• solfej bir müzisyenin dikte, ritmik okuma ve enstruman çalma ile birlikte sahip olması gereken en önemli 4 beceriden birisidir.

    solfej gerekli değil, solfej olmadan da olur diyenler, solfej becerisine sahip olmayan veya bu beceriyi sürekli kullanıp nankörlük edenlerdir. hayatında pasta yememiş birine pasta'nın lezzetini nasıl anlatabilirsiniz ki.

    solfej ve dikte müziğin okuma yazmasıdır. bu içinize işlediğinde artık müzik ile aranızdaki tüm duvarlar ortadan kalkar.

    iyi bir virtüöz olmak istiyorsanız saatlerce enstruman çalışabilirsiniz ama bir noktada fiziksel yapınız buna engel olacaktır. limitlerinizi aşmak istiyorsanız, çok geniş bir repertuvara hakim olmak istiyorsanız, müziği beyninizin içinde çalıp, yönetip, hazırlayıp enstrumanı sadece kafanızdaki sesleri dışarıya çıkartmaya yarayan bir araca dönüştürmelisiniz. burada yine solfej devreye girer. sadece eserin notasına bakarak, enstrumana hiç dokunmadan, son nüansına kadar hazırlayabilir, ezberleyebilirsiniz. her zaman iyi virtüöz iyi müzisyen değildir.

    bu yazarın gözleri ve kulakları ile şahit olduğu bir kaç ankedotu paylaşmak isterim.

    bir gitar festivalinde festival sonrası çalan, katılan müzisyenler ile etkinliğin düzenlendiği üniversite bahçesinde oturuyoruz. derken tüm türkiyenin büyük saygı duyduğu gitarist bir üstadımız geldi. muhabbet, makara derken, üstat "size bir eser çalacağım, arabada gelirken dinledim, ezberledim" dedi ve başladı karmaşık armonileri, melodileri mükemmel bir şekilde çalmaya. bir kaç dakika sonra durdu "allah allah, devam etmiyor" dedi. sonra kulaklığı ile telefonundan müziği dinledi "pardon ya, eser mi minörmüş" dedi. adam meğer sol minör üzerinden çalmış istediği kök baslar olmayınca tıkanmış. sonra en baştan bir daha mi minör üzerinden, noktası noktasına eseri sonuna kadar çaldı. beyin ile enstrumanın kenetlenmesi tam olarak budur. her gün 12 saat enstruman çalışamazsınız. bir noktada kaslarınız ve eklemleriniz çeşitli problemler çıkartacaktır ama kafanızın içinde, enstrüman ile geçen günde 12 saatlik zamandan çok daha agresif ve verimli bir çalışma yapabilirsiniz.

    bir başka anekdot; ülkemizin önemli piyanistlerinden birisi yine önemli bir kuartet ile konserden bir kaç saat önce son provasını yapıyor. quartet üyesi "biz bir türkü düzenlemesi çalacağız, değerli bir tıp hocamızın köyünden bir türkü, sen de çalmak ister misin?" dedi. piyanist "olur siz bir çalın" dedi. adını sanını melodisini bilmediğim bir türküydü, klasik fa-so-la türkülerine de hiç benzemiyordu, zaten çok sesli yapıcam diye karmaşık armonilerle bilinmeyen türkü anlaşılamayan tınıya dönüşmüştü. piyanist bir kere dinledi sonra önündeki konser programının arkasına porteler çizerek baştan sona eşiliğinin notasını yazdı. tek bir dinleme ardından yazdı, şifrelerden bahsetmiyorum, çalacağı her şeyi notası notasına yazdı. bir kere eseri geçtiler, konserde de bis parçası olarak aynı şekilde kusursuzca çaldılar. öyle aylarca prova, çalışma, okuma yok. bir kere duydu-yazdı-çaldı.

    son bir anekdot daha anlatayım, çok uzattım. önemli bir flüt sanatçısına bir latin flüt solosu dinlettim dinlerken eş zamanlı tüm notaların adlarını söyledi. "çal o zaman şimdi" dedim "çalamam" dedi "ama müziği açarsan aynı anda çalarım" dedi müzik ile birlikte milisaniyelik gecikmeli olarak birebir çaldı. kadın dinlediği müziği kafasının içinde nota kağıdına dönüştürüp yine kafasının içinde okuyup çalıyordu.

    bu örneklerden binlerce var, bu insanlar üstün yetenekli, dahi, seçilmiş kişi değiller. sadece solfej ve dikte kazanımlarını uyguluyorlar. işte solfej ve dikte tam olarak bunlar için vardır.

