• insanın içini karartan paslaşmalar.

    fikir beyan edilmesinde sorun yok, voltaire 'e atfedilen "düşüncelerine katılmıyorum ama onları ifade edebilmen için canımı veririm" sözü gibi, düşünce beyanına saygım var ama düşündüklerini sorgusuz, sualsiz, muhakemesiz, mukayesesiz, mesnetsiz, bilgisiz ve muhakkak şuursuz bir şekilde ifade edenlere maalesef aynı çerçevede yaklaşamıyorum.

    şimdi ben bu dostlarımıza bir şeyler anlatmaya kalksam, en iyimser ihtimalle "yok öyle bir şey türkiye süper, almanya bizi kıskanıyor, köprü, havalimanı hüloğ" der beni terslerler. inat etsem devam etsem tatlı dille, iş dayakla başlar, son raddede can tehlikesi bile söz konusu olabilir (aklıma resmi gazete yalan yazıyor, yok inanma diyen dayı geldi, işte bu birinci seviyesi; sokağa silahla çıkıp hayırcıları bekliyoruz diyenler de son seviye).

    bir de, yahu zaten ortalama 75 sene ömrümüz var, belki daha az. benim profesyonel işim siyasetçilik değil ki ve öyle saatlerce vaktim ve sabrım yok ki bıkmadan usanmadan laf anlatayım...

    klişe hikaye vardır ya, deniz yıldızlarının binlercesi karaya vurur. adamın biri tek tek hepsini denize atmaya çalışır, oradan biri "niye uğraşıyorsun ki, binlerce var, ne fark eder ?" der, deniz yıldızlarını denize kavuşturan adam ise bir tanesini daha denize bırakır ve "onun için fark etti" der. bu mantıkla ve motivasyonla dahi yaklaşsak sayı o kadar fazla ki. "örgütlü ve harekete geçmiş" ve daha kötüsü kutsanan bir cehaletle nasıl savaşılır ?

    bilen beri gelsin...

    peşinen not: bir çırpıda yazdım, imla-çatı vs. hataları varsa affola. bir de her bir haltı müthiş bilirim, en iyi ben bilirim, bunlarda kim gibi bir tavrım yok, elitist falan da değilim. gayet de sade vatandaşım ama artık bezmiş, yorgun, bıkkın ve gelecek namına bir umut kırıntısı sahibi dahi olmayan, arada sırada anlık mutluluklarla gün geçiren ve umut etmeyi bile umut edemeyen sade bir vatandaşım...
  • mesele bu arkadaşların kamera karşısında iken bir şeyleri yanlış söylemeleri değil, kamera kapalı olduğunda söyleyebileceklerini bildiğiniz şeyler.
    ben türkiyede bundan korkuyorum.
  • veee yokum diyoor.
  • amerikadaki muhualefet iktidara uzay madenciliğinde yeterli çalışma yapılmadığı için yüklenir.
    türkiyedeki muhalefet insanların ingilizce kökenli bir kelimeyi yanlış telafuzu ile kendince dalga geçer.
  • büyük ihtimal bölgenin büyük çoğunluğu kelimeyi aynı şekilde kullanıyordur. bazı bölgelerimizde böyle telaffuz edilen bir takım kelimeler var. netice itibari ile herkes istanbul türkçesi ile konuşmuyor. bu bölge insanları da kendi aralarında konuşurken böyle bir takım kelime kullanıyordur ve anlaşıyordur.

    herkes üniversite okuyacak, herkes istanbul türkçesi konuşacak diye bir kural kaide yok. fakat bu videodakilerin kitap okuduğunu, üst düzey mevkilerde bulunan insanlar ile bir araya geldiğini, kendilerini geliştirmek istediklerini sanmıyorum. çünkü insanın kendisini geliştirmesinin ilk evresi dilini geliştirmektir.

    (bkz: aristo)
    (bkz: retorik)

    daha fazla analiz yapmaya gerek yok, bir iki bkz. daha vereyim;
    (bkz: yanlış söylenen fransızca sözcükler)
    (bkz: yanlış telaffuzu daha güzel olan sözcükler)

    bu başlıklardan da anlaşılacağı üzerine ülke olarak yanlış telaffuz ettiğimiz kelimeler bir hayli var.

