• (bkz: nefes)
  • ruhumuzun aynı frekansta titreşmesini sağlayabilen ankettir.
  • "beni benden daha iyi taniyomus bu adam ya " dedirten sanat
  • insanın kısa bir süreliğine de olsa hayalindeki dünyada yaşamasına imkan tanır. merhamet veya ümit etmek gibi ihmal ettiğiniz duyguları harekete geçirir. unutulmaya yüz tutmuş anlar bir de bakmışsınız ortaya çıkıveriyor, sanki dün yaşanmış gibi. dünya halini önemsizleştirir. kendi kendinizi dinlemenize ve anlamanıza yardımcı olur. kalabalık içinde yalnızlaştırır, dinlendirir. bazen yapa yalnızken kalabalıklaştırır, sevindirir. ansızın sevdiğiniz bir şarkı çalar ve siz trafik bir müddet daha açılmasın istersiniz. müzik olmasa ne yapardım, bilmiyorum. her günümün gizli kaçamağı.
  • insanın ruh halinin manipüle edilmesinde kullanılabilinecek faydalı bir araçtır. o yüzden örneğin yüksek motivasyona ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda buna uygun müzikler dinlemek, şartlı refleksle sınırlarınızı daha da fazla zorlamanızı olanaklı kılar.
  • anı andan çıkartmak ve anı ana getirmeyi sağlayabilen kuvvettir.
  • müzik gayet önemli bir unsurken insan evrimine ne zaman ve nasıl dahil olduğu konusunda çeşitli hipotezler mevcut. örneğin geoffrey miller kültürün neredeyse diğer bütün unsurlarının olduğu gibi müziğin de karşı cinsi etkileme amacıyla -yani cinsel seçilimle- gelişen bir özellik olduğunu öne sürse de, çeşitli deneysel çalışmaların ışığında müziğin esas olarak işbirliği ve grup bağlılığını arttırmaya yönelik evrilmiş bir özellik olduğunu düşünmek makul gözüküyor. örneğin bir salonda kulaklıkla ritm dinletilen ve bu ritme bedensel olarak eşlik etmeleri istenen katılımcılar, aynı ritmi sürdürdüklerini gözlediklerinde diğerlerine karşı daha sempatik hissediyorlar ve daha özverili davranışlar gösterebiliyorlar, üstelik senkron ritm tutturmanın özgeci davranışları arttırması henüz 14 aylık bebeklerde bile gözlenen bir etki. evet, sadece aynı ritmi tutturmak insanların birbirlerine olan bağını başka bir nedene gerek olmaksızın arttıran bir unsur oluyor.

    elbette doğada karşılıksız bir kazanım olmuyor. paul zak ve arkadaşları uygun adım yürütülen deneklerin özgeci davranışlarının arttığını fakat bu etkinin sadece kendi gruplarına yönelik olarak gözlendiğini bildirmişlerdir. başka bir çalışmada uygun adım yürümenin rakipleri daha zayıf ve daha az korkutucu olarak algılamaya neden olduğunu, dolayısıyla da saldırgan davranışlara meyil oluşturulabileceği gözlenmiş.

    bu ve benzeri pek çok bulgu müziğin esas işlevinin bireyi kolektif kimliğin etkisini dramatik biçimde arttığı bir "savaş tanrısı" haline getirmek olduğunu akla getirebilir. jordania'ya göre bu savaş transının temel özellikleri;

    1- ağrı duyumunun kaybolması

    2- korkusuzluk hali

    3- bireysel sağkalım içgüdüleri yerine daha ulvi amaçlara odaklanmışlık

    4- fiziksel kapasitenin aşırı düzeyde artması

    5- bireysel kimliğin kaybı ve kolektif kimliğin hakimiyeti

    6- özellikle bazı ritüelistik davranışlarla kolaylıkla tetiklenebilen bir savaşa gözünü kırpmadan girebilme hali

    ilker küçükparlak - http://www.birgun.net/…mtamlari-calarken-86460.html
  • kendini iyi hissederek dinlemek güzelmiş.
  • arkasinda ozgur dusunce ve yaraticilik oldugu zaman hangi enstrumanla yapildiginin bir onemi yoktur. muzik yapmak icin muzik bilmeye de gerek yoktur. ses hayattir.
  • hayattaki en güzel şeylerin başını çeker mutluyken, uzgunken...bir yanimiz hep müzik olsun ister.
hesabın var mı? giriş yap