• kalbiniz durduktan sonra, vücudunuzda meydana gelen tepkimeler, reaksiyonlar gerçekten şaşırtıcı;

    pek muhterem doktorunuz, sizi artık ölü olarak ilan ettiğinde, henüz her şey bitmiş değil çünkü vücudunuz bazı etkileşimlere girmeye devam eder.kalp, kan pompalamaktan vazgeçtiği an, hücreleriniz oksijen almayı keserler. büyük patron olan beyin ise, son dakika itibariyle bazı şeylerin artık eskisi gibi olmayacağını anlar, dalgalanmada azalmayı hisseder ve aktarma organları işini yapamadığı için bağlantıyı koparır. bununla birlikte, gerekli oksijen olmadığı için, bütün kaslarınız gevşer ve bunun sonucunda bağırsaklar ve mesane boşaltılır.

    gelgelelim, bazı hücreler, tabi buna bağırsaklarımızı mesken tutan 100 trilyon bakteri de dahil olmak üzere yaşamaya devam ederek farklı etkileşimlerde rol oynar. ilk durak olarak;

    algor mortis: vücudunuz, bulunduğu çevrenin sıcaklığına düşene kadar, saatte 1.5 fahrenayt kaybeder. ikinci durak;

    livor mortis: artık bir ölü olduğunuz için, bütün kan ve sıvılar, oluk oluk vücudunuzun en alt kısmına toplanır ve bu nedenle görüntünüz eskisi gibi güzel ya da yakışıklı olmaz. kişinin ten rengine bağlı olarak da, koyu mavi-morumsu renge döner. next station is;

    rigor mortis: vücudunuzdaki kalsiyum'un ortaya çıktığı andır. kaslarınızın 24 ila 48 saate kadar sert ve gergin kalmasına neden olur. ölüm anında, gözleriniz açıksa, bir süre daha açık kalacaktır.

    ve çürüme' zamanı geldi ne yazık ki. kan sirkülasyonu sağlanmadığı için, karbondioksit adeta bir örümcek ağı gibi vücudunuzu sarmaya başlar. ph seviyesi artmaya başlarken, hücreler bir bir kendini bırakır.

    iki ya da üç gün sonra, vücudunuz inanılmaz derecede kokmaya başlar. bağırsaklarınızdaki bahsettiğimiz bakteri ve mikroorganizmalar bütün vücudunuzu sarar. en sevdikleri pankreas'ı tamamen tüketirler. karnınız, bu andan itibaren yeşil renge döner ve gaz birikmeye başlar ve kalmış olan en küçük bir atığı da dışarı atmaya çalışır. putresin ve kadaverin( proteinlerin parçalanması esnasında oluşan, pis kokuya sahip bir bileşen) kan damarlarına doğru yol alır ve vücudunuz, korkutucu bir şekilde sızmaya başlar ve yanınızda yaşayan canlı bir insanın kalması, en sevdiğiniz bile olsa, imkansız hale gelir. çünkü koku dayanılmazdır.

    uzunca bir süredir kangren olduğunuz için renginiz artık siyaha döner. vücut kokunuz, bazı böcek türlerini dehşet bir şekilde cezbeder, ve karşı koyulamaz bir şekilde, vücudunuza yumurtalarını bırakırlar. larvalar vücudunuzdaki dokulardan beslenmeye başlarlar. ve ne yazık ki, maggotlar , (sineklerin ve böceklerin, çürümekte olan insan ve hayvanların yaraları içerisinde bulunan larvaların genel adı) vücudunuzun yüzde atmışını bir haftada tüketip, yok ederler.

    er ya da geç, işte bir haftada bize olacaklar. o yüzden, yaşadığımız şu kısa ömrün değerini bilelim.

    devamını dinlemek isterseniz. buyrun.

    bu da ufak bir karikatür.

    edit: imla.
    edit 2: copy-paste değil arkadaşlar, kendim çevirdim.