    not: video bir hayli itici, keşke izlemeseydim. herkes görsün diye bir şey çekiyorsunuz bari azıcık kendinize çeki düzen verin arkadaş. sonra da böyle dalga konusu oluyorsunuz.
  • anadolu'nun bir köşesinde fikirlerini beyan etmişler, küçümsenecek bir şey göremiyorum. elinde, yanında yöresinde silahla fotoğraf çekilip "hayır diyenleri bekliyoruz" diyenleri manşet yapalım, dalga geçelim sokağa çıkamasın ibneler ama bu videoda saf anadolu çocuğundan başka bir şey görmüyorum. gidip hayır demesi için çabaladınız mı da hayır demesini bekliyorsunuz. mustafa kemal'e inanıp onunla beraber ayakkabısız, aşsız savaşa girenlerin torunu bunlar. keşke başımıza gelecekleri bilseler de hayır deseler.

    not: (bkz: hayır)
    not2: (bkz: aysun kayacı)
    not3: (bkz: milli eğitim)
  • bunların sesleri genellikle niye bu kadar ince diye hep düşünmüşümdür...
  • "bu insanlar eğitimsiz, cahil, fakir. siz elitist insanlar onları aşağıladıkça asla kazanamayacaksınız" diyen kitlenin de ağlak hümanistliğinden gına geldi yav. chp halka inemiyormuş, bu insanlara kucak açıp onlara sistemi, insan haklarını anlatacakmışız. bakın benim annem 60 yaşına girecek bir ay sonra. ilkokulu imkansızlıklarla zor bitirmiş. babam da aynı şekilde. ikisi de çok çocuklu ailelerin gecekondu evlerinde büyüdü. 12,13 yaşlarından beri çalışıyorlar. annem her gün gazete okuyor. yıllardır elinden kitap düşürmüyor metroda, otobüste dahi okuyor. geçen gün kadınlarla ilgili eğitim veren bir kursa yazıldı. 60 yaşında cinsellik, iletişim dersleri alıyor. "çevreme anlatır, onları bilgilendiririm kızım. " filan diyordu geçen gün ablama telefonda. başka başka derneklerden de çocuk eğitimi, insan hakları sertifikaları toplamış bu kadın ben çocukken beni iyi yetiştirmek için. son seçimde chp kadın kollarıyla kapı kapı dolaşıp insanlara ulaşıyorlardı ama çoğu kişi kapıyı yüzlerine kapatmış. özetle bu işlerin fakirlikte, eğitimsizlikte filan ilgisi olduğunu söyleyip izmir'e, chp'lilere bok atanlara bir hsttir demek istiyorum. ulan biz bu insanlara derdimizi anlatmaya çalışıyoruz zaten. ama chp'liler gavur, ermeni tohumu, kızlarını pazarlayan gavatlar zihniyetindeki konyalıya derdimizi nasıl anlatalım??

    edit: bizim kadar cahile cühelaya acıyıp okuyana söven ülke yoktur herhalde. arkadaşlar çirkinlik başka bir şey. ona sövülemez elbette ama cahil kalmakta ısrar eden insanları da "ama yazık yaa" diye yüceltmeyin. siz yücelttikçe bu insanlara iyilik değil kötülük yapıyorsunuz.
  • izleyince acıdığım video. o kadar ilginç ki ben şirket sahibi bir mimarım fakat bu arkadaşlar asgari maaş alıyordur muhtemelen ve yılda verdikleri vergiler benim verdiklerimden fazladır.

    ben insanlar ezilmesin diye hayır diyecekken, evet diyorlar, kampanyalar düzenliyorlar zira bu insanların derdi para değil.

    olay tamamen yaşam tarzında, ulaşamayacakları yaşam tarzında olan insanlara karşı bir nefret bu, bu yüzden başlarında kendileri gibi birisini görmek istiyorlar. klasik müziği kafa gürültüsü olarak gören, tiyatroyla işi olmayan, sinema meftumu recep ivedik'ten ibaret olan, yurtdışına çıkma umutları olmayan, çıksa bile iş dışında farklı kültür, yemek vs. tarzını tadamayan adamlar görmek istiyorlar.

    hani bazı üniversite mezunlarının bunlara nasıl oy verdiğine şaşıyorsunuz ya işte sebebi budur. bu adamlar da hayattan zerre keyif almayı bilmeyen insanlar ne yazık ki. 60-70 sene belki yaşayacağı ömürleri bu şekilde harcayabilen insanları görünce cidden çok üzülüyorum. yazık.
  • çok şekerler bence.. zaten taşralı belki ortaokul mezunu çocuklar gençler çoğu. güzel güzel konuşursan fikri değişmez ama hayır diyenler neden diyor haberi olur hatta anlar..
hesabın var mı? giriş yap