• başarısını yarattığı atmosfer, muhteşem cinayet sahneleri, vesaireden çok katil karakterinin psikolojik yönünü psikanaliz yöntemiyle derilnemesine irdelemesiyle kazanan bir korku başyapıtıdır.

    gene de filmin ününü bilip izleyen herkes gibi ben de o günlük güneşlik başlangıç sahnesindeki sevişmeden itibaren tüm filmi diken üstünde izledim aman korktum korkacağım diye. *
  • abilerin* bu sarkiyi yaparlarken hangi ruh halinde nasil bir durumda yaptilarsa aynisini yasamak isterdim dedigim sarki. 45-60 saniye arasi iyi bir kulaklikla* ile dinlenirse akillara zarar vermekte olan sarki.
  • filmiyle ünlü olmuş, dolayısıyla aşmış bir kitap beklentisi doğurabilmiş ama aslında güzel, hoş, ama "hmm.. bu kadar" dedirten kitap.. güzeldir, hızlı okunur, zaten kısadır da..

    bu kadardır..
  • sinema tarihi başyapıtları arasında yer alan, dün izlediğim ve bu kadar geç izlediğim için kafamı duvarlara vurduğum tek kelimeyle inanılmaz bir alfred hitchcock filmi. filmin rahatsız edici derecede sade ve sakin olması sanırım filmin etkileyiciliğini artıran en önemli etken.

    --- spoiler ---
    ilk cinayetten sonra norman bates'in evde annesine (!) bağırması ve "anne kan" benzeri sözler sarf etmesi insanı gerçekten düşündürüyor. çünkü küvetteki cinayeti kimin işlediği açıkça görülemiyor, kaldı ki filmin sonlarına kadar kadın kıyafetiyle dolaşan ve basbayağı kadın sesiyle konuşan birinin olması ortada gerçekten de bir kadının (anne) olduğu ve cinayetleri onun işlediği izlenimi yaratıyor insanda. bunun yanında dedektifin öldürülmesini de anne tarafından yapılmış gibi gösteriyor film ve seyircinin inancı o yöne kayıyor gerçekte (en azından benim). cinayeti annenin işlediği düşüncesini artıran bir başka şey de norman bates'in annesini asla bir tımarhane veya benzer bir yere "tıkmayacağına" yönelik beyanatları sonucunda annesinin bir tür manyaklıkla o insanları öldürdüğü ve norman bates'in annesinin akıl hastanesine ya da hapisaneye tıkılmaması için delilleri ve cesetleri yok etmesi düşüncesiydi.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    öte yandan şerif yardımcısının norman bates'in annesinin 10 yıl önce sevgilisini öldürüp daha sonra kendini öldürdüğünü söylemesi ve sevgilisini öldürme sebebinin onun başka bir kadınla ilişkisi olması olduğunu söylemesi bazı soru işaretleri yaratıyor. benim ilk düşüncem her ne kadar saçma olsa da ölen kadının norman bates'in annesinin sevgilisinin ilişki yaşadığı kadın olabileceği yani bates'in annesinin hala hayatta olacağı yönüne oldu. öte yandan gömülürken vesaire tanıdık insanların olabileceği sonucu bu ihtimal mantıksız hale geldi kafamda.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    filmin sonu benim açımdan tek kelimeyle beklenmedik ve şok ediciydi. ne diyebilirim ki izlediğim en iyi filmlerden birisi.
    --- spoiler ---
  • en meşhur gerilim müziklerinden birine sahip filmdir.keman gibi naif bir müzik aletiyle banyo sahnesinde izleyici nasıl koltuktan düşürülürü fevkalade iyi başarmıştır.
    ayrıca polisin parayı çalan emlakçı kızı bir süre takip etmesi izleyiciye 'acaba' dedirten güzel bir şaşırtmacadır.
    filmde araba kullanan herkesin park ettikten sonra kendi solundaki kapı yerine diğer kapıdan inmesi de çözüm bulamamış bir ayrıntıdır.
  • bir puddle of mudd singleı ve aynı isimli şarkısı. sözlerini de yazayım tam olsun.