    debe editi: teşekkürler arkadaşlar, emek verilen yazılar karşılığinı alıyormuş demek ki. yeni yazılarla tekrar görüşmek dileğiyle.
  • öğrendikten sonra vefat etmemeye karar verdim. onu ölecek olanlar düşünsün artık. tüm bu olanları mideniz kaldırıyorsa durmayın, buyrun ölün.
  • önce mynette denk geldiğim, şimdi de burada denk geldiğim yazı başlığıdır.
    işaret mi alıyorum acaba. tırstım lan.
  • bunlar olduğunda beyin zaten çoktan shut-down yapmış olacağı için sıkıntı olmayacaktır. sıkıntı olursa yaşayanlara olur.

    süreç şöyle devam eder (latince bilmediğim için havalı bi isim veremiyorum):

    geri dönüşüm:
    vücudunuzu yiyen böcükler sizi sindirerek daha küçük parçalara ayırırlar. onlar da ölünce başka böcükler falan yer. hiçbirşey kaybolmaz sonuçta. o onu yer ölür, o öleni başkası yer falan bu böyle milyonlarca sene gider. bi bakmışsın bugün başparmağının tırnağının köşesini oluşturan karbon atomu bi milyon yıl sonra galaksi imparatorunun sol taşağının kılını oluşturmuş, 20 milyon sonra warp-drive'lı bi uzay gemisinin fites kolundaki ahşap kaplamanın içinde falan. hiç belli olmaz o işler.

    bu arada sen bu konuda ne hissedersin? "vay anasını galaksi imparatorunun sol taşağının kılıyık, hülooğğğ" mu dersin? yoksa "hay anasını ola ola fites kolu olduk" mu dersin? yoo, demezsin... 30 yıl sonra doğacak olan torunun şu anda ne hissediyorsa onu hissedersin. hiçbir şey.

    kısacası ben hep 50 yıllık yaşadığım için beni etkilemeyen olaylardır.

    ha ama ben öldükten 3 gün sonra, "beyler ölümsüzlüğü bulduk, artık kimse ölmüyor. kesin bilgi yayalım" diye gelmeyin... hortlarım, kalbinizi kırarım o zaman bak...
  • organ bağışı yapmanın ne kadar önemli bir şey olduğunu bir kere daha gösteren kimyasal reaksiyonlar, biyolojik olaylar.

    vücudunuzu üçüncü sınıf çürükçüllere çürüttürmeyin, insanlara hayat verin.
  • okumakla uğraşamam direkt görmek istiyorum diyenler, kendi sorumluluklarında bu linki tıklayarak izleyebilirler.

    --- spoiler ---

    dikkatli açın
    --- spoiler ---
  • aşırı üreyen bakterilerin ürettiği gaz yüzünden karnınız şişer, şişer, sonunda da patlar.

    sizin karnınız yani, bana öyle olmayacak. (bu yanılgı sayesinde bu korkunç bilgilere dayanabiliyoruz sanırım)
  • eşkıya filminde şener şen yumuşatarak gayet de güzel açıklar.
  • "taşındıktan sonra eski evinizin başına gelenler" duygusu/düşüncesi ile okunması tavsiye edilen hede.
  • ölüm, ruhun cesetle alakasını kesmesidir. fizik beden, ruhun madde alemini deneyimlemek için giydiği bir avatardan başka bir şey değildir.

    ben, eskiyen elbisemi çıkarıp çöpe attğımda akıbetini umursuyor muyum? o elbise makul bir zaman için kendinden bekleneni verdiyse, benim için sorun yoktur.

    fizik bedenimiz ve onun aracılığı ile dünya hayatının tecrübe edilmesi de aynen böyledir. ruh, dünya hayatından amaçlananı yani marifetullahı(allah'ı bilmek ve tanımak) elde ettiyse, iş tamamdır.

    ölüm ötesi hayat:

    https://isnetus.wordpress.com/…/10/15/kabir-hayati/
hesabın var mı? giriş yap