceğimi, bu bilgiler ışığında geri dönüş yapacagimi söyledikten sonra ahmet bey gitmeme nihayet izin verdi.''

    madem haksızlığa uğradığını ekşi sözlükte paylaşacak kadar aklın var ,adam sana bu kadar hakaret ederken neden ağzını açıp tek bir kelime etmedim,sen kimsin,ne hakla beni böyle yargılayabilirsin demek yerine , teklifinizi değerlendireceğim,size geri döneceğim nasıl diyebilirsin.

    oturunuz 0 puan.

    zannımca ya gerçekten gıda mühendisisindir ,işsizsindir böyle mağdur edebiyatı yaparak sana iş teklifi gelir umuduyla bu yazıyı yazdın,ya da trollsün.
hesabın var mı? giriş yap