• cidden güzel bir film.. ama insan iç çekiyor film boyu.. kahretsin diyor bir yandan da yasaklanmamasına şaşıyor tabi.. iran tarihi okumamışlar için özet şeklinde.. benim dünyamda yaşıyor olsak okullarda gösterilmeli...
    çocuğum olsa belgesel niyetine bunu izlettiririm bak diktatör bu, din bu, devrimci bu, sosyalizm bu, aşk bu, am sik göt bu.. ufak bir özet işte.. çocuklara göre.. göz de dolduruyor, küfür de ettiriyor insana içinde bulunduğu ülkeye ve çok ince de bir espri anlayışı var..

    --- spoiler ---
    allah'ın "hıhı tabi devrim" dediği yerde pek eğlendim. bi de işte aşkın değişimi nefis anlatılmıştı, önce ayaklar yere basmaz sonra sünepe ve salak olur ya gözünüzde deli gibi sevilen kişi.. aşk acısı insanı iran'a bile döndürtür, memleket vb. hikaye..
    --- spoiler ---

    ek:ayrıca bu film hakkında kemalist mastürbasyonu diyebilen moronlara bir de ekşisözlük aracılığıyla beyin dileyelim..
  • iran devrimini ve yaşanan olayları 'batı'nın dilinden izleme şansını seyirciye fazlasıyla veren, ince ince birçok mesaj içeren filmdir. baş kahramanımızın aşkın insanın gözünü kör ettiğini kalp şeklindeki trabzanların aslında çizgi çizgi olduğunu farketmesi ile anladığı, insanların ideolojileri uğruna nelerden vazgeçtiklerini tüm gerçekliği ile gözler önüne seren bir film.
  • yeni nesil fransız filmlerinde görmeye alıştığımız epik tarzın yakıştığı (amelie'yi seven bunu da sever mesela), duygu ve zeka arasındaki dengenin çok iyi konulduğu bir film. evet film, oryantalizmin tuzaklarına düşmüyor, doğuya batılı bakışın yarattığı rahatsızlığı minimumda tutuyor, hatta batıya da çok sıkı geçiriyor ama yine de ince bir fransız ukalalığını hissettiriyor ki o kadarı sevdiğimiz fransız arkadaşlarımızda da var, olur artık.

    gösterime girdiğinde kaçırılmaması, sinemada seyredilmesi tavsiye edilir.
  • --- spoiler ---
    kendine karşı dürüst ol!
    --- spoiler ---
  • bu filmde insanların ozgürlüklerini kısıtlanmaları nasıl ses cıkarmadan izin verdiklerini ve sonra bu kısıtlanmaları nasıl kanıksadıklarını izliyoruz.

    --- spoiler ---

    kurtulus için gordukleri tek çözüm ise yurtdışına cocuklarını yollamak oldugunu goruyoruz.

    --- spoiler ---

    su an aslında iran da her şey serbest.
    partiler de içkiler istenilen kadar bulunabiliyor. ama kacak. kacarak.
    tabii molla polislerini rüsvet vermek gerekiyor. rüsvetle her seye goz yumabilen bir adalet sistemi var.

    bütün bunları gercek oldugunu okumak için avrupa'ya gelen aynı filmdeki gibi kahramandan dinlemiştim.
  • yakın tarihte komşu ülkemizde yaşanmış bir olayı ve bu olayın izlerini göze sokmadan ve sıkmadan anlatan, belki o dönemleri ve iran devrimini hiç bilmeyenler ya da az bilenler için ders gibi gelebilecek film.hatta "şu anki durumumuz daha ne kadar kötüye gidebilir ki?" diye soranlar için de iyi bir cevap olabilir.
  • ilginç bir film. daha sonra başka şeyler de yazabilirim ama unutmadan not düşeyim.

    islam devrimi'nden sonra kadınların saçına başına karışılmaya başlanıyor. türbanını istenilen gibi bağlamamış kadınlar uyarılıyor. ilerki sahnelerde elele tutuşmanın bile yasak olduğunu görüyoruz.

    (bkz: kisa etek yuzunden polisten dayak yemek)
    (bkz: sarilarak sohbet eden gencleri uyarma timi)

    okulda, baştan ayağı karalar giymiş, sadece yüzü gözüken bir kadın türbanın kadınları özgürleştirdiğinden, iffetlerini koruduğundan falan bahsediyor.

    (bkz: turban ozgurlugu kandirmacasi)

    hastaneye müdür olarak atanmış bir camcı var. sakallı ve cübbeli olduğu için hastaneye müdür yapıldığını öğreniyoruz.

    (bkz: hastaneye mudur atanan imam)
    http://www.kenthaber.com/…nisan/28/haber_59673.aspx

    üniversitede çarşaflı bir modelin resmini çizen öğrenciler üzerinden anatomi dersinin* nasıl verildiğini görüyoruz.

    (bkz: akp lileri cileden cikartan heykel)
  • izlemesi gerekenlerin izleyemeyecegi basarili filmdir kendileri. gorsel acidan en az bir karesini yaninizda goturup duvara asmak istersiniz. cikarken yasemin kokarsiniz bir de..
  • "ecoute! je n'aime pas faire la morale, mais je vais te donner un conseil qui te servira à jamais. dans la vie tu rencontreras beaucoup de cons. s'ils te blessent, dis-toi que c'est la bêtise qui les pousse à te faire du mal. ca t'évitera de répondre à leur méchanceté. car il n'y a rien de pire au monde que l'amertume et la vengeance. reste toujours digne et intègre à toi-même ! "
    ... yani diyor ki:
    "dinle! ahlak dersi vermeyi sevmem, ama sana her zaman yardımcı olacak bir öğüt vereceğim. hayatta karşına pek çok aptal çıkacak. eğer seni incitirlerse, kendi kendine onları kötülük yapmaya itenin aptallıkları olduğunu söyle. böylece onların kötülüklerine cevap vermekten kurtulabilirsin. çünkü dünyada hınç ve intikamdan daha kötü bir şey yoktur. kendine karşı daima dürüst ol!"
  • ilk başından itibaren "bizde de böyle olur mu" korkusuyla seyrettiğim bir film oldu bu.

    ama bu korkuyu ucuz bir zınısım-adnıkraf-ninekilhet'çilik ile bir alakası yok(tur umarım). iran'ın tarihi türkiye'den farklı ve bir de oradaki olaylar örgüsü beklenmedik olumsuz gelişmelerin üst üste gelmesi ile şekil almış. tabi bu türkiye için de buna benzer bir gidişat aynı şekilde olmasa da başka şekillerde meydana gelebilir (çok acı ama bazen hayat aynen filmdeki ex-camcı hastane müdürünün dediği gibi sizin ellerinizde olmayabiliyor işte).

    örnekler sayılabilir (ve hatta sayılmış), biz de kendimizi bir iki yılda olmasa bile 10 yılda, 20 yılda iran'ın benzeri bir noktada bulabiliriz belki de. bu konuda da sanırım güvendiğim, güvenmek istediğim tek birşey var: sinemadaki türbanlı kızlar, filmden çıktıktan sonra istiklalde türbanlı olmasına rağmen sevgilisiyle el ele dolaşırken gördüğüm gençler... o insanların sadece bir "dayatma" ile değil de kendi içlerinden gelen bir tepki ile - yani kendi tercihleri ile - bunu yaptıklarını düşünüyorum (ve dahi okuyorum, duyuyorum). eğer böyle ise sonuçta yine de kişisel tercih söz konusu, bununla birlikte de tercihlere saygı geliyor diye de düşünüyorum... bilmem fazla mı düşünüyorum...
hesabın var mı? giriş yap