• şöyle düşünün bak, 'ama yol yabdı' diyen dayıyla her şeyin eşit gelirin, alışverişin,araban. hemen hemen aynı şeyleri giyiyor, aynı şeyleri yiyorsun.

    ve sen yazılımcı,doktor, pilotsun.

    aynı şekilde bu dayı senin komşun. çünkü her yer eşit ama her yer bağcılar.

    burada süslü sözleri okuyacağınıza sokaktaki insanlara bakıp, bu dediğimi düşünüp nasıl bir hayatınız olacağını anlayabilirsiniz.

    rte'yi çıkar yerine de bire bir şekilde perinçek'i ve adamlarını koy tamam.

    türkiye'de olabilecek sosyalizm aha da budur. ne eksik ne fazla.

    tanım: bundan 1000-2000 yıl sonra dünya tarihinde 1 paragraf yer bulacak devlet. bu hızla değişen dünya tarihinde 80 sene hiçbir şey
  • sözlük ne kadar sığ tartışma alanı olmuş. sovyetler hakkında derin bilgi yerine, herkes kendi fikrine göre ideolojilerini kusuyor. çirkin, anlamsız. içi boş ve sığ tartışmalar. sscb ne ütopik bir konu olarak ele alınır , ne de aç ve yoksulluk üzerinden. dünya siyasetinde önemi var, ekonomik düzeni, siyasi yapısı ve daha nice önemli durum. keza amerika karşısında olmasaydı amerika tek blok olacaktı.
    velhasıl, türkiye'de herkes bir taraf tutma amacı güdüyor. adam demiş norveç falan. sosyal demokrasinin iyi taraflarının çoğu, sosyalizmden alınmıştır. keza kapitalizmin de yararlı tarafları alınmıştır.
  • daha onceki donemlerde kendi icinde bulunan kimsenin begenmedigi, hakkinda iyi konusmadigi denmis de; kaynak uzerine oturulan sey sanirim.

    gidin turki cumhuriyetlerdeki ucra rayonlara. bi insanlarla konusun bakalim.

    siz sanirim bakuden astana dan oteye gidemediniz. orda da ne kadar oligark varsa onlarla dostsunuz.

    tasradaki insanlarla konustugunuzda staline peygamberdi diyen adam bulursunuz. o zaman biz toktuk, simdi acliktan oluyoruz diyenleri bulursunuz. o zaman insan gibi yasardik simdi yiyecek ekmege muhtaciz diyenler cogunluktadir.

    buradan izleyip atip tutmak kolay. ama isin icine girerseniz (siz nasil giriyorsuniz bilemiyorum sanirim internetten giriyosunuz siz bazi seylere) olayin oyle olmadigini anlarsiniz.

    ha ben taraftari degilim komunizmin. tabi ki orda da elitler bolluk icinde yuzerken halkin belli bir statude tutulmasi ve bunun herkese verilmis bir hak gibi gosterilmesi gibi yanlislar barindiran bir sistem.

    belki ilerde hatalarindan ders cikarilip yeni bir komunizm denenebilir. ama sunu hic unutmamamiz lazim. bir isin icinde insan varsa orda somuru vardir, gozyasi vardir, aci vardir, kan vardir, bedel odemek vardir.

    swetlana aleksiyevic - ikinci el zaman (2015 nobel edebiyat odulu) tavsiye ederim. o zamanlari icinde yasayan, tam gobeginde yasayan ruslarla anlatan bir kitap.

    ulan ben boykot yapiyordum yeminimi bozdurdunuz. ama neyse bi kereden bir sey olmaz.
  • asgari ucret alip bu maasin yarisini kiraya veren, egitim-saglik gibi en temel haklara sadece gostermelik bir sekilde ulasan insanlarin bok attigi birliktir.
  • azerbaycan'a gidip bazi altin disli dayilarla konusursaniz, o zamanlari ozlediklerini gozlemleyebilirsiniz. simdikinden on kat daha iyi yasadiklarini soylerler. oyle bir birliktir.
  • dönüşen dünyaya adapte olamayan statik bir model olduğu için parçalanarak yok olmuş, iz bıraktığı yerleri de kurmuş olduğu verimsiz düzene uzun süre mahkum kılmıştır.

    sovyetleri kuran zihniyet, 20.yüzyıl başındaki endüstriyel toplum üretim biçimini tarihin sonu sandı. devasa fabrikalar, milyonlarca aşı işi evi olan işçi, ideolojik gazla kolektif artı-değer ümüğü sıkmaca bir yere kadar işe yaramıştır. bu bağlamda rusya gibi aşırı fakir ve geri kalmakta olan bir ülke 20-30 senede süper güç olmuştur.

    ancak teknoloji, endüstriyel organizasyon, ekonomik coğrafya vs çalışırsanız sovyetlerin neden uzun vadede yürümediğini daha iyi anlarsınız diye düşünüyorum. zira kapitalizm 20.yy başında ortaya çıkan fordist modelden sonra dönüşmeye devam etti ve bugün hala dönüşüyor.

    not: zamanında bu işleri çok çok çok çok fazla okumuş ex-marksist
  • yukarıda bir salak*, sovyet propaganda filmini koymuş. çocuklar gülüp oynuyor, caddeler geniş, herkese iş ve aş var. reklamları izlediniz, şimdi şu cehennemin asıl temasına gelelim. ben de herkese açık kaynaklardan s.s.c.b hakkında bir kaç görüntü ekleyeyim dedim.

