aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • kendisi için seçtiği nicki söylemekte güçlük çeken, "ğeğeğe" nickli yazar. nickin yazılımındaki yalınlık ve kolaylığa rağmen, yazarın kendisinin kendi nickini söylerken çektiği zorluklar mükemmel bir ironi yaratıyor. hoş geldin aramıza.
  • frodo. ben inceledim bugün bu adamı. yüzü olsun tipi olsun buna gayet uygun (bir de bir köşede öyle sessiz sessiz oturuyor diyorlar benim için, ne sırlar çözüyorum, ne açmazlar açıyorum haberleri yok). "nerden çıkarıyosun manyak mısın paranoyak mısın" demeyin hemen. bakın daha ne gerçekler çıkacak ortaya.

    şimdi bunun eşi hanımefendi var bir tane, terelelli temcik. kendisi de shire'lı bir hobbit. bunu da gözlemlerimizden çıkarabiliriz rahat rahat. şöyle açıklayayım:

    bugün risk oynarken terelelli temcik hanımefendi görevleriyle zerre alakası olmadığı halde bir değil, birden fazla elde (her elde üstelik) afrika'yı ele geçirmeye çalıştı. afrika'nın doğusuna düşen tek çıkışında ne var? orta doğu var. yani orta dünya.

    üstelik dikkat çekmek istiyorum ki girilen yer başka bir yer değil, orta dünyanın batısından girilecek mutlaka. ne var orta dünyanın batısında bu kızı bu kadar çeken? shire tabii ki.

    sürekli orayı almaya çalışıyor. yani ne diyor? orta dünya benim diyor. peki neye güvenerek? öyle kolay mı orta dünyayı almak, oranın hakimi olmak? insanın, -şey pardon- hobbitin elinde muazzam bir güç olması lazım. buradan nereye ulaşıyoruz?

    yine köşemde sessiz sessiz uzun bir süredir içmeye ara verdiğim nargilemin marpucu elimde ciğerlerimde yayılan dumanı hissedip zevkimi almakla meşgulüm. o sırada bir şey dikkatimi çekiyor. bir khuzdul olsun, bir quasm olsun, bir ben olayım, hatta nargileyi eline alış sayısı belki de bir elin parmaklarından biraz daha az olan bir billy shears olsun, nargilelerinin marpuçlarını mümkün mertebe ağzımıza yakın yerinden tutan insanlarken çok saygıdeğer terelelli temcik hanımefendi marpucun "masanın altında kalacak" kısmını tercih ediyor. ve -nargile içsin içmesin- o el hep masanın altında. bir şey saklıyor gibi. ne olabilir acaba?

    arada telefon çaldıkça görebildiğimiz bu eldeki yüzüğe dikkat ediyorum. dışarıdan ne kadar da evlilik öncesinde belli ki özenle seçilmiş bir kuyumcudan özenle seçilip alınmış bir yüzüğe benziyor.

    oysa aylar yıllar değil, yüzyıllar öncesine ait bir yüzük bu. hem de sıradan bir yüzük değil, tek yüzük'ün ta kendisi. yoksa 8-10 yıllık bir gençlikte yaşanmış 80-100 yıllık bir anı birikimini başka nasıl açıklayabiliriz? elbette bu yüzüğün yaşlanmayı geciktiren kutsal büyüsüyle.

    sıradan bir tabu oyunu esnasında gülüp eğlenirken ahir zamanlara ait her türlü kişiyi, her türlü objeyi biliyor terelelli temcik hanımefendi. ancak garsona sipariş verirken görüyorum ki churchill'in ne olduğundan tamamen bihaber! yani bu kız bu zamana ait değil.

    ne demişti rrr? "evlenmeden önce yedi yıl çıktık". bu yedi yılın tam da frodonun tek yüzüğe sahip olduğu yedi yüz yıla denk gelmesi de hiç çekmeyecek miydi dikkatimizi?

    rrr'nin bir hinlik, bir cinlik yapıp gollumla beraber mordor ateşine gönderdiği yüzüğün aslında tek yüzük olmadığını anlıyoruz. belki de evliliği için aldığı biricik yüzüğüydü o? ancak en değerli hazinesi olan tek yüzüğü, en değerli varlığı olan terelelli temcik hanımefendiye sunmak için feda etmek zorunda kaldı onu.

    ha diyeceksiniz sauron'a ne oldu? o da gitti amerika'ya başkan oldu (mesajımı da ileteyim arada).

    köşede sessiz sessiz oturuyormuşum, bak bak bak. içinizi biliyorum.
  • z tvde yayınlanan abakus programında sözlük ile ilgili çok güzel saptamalarda bulunmuş yazar.

    sunucunun "internet kuşağı dediğimiz insanlar dünyadan bihaber, apolitik, sürekli bilgisayar başında zaman geçiren insanlar olarak görülüyorlar" lafı üzerine demiştir ki;

    "internet dediğimiz şey aslında bir kablo ya da bir bağlantı, bu bağlantı aracılığıyla sizin ekranınıza ne geldiği önemli. internet aslında bir yokluk değil bir varlık ve internet aracılığıyla yaşamın neresine bağlandığı önemli insanların. ekşi sözlüğe bağlanmak demek türkiye ye ya da yaşama bağlanmak demek. ekşi sözlükte yer alan kişiler yaşamdan kopuk değil yaşamın bir yerinden tutan insanlar."

    bir insan hem bu kadar r leri söyleyemez hem de bu kadar mı konuşkan olur ve güzel ifade eder düşüncelerini?