    şimdi gelelim türkiyede solfej eğitimi nasıl; türkiyede solfej eğitimi bombok. lavignac denen çöp hala bütün okulların demirbaşı, muammer sun ile insanlar kendisini avutuyor, yerel bir özgünlük içerisinde olduklarını zannediyor. bu iş lavignac, muammer sun, pozzolli ile kesinlikle olmaz. tümevarım yöntemi ile öğreteceğiz diye, varana kadar millet bildiğini unutuyor, nereye varacağını, nereden geldiğini hatırlamıyor bile. bilinci yok edip insanı embesilleştirmede eşsiziz.

    yurt dışında bir çok ülkede bu işler çözüldü 3 ayda öğretip 6 ayda ustalaştırıyorlar. nasıl?

    1- notaların tek hecelik karşılıkları var öyle fa diyez, do diyez, sol diyez, re diyez derken nefesiniz kesilmiyor. nefesinizi kontrol edemezseniz başınız döner, esnersiniz. çalışmanız da yalan olur.
    2- solfej parçalarını içeren kitaplar herkesin kendi ses aralığına göre soprano/tenor, alto, bas olarak yazılmış. sanki tüm dünya sopranoymuş gibi yazılmıyor solfej eserleri.
    3- solfej parçaları uzunluğu 8 ölçü. lavignac da iki sayfalık solfej parçaları var, sanki herkes şancıymış gibi... şancılar bile sakatlanıyor o eserleri okurken. bir solfej parçasının amacı nedir? aralıklar arasındaki ilişkileri vurgulamak. bir eserde 20 aralık vurgulayamazsınız. doğru seçilmiş iki ölçü ile aralığı kusursuz bir şekilde öğrencinin zihninde canlandırabilirsiniz. 2li aralık gibi zor, uyumsuz bir aralığı "iyi ki doğdun" şarkısının iki hecesi ile öğretebilirsiniz. uzun uzun solfej parçaları yerine tonal ilişkiyi muhafaza eden vurgulayan doğru bir kaç ölçü yeterlidir.
    4- movable do sisteminin tüm verimliği sonuna kadar kullanılıyor. eski sistem solfej kitaplarında önce do majör sonra sol majör öğretilir. allahım bileklerimi keseceğim... 2. aşamada 5 derece sıçrama olabilir mi??? movable do da önce do majör sonra si bemol majör sonra re majör öğretilir. çünkü do majörde fixed do sistemi gibi gördüğünü okur sonra si bemol majörde gördüğü notalara sadece bir ses ekler gibi düşünür, re majörde ise bir ses aşağıya indirir. do ya bakıp 1 eklemek kolaydır re dersiniz. başlangıçta 5 nasıl ekleyebilirsiniz. si bemol majör eseri takır takır do majör eserlerini okuyan öğrenci okuyamaz 2 tane kıytırık bemol görünce allahı şaşar. bazı solfej hocaları artistlik olsun diye 6 diyezli fa diyez majör eserleri verir öğrenciye. ya rabbim sen neden bu insanları karşımıza çıkartıyorsun??? movable do okuyanlar için 6 bemollü sol bemol majör ve 6 diyezli fa diyez majör çerezdir çünkü onlar diyezlere, bemollere bakmaz. tek bemollü fa majör ya da tek diyezli sol majör gibi düşünürler. size do diyez majör solfej eseri verseler do diyez re diyez mi diyez... mi diyeceksiniz? do majör gibi oku geç.

    bu işler nasıl düzelir? öncelikle düzelmez çünkü akademilerimizde müfredat güncelleme, çağdaş akımları takip etme yok, her şey 40-50 yıl geriden geliyor. hiç bir hoca da "ya arkadaşlar ben bunu öğretiyorum ama bu metot hantal ve demode" diyemiyor. "biz böyle öğrendik siz de böyle öğreneceksiniz diyorlar" tabii öğrenciler "hocam sizin okuldan 200 kişi mezun oldu bir tek siz yapabilmişsiniz" de diyemiyorlar. bunu diyecek algı ve cesaret mezun olduktan 20 yıl sonra geliyor. okullarda bu modern işleri bilen hocalar da marjinal ilan edilip, değersizleştiriliyor. akademi yetenekli parlak akademisyeni sevmez. itaat eden söyleneni yapan akademisyeni sever.