    maybe i'm the one
    maybe i'm the one who is the schizophrenic psycho (yeah)

    she lays down on the fresh lawn
    she can make everything magical
    but she tied one on big time
    and it makes me wanna rewind
    to back in the days when we were young
    when everything was like a loaded gun
    ready to go off at any minute
    and you know we're gonna win again (yeah)

    maybe i'm the one
    maybe i'm the one who is the schizophrenic psycho (yeah)
    maybe i'm the one
    maybe i'm the one who is the paranoid psycho

    she lays down on the sidewalk
    never very analytical
    she is something simply beautiful
    re-appear when you feel magical
    to back in the days when we were young
    when everything was like a loaded gun
    ready to go off at any minute
    yeah you know we're gonna win again

    maybe i'm the one
    maybe i'm the one who is the schizophrenic psycho (yeah)
    maybe i'm the one
    maybe i'm the one who is the paranoid psycho

    i'm the one, i'm the one who is the schizophrenic psycho

    back in the days when we were young
    when everything was like a loaded gun
    ready to go off at any minute
    and you know we're gonna win again

    maybe i'm the one
    maybe i'm the one who is the schizophrenic psycho (yeah)
    maybe i'm the one
    maybe i'm the one who is the paranoid psycho

    schizophrenic psycho yeah!
  • sonlarına doğru 90'lı yılların grunge parçalarının tadını veren famous albümündeki puddle of mud şarkısı. ancak benim gibi bu şarkının büyüsüne kapılıp, albümün tamamından aynı tadı almayı beklerseniz büyük hayal kırıklığına uğrayacağınız kesin gibi.
  • slavoj zizek, filmdeki evin katlarının id, ego ve superego ile eşleştiğini söyler. giriş katı egodur, norman bates burda normal bir şekilde hayatnı yaşar. üst katta istekleri bitmeyen, memnun edilmesi imkansız olan superego vardır, anne orada yaşar. ve norman bates anneyi id olan bodrum katına taşırken kadın hemen uygunsuzlaşır, toplumsal kuralları unutur "am i fruity?" gibi laflar etmeye başlar.

    sevgili bay zizek'in sinemadaki bir başka id, ego, superego eşleştirmesi de duck soup'daki kardeşler üzerinedir.
  • her sahnesiyle, izleyicilerin kalp atışlarının kontrolünü ele geçirmesini bilen, nadir filmlerden birisidir. norman bates'in, marion crane'i öldürdükten sonra, odadaki eşyaları topladığı ve banyoyu kanlardan temizlediği sahne, benim için filmin en unutulmaz sahnesiydi. (buna benzer kan temizleme sahnesi, blood simpleda da vardı.) eğer, gerilim sineması kendine bir başyapıt arıyorsa, bu başyapıt'ın ismi, kesinlikle psycho olmalıdır.

    unutulmaz filmin unutulmaz son sahnesindeki unutulmaz son sözleri;

    bir annenin, kendi oğlunu kınayan açıklamalar yapması her zaman üzücüdür. ama onları cinayeti benim işlediğime inandıramadım. şimdi onu götürecekler, tıpkı yıllar önce olduğu gibi. her zaman kötü bir çocuktu ve sonunda sanki o içi doldurulmuş kuşlar gibi oturup etrafa bakmaktan başka bir şey yapıyormuşum gibi, o kızları ve o adamı benim öldürdüğümü söyledi. parmağımı bile oynatamadığımı biliyorlar. benden şüphelenmemeleri için sessizce burada oturacağım. muhtemelen beni izliyorlardır. izlesinler. nasıl bir insan olduğumu görsünler. bir sineğe bile zarar veremem. umarım izliyorlardır. görecekler. görüp anlayacaklar ve, "neden, bir sineğe bile zarar veremezdi?" diyecekler.
  • çok kısa bir bölümü bjk tv'de müzik programında pop şarkılar arasında geçmiş melodisi olarak kullanılmakta.
hesabın var mı? giriş yap