    tek biğ eleştiğim olacak ama size sayın ğğğ, sırpsındığı savaşının tağihi yanılmıyoğsam bin döğtyüz doksan iki değildiğğğ..
  • hakkinda bin tane sey yazabilirdim, misal ortaokul ve lisede cogu ogle arasini nasil futbol oynayarak gecirdiginden, orta bir'deki en arka sira cekismesine bin ayri ani anlatabilirim ama birbirimizin cocukluk ve ergenlik yillari sahitliginden sunu cekip cikartmak istiyorum: arkadas, bununla takilirsan dersler ayvayi yer, ayni kakara kikiri'yi o da yaptigi halde donem sonu bir bakarsin sen batmissin, o cikmis. iq hep fazlaydi, onu sinifca ve hep bildik zaten de, bunun yansimasi olarak bir de coklu gorev cambazidir; ben bu kadar ders dinlemez gorunurken, hepbirlikte geyik yaparken duzenli ders notu tutan bir ibis daha gormedim hayatimda. ama allahi var iyi niyetli ve babacandir, fonksiyondan polinoma inim inim inlerken, saniyede cozdugu tum problemleri ogretmenden kat be kat daha aciklayici ve pratik bicimde usenmeden ogretmistir hepimize. guzel kalpli arkadasimdir, cocukluk arkadasimdir.
  • rrr, memleketimizin *, ülkemizin *, tuttuğumuz takımın * el’an işbaşında olan, kaytarmayan vicdanıdır ve vakanüvisidir. yirmi dokuz harfin, yirmi sekiziyle harikalar yaratır.

    işgallerin, darbelerin (sahici darbelerin tabii ki; yoksa öyle fasonkorsannaylonmahsuscuktangeyikten darbelerle işi olmaz), sahtekarlıkların değil, sahici devrimlerin izindedir. misal kendisi gizli bir görev için şu sıralar gürcistan’daki çakma soros devrimi’nin sahtekarlıklarını inceleme komitesinin başındadır. tabii bu gizli görevi örtmek için oraya menajer kisvesiyle gitmiştir. gitmişken dinamo tiflis’ten galatasaray için topçu bakacaktır. kendisine arçil ve şota tipi modern forvetlerden sipariş ettik. uzmanlık alanı ikizler olduğu için bu konuda zorlanmayacaktır.

    kişisel tarihini, gündelik hayatın, siyasal hayatın içinden süzerek yazdıklarının ben de kıskançlık uyandırmasına burada değinmek istemiyorum. öyle çok şeyi öyle güzel anlatıyor ki, bütün yazdıklarını bir cümleyle özetlemek, kendisini tarif etmek mümkün görünmüyor.

    ama illaki özetleyeceksek gönül şöyle anakronik bir paragraf yazmak ister:

    sene 1930’lar. ittihatçıların elinden zor kurtulmuşuz. şefik hüsnü filan da zaten kesmemişti bizi. haber geldi izmir’e bizim troçki büyükada’ya sürgün gelmiş. rrr ile atladık istanbul’a kaçtık. büyükadaya’ya geçip aldık leon’u, doğru mithatpaşa stadı’na. galatasaray’ın lokomotif moskova’yla maçı var. rrr, “votkanın kralına varım ki maçı biz alırız” dedi, troçki, “beraberlik ortada moskova’ya bir büyük rakı” dedi, ben o devir oportünisttim, “hele bir bakalım” dedim. troçki puştuna o gün degüstasyon’da deli gibi rakı, votka filan içirdik. hiç unutmam troçki kafayı bulunca iki de bir bu adama dönüp “abi ben ettim sen etme, sen haklısın, o stalin’e güvenmeyecektim” dedi durdu. hatta bunun üzerine bizim rrr de “abi sen asıl o son kadehi içmeyecektin” demişti. ne günlerdi.
  • tanıdığım en afacan insanlardan biri. z tv'deki abaküs programında gözlerine bakın, ciddi görünmeye çalıştığı anlarda bile o gözlerdeki hınzırlığı, "hah şimdi yapıştırıyorum espriyi" cinliğini görebileceksiniz
  • bebeler doğmadan önce de babaydı zaten kendisi, baba olmasa beni evlerinde konuk edip de, sonrasında havaalanına kadar bırakır mıydı??

    ayrıca şu bakınızı vermek de elzem oldu:

    (bkz: oğlan bizim kız bizim)*
  • (bkz: #10202763)

    oha! bu ne abi. gülmekten yerlere yattım çok feci bi kriz geldi. bir insanda böyle kafa mı olur arkadaş? şu sorulara 2 saattir kafa yoruyorum cevaplarına bakmamaya çalışarak. 1 tane bile bilemedim. bırak bilmeyi en ufak bi' hareketlenme olmadı lan kafamda. sinirimi bozdu yeminle. hayır bir de en olmadık sorulara kolay sorulardan biri falan yazmış ya ağzım açık kaldı. helal olsun abi.
  • ilginç bir diyaloğumuz var bu şahısla genel olarak...

    rrr: bak bu real madrid yeni santroforu, manyak herif süper.
    quasm: yeni opel astra hpc yi gördün mü asıl? netde fotolarına rastladım ağzımın suları aktı bööle.
    rrr: hmm, bak duty free den aldım, bailey's gibi hatta bailey's'den güzel. ben çok sevdim açıkçası.
    quasm: ya bak şimdi, anakartın üreticisinin siteye girip, ordan indirirsen sürücüleri...

    diyalog böyle gidiyor...
    nasıl oluyosa çok iyi anlaşıyoruz. ha bi de gözleri yok bunun.
    hemen her insanda olmasına rağmen rrr*de yokmuş gibi geldi. çinli gibi kısıyor gözlerini.
  • şimdi biz bunu son zirvede konuşurken bırakmıştık. bu zirvede de konuşurken bulduk. bıraktığımızda da hala konuşuyordu. neşe hormonlarında bir sorundan şüpheleniyoruz.
hesabın var mı? giriş yap