    sonuçta tonal müzik solfej eğitiminde 7 tane derece var bütün mevzu bu 7 derece arasında dönüyor, bu derecelerden 1.cisi tonalitenin kendisi, 2.si supertonic deli gibi 1e dönmek istiyor. 7 yeden (leading tone) o da deli gibi 1e gitmek istiyor. 5. derece dominant adı üstünde baskın ben burdayım diyor. bu 4 önemli dereceyi öğrettin mi, kalan 3 derece de bunların bağlantısı. bu tonal ilişki 15 tonalitede de aynı, hocalar sanki her tonalite ayrıymış gibi öğrettikleri için öğrenci bir bok anlamıyor ve duyamıyor. 1 tane olan tonal dizi ilişkisini 15 farklı ton ile anlatmak çok yanlış, yazık gencecik insanların hayatından yıllar çalınıyor. bu işi aralık ilişkisi ile anlatmak da yanlış 1 sesin yedili dizi içerisinde ki 11 farklı varyasyonu ile anlatmak da başka bir hantallık. bu 11 ilişkiyi 15 tonalite ile çarpıp anlatmak apayrı bir zulüm. yazık gençlerin bu kadar emek, zaman ve harcanan enerjilerine.

    gençleri yakan, özellikle bu solfej işlerinde başarısız olmalarının bir kaç nedeni de bazı fikirlere saplantılı olarak inanmaları. hoca inanmış onu artık sorgulamıyoruz ama sen inanma, sorgula lütfen. "çok çalışmak iyidir" hayır iyi değildir, gerektiği kadar çalışmanız yeterli ve gereklidir, kafanızı ne kadar çok şey ile doldurursanız kafanız o kadar çöplüğe döner. içinde müzik olmayan, size müzikal olarak bir şey ifade etmeyen hiç bir şeyi çalışmayın. adam 10 yaşında konservatuvara girmiş 18 yaşında muhteşem solfej okuyor. o adam yapar, nasıl yaptığını da bilmez. sen türkçe konuşmayı nasıl öğrendiğini hatırlıyor musun? insanlar 600 sayfalık kuran'ı ezberliyor hem de tek cümlesini anlamadan. bazı şeyler küçükken başladığında, gelenek gibi devam ettiğinde hallediliyor. bu sistem 15/20/30 yaşında solfeje başlamış bireylerde tutmaz. kimisi çok yeteneklidir yapar belki absolüt kulaktır yapar ama istisnalar kaideyi bozmaz.

    modern solfej kitapları, movable do ve sadece iki anahtar ile eş zamanlı giderek konuyu işler, hedef hızla gördüğünü 2 anahtarda duyabilme kabiliyetini aşılamaktır. 2. anahtar da armonide solfejin faydasını görmek içindir. armoni de maalesef ülkemizin ayrı bir kanayan yarası gençler bir halt duymadan, anlamadan sudoku çözer gibi 3'lü 5'li sayıp, notacıkları yazıyorlar.

    düşünün, okuma öğretilirken e-la-le hecelerini öğretip hemen "ela lale al" diye cümle kurduruyorlar. lelelellee alallalalalalala lelalelalelalela gibi saçmalıklar öğretmiyorlar. öğrendiğiniz bilgiyi kafanızda bütünleyemezseniz veya anlamlandıramazsanız beyniniz o bilgiyi almayı, kaydetmeyi reddeder. yolda yürürken en az 150 sese maruz kalıyorsunuz kaç tanesi aklınızda kalıyor? köşeyi döndüğünüzde hatırlamıyorsunuz bile çünkü beyin onları yok sayıyor. solfej eğitimindeki bazı uygulamalara da beyin aynı şekilde tepkisiniz kalıyor, siz istediğiniz kadar saatlerce çalışın. boğazınız yırtılana kadar bağırın.

    bu başlığın finaline 2-3 tane mükemmel solfej kitabı adı yazabilirdim ama yazmayacağım madem bu entryde buluştuk, yukarıda size tonla ipucu veriyorum arayın, düşünün, tartışın... zaten varacağınız hedef kaynaklar belli. dilerim genç müzisyenlere faydası dokunur. enstrumansız notayı kafanın içinde duyamıyorsan, duyduğunu kafanın içinde notaya dönüştüremiyorsan. solfej'in zayıf demektir belki de hiç bilmiyorsun.

    do mi sollll fa mi re do do sollll fa mi re do re mi do sol mi re mi reeeee

    debe editi: ilginize çok teşekkür ederim. sizler sanat, müzik ile ilgili okumaya devam edin sıklıkla yazarım. bu arada yazarın ve sözlüğün bir başka göz bebeğini de paylaşmak isterim. kışa girmeden evde kendi başınıza çalışmaya başlayarak, bahara doğru gitarınız ile ruhunuza iyi gelecek armonileri tınlatabilirsiniz. program tamamen ücretsiz öyle metoda, deftere, kaleme ihtiyacınız yok hatta indirin youtube dan rahat rahat çalışın. köşede duran, çalınmayan bir gitarı bulmak yeterli. bugün başlayın 6 ay sonra tadını çıkartın.

