• gerçek bir hikayeden uyarlama denilince insanı çeken genelde öykünün kendi oluyor ama bu film de senaristin kendi imzası da dikkat çekici.

    o yüzden herkes öyküye ya da oyunculara takılmış ben öykü verilirken yer ve zamana dair aktarılışı sevdim.

    - dünyada çok fazla yer var,
    zamanın yayılması gerektiği içinse daha az zaman ' diyen ufaklık odaya veda için gittiğinde hepimizi büyüleyen çünkü kapı açık sözleri ile yer ve zamanı ne güzel tutuyor.
  • ajitasyona bu kadar açık bir konuyu bu kadar duru ve gerçekçi işlemek yanına da mükemmel oyunculuklar; daha ne olsun. sinema işte böyle olunca güzel.
  • az önce izlediğim, oyunculukların çok iyi olduğu film. izleyenlerin fikirlerini okurken kendim de düşünme fırsatı bulmuş oldum. öncelikle minik oyuncunun başarısı gerçekten takdire şayan. diğer bayıldığım şeyse dram filmi olmasına rağmen yapmacık ağlatma sahnelerinin olmamasıydı. çok güzel anlatılmış abartıdan uzak.

    --- spoiler ---

    yorumlarda okuduğuma benzer düşüncelerle ben de adamın tekrar ortaya çıkacağı korkusuyla izledim ikinci bölümün çoğu kısmını. bu da bence türkiye'de doğup büyümemizle alakalı,dramayı- gelişebilecek kötü senaryoları kafamızda bitiremiyoruz. dedenin çocukla ilgili düşünceleri ve bu sorun çok yüzeysel kalmış, hatta bu soruna geri dönülmedi filmde ve dolayısıyla havada kaldı. röportaj kısmı bence olmasa da olurdu, çünkü o durumdaki birine bu şekilde bir düşünceyle (çocuğa iyi annelik yapıp yapmaması gibi) yaklaşmak, sorgulamak-yargılamak akla gelecek son şeylerden olmalı.

    --- spoiler ---

    eksik kalan kısımlara rağmen yerimden kıpırdamadan, pür dikkat izlediğim filmlerden oldu. etkileyici bir filmdi.
  • beklentilerimi karşılamadı, daha iyi olabilirmiş.
  • (bkz: the collector)
    (bkz: kynodontas)
    ve yukarıda da değinilmiş (evet tekrar aynı şeyleri yazmamak için başlıktaki herşeyi okuyorum keriz miyim neyim) (bkz: la vita e bella)
    filmlerini çeşitli şekillerde anıştıran güzel film.
    filme dair söylenecek şeyler çokça söylenmiş.
    sözlük yazarları amerika'daki sapıklar sadece kız çocuklarına tecavüz ediyor sanıyor galiba; çoğunluk annenin çocuğun kız olduğunu gizlediğini düşünmüş. sanmıyorum ordaki sapıklar da bizdekiler gibi küçük erkek çocuklarına tecavüz ediyordur annenin koruma refleksi gayet yerinde...
    adamın sapıklığı salt cinsel sapıklık değil, dolayısıyla kibar olması, hediye alması vs. gayet olağan. the collector'daki sapık gibi olayı bir ilişki/evlilik olarak görüyor bile olabilir; dolayısıyla onun gözünden ortada bir sapıklık olmayabilir, daha çok sözlüğün sığlığı ile ilgili bir okuma sanırım; aynı sığlık kurtulma hikayesi için de geçerli, bir gece uzaylılar çocuğu karakola ışınlamış da olabilirdi, filmin hikayesinde o konunun bir önemi yok siz kafanıza göre düşünebilirsiniz kurtulma hikayesini...
    old nick'e ne olduğunu merak edenlere de yardımcı olalım; kendisi shawshank state penitantiary; (bir nevi ohio eyalet hapishanesi) nde tutuklu yargılanırken "sisters" tarafından şişlenerek öldürülmüş; kesin bilgi.
  • --- spoiler ---

    elbette filmin ilk 40 dakikasi herseye deger. yatarak izlerken kendimi ekrana daha cok yaklasip otururken buldum ve kurtulduklarinda oyle bir rahatladim ki... sinemalarda verilen aralar gibi ara verip bir sigara yaktim. insanin evladi oldugunda bu filmler biraz daha fazla etkiliyor insani. herkes hayatindan bir seyler bulacaktir. bana ilginc gelen de joy kurtuldugunda en buyuk uzuntuyu anne ve babasinin ayrilmis oldugunu gordugunde yasadi bence. bazi seyler biraktigi gibi degildi cunku. sonuc olarak gercek bir aile dramasi. insan ne kadar guvensiz bir dunyada yasadigini hic unutmamali.
    --- spoiler ---
  • anlatılacak, değinilecek onca konuya yüzeysel girmesiyle beni gıcık etmiş film o kadar iyi o kadar anlatılası konuları var ama yönetmen, senarist bundan kaçınmış çok yüzeysel gitmiş...
    konuyu iyi kullanamamış

    ama yine de fena değil, izlenilesi fakat beklentimin çok aşağısında kalmış idi
  • imdb'de 9/10 verdiğim gerilim/dram filmi.

    1 puanı kırdım çünkü sona doğru biraz atmosferini yitirdi.

    yine de gerileyim, heyecanlanayım, duygulanayım, ağlayım diyorsanız izleyin.

    ayrıca brie larson'u makyajsız görmek de biraz iğrendiriyor.
  • bıçakla kesilmiş gibi iki yarıdan oluşan bol gürültü koparmış, bol ödül toplamış film. açıkçası oscar ödülleri dağıtılırken hak edenden ziyade başka kıstasların gözetildiğini son 6-7 senede iyice anlamış bir izleyici olsam da, kendi adil ölçütlerimde oscarlık bir film olmadığını düşünüyorum. buna brie larson da dahil. sadece filmin iyice düştüğü ve zorlama bir hal alıp ite kaka yürümeye başladığı ikinci yarısından dolayı da değil bu fikrim. kısmen daha başarılı olan ilk bölümde de senaryodan kaynaklı karakterle özdeşim kurma (bu tarz filmler için olmazsa olmazdır), ve olayların telaş içinde aceleyle gelişmesi gibi problemleri var. imdb'deki puan sistemine aşina olanlar için şöyle söyleyeyim; 6.5 - 7.0 puan seviyesindeki filmlerden. akmaz, kokmaz, hikayesini iyi-kötü anlatır ama bitince de iz bırakmaz. ben daha çok kadın seyircinin duygularını harekete geçirdiği için hak ettiğinden fazla övgü aldığını düşünüyorum.

    not: bu arada jacob tremblay'in iyi iş çıkarttığı açık. gerçi film çekilirken sekiz yaşında olduğunu varsayarsak ne kadarı kendisi, ne kadarı rol bilemeyiz ama bu canlandırdığı çocuk karakterine gıcık olan bir tek ben miyim çok merak ediyorum. salak salak sorularına illet oldum resmen. çocuk sahibi olmama hakkındaki katı düşüncem daha bir sağlamlaştı filmden sonra.
  • çok yalın bir film. bol ağdalı ağlamaklı anlatılabilirdi. lakin gayet sade ve naif olarak çocuğun gözünden çocuk kafasıyla ile bir o kadar da akıcı anlatılmıştır. eğitimci olmamın bana verdiği yetkiye dayanarak filmi izlenmesi gereken filmlerden ilan ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap