• utanılması gereken bir slogandır.

    dünyada böyle bir slogan bulunmaz, çünkü her eylemin ve eylemcinin bir onuru, bir tezi vardır. karşı eylemler antitez ile yapılır. sokağa çıkıp polise kalkan eller kırılsından başka sloganın, motivin yoksa, sen de polis kimin emrindeyse onun emrindesin, bir hiçsin demektir. gezi parkı gösterdi ki polis devletten çok, iktidarın, tayyib'in polisi. bu hususta devletin de olsa farketmezdi, sadece üslup değişirdi. polis, devletlerin resmi, silahlı, legal kolluk/zor gücüdür, beğen beğenme hükümetlerin emrindedir. polis zulmediyor, ama kitle boyun eğmeyince polise mağdur kimliği çiziliyor. bu 1. utanç. belinde silah olan polis kendini korunmaya muhtaç noktada mağdur etmez, taksim'de de etmemiştir zaten. polis orantısız şiddetle suçlanmakta, sopa yiyip üniformanın namusunu kirletmekten, sancağı yere düşürmekten değil.

    karşı çıkılan gezi parkı eylemi, gezi parkı eylemcileri ve destekçileri. özgürlük istiyorlar, özgürlük olmasın diyemiyorsun, demokrasi diyorlar demokrasi olmasın diyemiyorsun, park park kalsın diyorlar, yok beton olsun diyemiyorsun, bizi dövmeyin diyorlar, dövün diyemiyorsun, hükümet istifa diyorlar, hükümet görevde kal diyemiyorsun, biz de adamız bizi de adam yerine koyun diyorlar, yok koyma diyemiyorsun... bir antitezin yok, tek amacın var, o da padişahına kulluk etmek. bu senin bir tasman var ve o da tayyib'in elinde demek değildir de nedir... nerede bu karşı eylemin tezi/namusu?

    bu sloganla meydana çıkmak her devirde, her zaman her koşulda onursuzluktur. en başta da o hesapta korunmaya çalışılan polis için.
  • el uzatmaktan kasıt çiçek vermek, kandil simidi ve börek ikram etmek olan slogandır. yoksa ben sadece sık sık insan vücudunun çeşitli yerlerini hedef alarak biber gazı atan, yerde yatan genç bir bayan arkadaşa 10 kişi tekme atan, 3 metre mesafeden bilmem kaç bar basınca sahip suyla insanları vuran, takla attıran insanlar görüyorum. ve bu insanlar börek,simit ikram eden insanlar değiller. ama "kafa uzatma, vücudunu uzatma, yerde yatma, biz bunları "polise uzanan el" olarak algılıyoruz" diyorsanız söyleyebilecek pek bir şeyim yok açıkçası. sadece dilinizden düşmeyen, her zora geldiğinizde "onun için yapıyorum" dediğiniz allah belanızı versin..

    edit: iş bu entry 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi ile başlayıp, 5 haziran 2013 rize olayları ile devam etmekte olan olaylar silsilesi göz önüne alınarak yazılmıştır.
  • aynı şey asker için söylendiğinde darbeci sayıldığınız slogan. polise söyleyene ne diyeceğiz peki?
  • şimdi atatürk havalimanı canlı bağlantıda duydum da..
    çıkarlarını koruyacak güce öpücük gönderen kitle, bir kez daha demokrasiden ne anladığını sergiledi.
  • polise uzanmamışların da kolları, kafaları ve çeşitli uzuvları kırıldığından çok da dile getirilmemesi iyi olur.
  • e iyi de polise uzanan el, en son sizin vekilinizin bebesi tarafından uzatılıp apoletini almıştı, onu napacağız. eylemcilerden uzatılan börekler, çiçekler ise gaz ve tazyikli su olarak geri döndü.
  • türkiye'de geçerliliği olmayan slogan.

    ha börek uzatanın kolu kırılsın, kitap okuyanın gözü çıksın derseniz destekleriz. sms databeyzinize üye bile olurum sayın 1 milyon
  • ilk başta sadece börek vermek için uzanan eller ile başlayıp daha sonra kafa, göz, kol bacak, kaburga derken en sonunda zincirlerin kırılmasıyla son bulan naif talep.

    lakin biz polis dövmedik. dövmek istesek bile adamın kafasında kask, vücudunda o robokop yelekleri, yüzleri kafalarındaki kasktan dolayı korumada, ellerinde biber gazı, arkalarında toma ve dünya kadar polis,yanlarında cop ve hatta silah?!?!?

    bunlara rağmen dövebilen adam bırakın dövsün zaten. ya spartacus ya gannicustur o. tutulabilir mi bilmiyorum.
  • garip bir slogan. az once duydum. diyecegim o ki, polisin ele karsi alerjisi var. uzansin uzanmasin hepsini kirdi, kiriyor zaten. uzerimizde pembe bir sakinlik var. ya da turuncu. bilmiyorum gozum gormuyor biber gazindan.
  • tayyip'in askerleri tarafından söylenen tahrik cümlesi.
hesabın var mı? giriş yap