    (bkz: klasik gitar çalmak ister misiniz)
  • konservatuvarlarda, muzik okuyan ogrenciler icin (enstruman, opera-san, muzikoloji, vs. vs.) en onemli derslerden bir tanesidir. solfej egitimini tam olarak almamis ve kendini gelistirmemis bir konservatuvarli, yarim konservatuvarli olarak kalacaktir.

    solfej derslerinde gorulenler ve okutulan kitaplar, okula ve sinifa gore degisiklik gosterebilir.

    en cok kullanilan kitap lavignac tir.
    bazi okullarda (msu) pozzoli de okutulur. (eslikli)
    tabi nunlar disinda muammer sun solfej kitabi da genelde bilinenler arasindadir, ama kolaydir.
    adnan saygun un töresel kitabi da kullanilir.

    bunun disinda bu derslerde ritim de calisilir, ve ulkemizde genel olarak fontaineden yararlanilir. numara numara giden bu kitap, sonlara dogru iyice kaziklasmaya baslar, ama kitabi iyi calisan (ozellikle metronomla ve el vuruslari ile) kendisini cok sey katar.

    bunlarla birlikte dikte calismalari da bu dersin dahilinde yapilir. tek sesli ve cok sesli dikteler vardir. hoca piyanoda bir parca calar, tonunu olcu birimini kac kaclik oldugunu herseyi sizin bulmanizi ve bunu notaya dokmenizi ister. bu noktada, evinde ozellikle finale ve benzeri notalama programi kullanan kisiler, daha kolay gecirebilir dikteyi.

    desifre de, bu dersin dahilinde gosterilir. ilk defa onunuze gelen bir parcayi ele almaniz ve seslendirmeniz/calmaniz istenir, farkli tonlarda parcalarla bu gelistirilir.

    tum bu okutulanlar disinda, muzik bilgisi (hem teorik anlamda hem de terimler anlaminda) bu derse dahildir.
  • lise 1'de* muzik hocamin* verdigi bir odevle aklima kazinan sey.
    hoca bir parca secer*. "bunun solfejini iyice ogrenin yarin herkesi sozlu yapacagim" der. evde uzun uzun calisirsiniz. kitapta notalarin altina okunuslarini yazarsiniz ki ertesi gun bir kazaya kurban gitmeyesiniz. yine de isleri garantiye almak icin sarkinin solfejini ezberlersiniz. hata ihtimalini sifira indirmek icin o aksam ve ertesi gun sozluye kadar belki yuzlerce kez tekrar edersiniz.
    netice: bugun* bile ezgisiyle birlikte hâlâ notalari hatirlarsiniz. daha da ileri gider, cep telefonunuz icin ozgun bir melodi haline getirisiniz.
    iste yaziyorum:
    do do sol sol fa sol la sol fa mi re mi fa mi re do (x2)
    fa fa mi fa mi sol fa mi mi re mi fa mi re re re do re mi re do do (x2)
  • türkiye' de en yaygın olarak (sıfır ergonomisiyle ve rezalet ötesi melodileriyle çoğu ülkede 20 yy.' ın ilk yarısında çoktan bırakılmış olan) lavignac serisinin hala kullanması hicap ve utanç kaynağı olan, müziğin neredeyse her alanında en önemli eğitim alanı. illa ki eski teknik etüt kullanılacaksa bunun pozzoli olmasına özen gösterilmeli, bilhassa öğretmenlerde bulunan piyano eşlikli pozzoli ile çalışılmalı. tabi ukalalıkta ve bu ukalalıktaki ısrar gerizekalılığında sınır tanımayan türk solfej hocaları öğrencilere pozzoli solfeji eşlikle okutmak yerine, saçma sapan bir şekilde eşliksiz olarak çalıştırıp solfeji işkenceye dönüştürürler, ki bu durum müzik eğitimi alan çoğu kişinin çocukluktan başlayarak solfejin kabusu haline dönüşmesine neden olur.
  • solfej derslerinde okutulan lavignac'ın kitaplarındaki parçalar artık konservatuvarlarda milli marş olmuşlardır. ilk sene 1a'dan başlanır ve bu kitapta işin abc'si (nota, anahtar, ritm) öğrenilir. daha sonra genellikle 2a, 2c ve 3a okunarak dersten mezun olunur. 2c ünlü bestecilerin eserlerinden seçilmiş kısa parçalar içerdiğinden zordur ve müzikalite isterler. 3a'da ise parçalar 5 anahtar (sol, fa, 1. çizgi do, 3. çizgi do ve 4. çizgi do anahtarı) ile yazılmışlardır ve bunları iyice öğrenmek gerekir. lavignac 3a en zor kitap olarak bilinse de tek zorluk anahtarları öğrenmektir ve parçalar insanı çok zorlamaz. aslında en zor kitap 2c'dir. lavignac kadar yaygın olmasa da muammer sun, sayram akdil (aksak ritimler) ve ahmed adnan saygun (töresel musiki) gibi türk bestecilerinin hazırladıkları solfej kitapları, fontaine gibi sadece bona okuma kitapları ve pozzoli gibi farklı yabancı kitaplar da okutulur. bu derslerde genellikle sınıfın çoğunluğu müzikle ilgilenen kişilerin çocuklarından oluştuğu için nota bilirler ve hocalar da onlara göre ders işlerler. eğer nota bilmiyorsanız işiniz çok zorlaşır. ayrıca solfej okurken hocalar size istavroz çıkarmaya benzeyen hareketlerle ritm vurdurturlar.ayrıca parça okuma dışında müzik teorisi, dikte ve kulak eğitimi gibi diğer ders şekilleri de solfej dersi kapsamı içerisinde okutulurlar.
  • bir müzik parçasının notalarını, do, re, mi gibi tek sesli adlarla okuyarak seslendirmeye denir.