    1) golodomor

    bu harika, herkesin karnının tok, sırtının pek olduğu ülkede ukrayna köylüleri açlıktan ölmek için ne yaptılar, nasil başardılarsa. herhal kapılarına gelen ekmekleri, çikolataları, salam ve sucukları çöpe atıyorlardı. kesinlikle fazlasıyla aptaldılar. yoksa olayın bütün köylülerin elindeki toprağa ve hasada el koyup, bu kolektif çiftliklerde bir anda yıllık tahıl üretimini çarlık rusyası döneminin (20 yıl öncesinin) beşte birine düşüren stalin'in asla bir suçu yoktu.

    tarih meraklılarına bir not: s.s.c.b.'de kitlesel açlık ancak stalin'in ölümünden sonra, çiftlikleri kolektifleştirme uygulamasında istisnalara gidilmesiyle, çiftçinin belirli sınırlar içinde kendi toprağını işleyebilmesi, kendi ürününün bir kısmından yararlanabilmesi ile son buldu. bir insan kendi ektiği, biçtiği buğdayı bile yiyemezse, o topraktan verimli bir hasat elde edemezsiniz. bu kadar basit. yok öyle her şey herkesin malıdır geyiklerinin anlamı. herkes herkesindir diyen, sadece ben asalağım, herkes benim için çalışmalı demektedir.

    s.s.c.b.'de politbüro bile, özellikle tarımda komünizmin uygulanamaz, uygulanmaya kalktığında katastrofik sonuçlar doğuran bir geri zekalı ideoloji olduğunu 30 yılda çözdü, burada kimileri hala nelerden bahsediyor.

    2) şu harika 1950 moskava görüntülerine bittim ya. insanlar ne kadar mutlu, mesut.

    anladım ki nankör insanlar, öyle güzel rejimden kaçıyorlar. berlin duvarlarından ölümü pahasına her ay 20 bin alman nankörlüklerinden kaçıyorlar, binlercesi bu uğurda sadece nankör olduğu için ölüyordu.

    şu video sessiz oluşu ile muhteşem bir tasvir. hiçbir propaganda sözüne gerek yok. hiçbir açıklamaya , göz boyamaya gerek yok. içinde birkaç yıl yaşamak zorunda kalan insanlar lanet ediyor komünizme. nankörlüklerinden değil, komünizmin, baskıcı, otoriter devletlerin rezilliğinden, sefaletinden kaçıyor insanlar.

    3) bir de tabi çernobil var ki. onu anlatmaya görüntüler kifayetsiz. komunizmi çok seven, internetten oturup devletçi bir sistemin insanoğluna neler yapabildiğini oturur, izler.

    4) son olarak 1950'lerin moskovasının hâli de bir şey mi? bak 2020 türkiye'sine. ne güzel değil mi? zenginlik, refah, cennet gibi bir doğa, muazzam bir tarih, gülümseyen insanlar, el ele dolaşan çiftler.

    nankörüz biz aslında, böyle bir cenneti beğenmiyoruz. (yersen)

    * son olarak: valla insanlara salak demek hiç hoşuma gitmiyor, kişisel etik kurallarıma da hiç uymuyor, ama internetten sovyet propaganda filmini koyup, bakın işte böyleydi diyen su katılmamış salaklara da, salaktan başka ne denebilir ki?
  • sosyalizmin neden uygulanamayacağını kanlı canlı gösteren 1991 senesinde dağılmış birlik.
    burada temel problem, atatürk'ün de zihninde canlanan devlet modelinin neden hem yer yer sosyalist hem de yer yer kapitalist davranması gerektiğini anlayamamakla aynıdır. problemler, bir yazarın/siyasetçinin/hukukçunun kitabına yazdığı salt bir doktrin ile çözülemez/çözülmemeli. devletlerin sıkı bir ideolojisi olamaz/olmamalı. sonuçta insanların ortak bir refah için bazı özgürlüklerinden ve gelirlerinden feragat ederek anlaşmalar bütünü ile oluşturduğu bir yapının(devlet) kutsanarak, kendisini var eden insanlar üzerinde sınırsız egemenlik hakkına sahip olması bir süre sonra bürokratik bir kaosa ve amaç/araç ikilisinin yer değiştirmesine sebep olacaktır. ayrıca sadece sosyalist devletlerin değil, üretim ve hizmet araçlarına da doğrudan etki eden hatta yöneten devletlerin, bulunduğu coğrafyayı çok verimsiz bir şekilde tüketmek zorunda olduğunu gösteren devlettir. doğrudan olmayan talihsiz bir etkisi de, yarattığı korku imparatorluğu ve aynı ütopyayı(!) paylaştığı ülkeleri sefalete sürüklemesi yüzünden türkiye gibi dinamik ve gelişmeye açık ülkeleri emperyalizmin ve kapitalizmin kucağına atarak, atatürk gibi siyasi bir dehanın ilmek ilmek işlediği, devlet desteği ve politikaları ile sosyal devlet özelliğinde ancak liberal ekonomik sistemiyle de katma değerli üretim yaparak gelişmeyi hedefleyen bize özgü karma ekonomik modeli terk ederek rekabet etmemizin o dönem mümkün olmadığı neo-liberal global entegrasyondur. gerisi de zaten sürekli artan cari açık ve borç çevirme/siyasi taviz döngüsü olarak hepimizin bildiği şeyler.
  • 2020 yılındayız hala aynı muhabbet.

    doğu almanyabatı almanya mı?
    kuzey kore mi güney kore mi?

    bu kadar basit.
  • eski ülkelerinde dönemi gören yaşlıların ezici çoğunlukla özlediğini söylediği birliktir. istatistikler açık. muhtemelen çok daha gaddar bir yönetim, berbat koşullar olduğu için böyle. mazoşist çünkü hepsi.
hesabın var mı? giriş yap