    solfej çalışmasında öğrenciler anahtarları, ses aralıklarını ritimleri, tonalite ve değiştirme işaretlerini, özetle müzik yazımının bütün öğelerini tanımayı ve bunları gerçek seslere dönüştürmeyi öğrenirler. bu bakımdan solfej müzik öğreniminde önemli bir yer tutar. yalnızca şan öğrencileri değil, çalgı öğrencileri de solfej eğitimi görürler.

    ülkemizde gereksiz olarak görülür, çalgı çalmasına rağmen bunun aptalca olduğunu söyleyen bir insanla da karşılaşmıştım. aslında oldukça önemli bir şeydir.
  • solfej gercekte notalarin sesleri temsil etmesine olanak veren hecelendirmeye verilen addir. kokeni elbet ki sol+fa'dir. gavur buna solmization, doremization, solfeggio, solfège gibi isimler de verir.
  • okunan parçaların zorluk seviyesi arttıkça gg olabiliyor; çünkü bazı solfej parçalarının en tiz ve en pes notaları arasındaki aralık mesafesi* o kadar ütopik ki, söyleyebilmek için oktav çıkıp inmekten ve ses tellerini zorlamaktan maymuna dönebiliyor insan. hayır şimdi söyleyebiliyor olsam bile ertesi günü sınavda sesi zorladığım için sıvayacağım büyük ihtimalle. sınavları esnasında, anlatınca komik olmuyor orada olman lazımdı tarzında olaylar yaşanıyor. bir de movable do hadisesi var ki konumuz bu değil; ama tanısan sen de seversin.
  • müzikal notaları hecelerle ifade etme sistemi. modern batı müziği' nde yaratıcısı italyan rahip guido d'arezzo' dur.(ms.1026). ama yapılan araştırmalarda bu sistemin batı kaynaklı olmadığı savunulur. müzik tarihçisi h. g. farrmer," do, re, mi, fa, sol, la, si" sıralamasının arap harfleri " dal, ra, mim, fa, sad, lam ve sin" ile benzer olduğunu savunur. bu harfler 9. yy. 'dan beri arapça konuşulan çevrelerde müzikte kullanılmıştır.
  • solfej gercekte müzkal okuma ve yazma derslerinin genel adıdır, bu dersler müzikal dikte, ritm diktesi, müzikal de$ifre ve bona olarak 4 ana grupta toplayabiliriz. genelde lise ve ilkokul öğrencilerine i$kence olarak gelen "solfej" aslında müzikal de$ifredir.
hesabın var mı? giriş yap