• irlanda mitolojisinde çirkin ve asabi bir tür faerie, gnome.
  • seyretmesi vakit kaybı anime çeşidi.
  • gucunu topraktan alan her tarafi kok dolu bir cesit peri.
  • biraz akira'yi andiran, biraz kasmissiniz be dedirten, bunlarin yaninda diger cizgi filmlerde cok goremedigimiz birkac guzellik de barindiran bi anime.. oncelikle olayin cogu turkiye sinirlari dahilinde geciyor, agri dagi'nda tabi dag o ne farkeder denilebilir ama istanbul manzaralari baya guzel, camiler binalar sevdim harbi.. bi diger olay da dag cizimleri.. bakmak gormek lazim yani, normalde duz beyaz kar ortusu seklinde cizilen daglara bi canlilik verilmis, muhtemelen cgila da desteklenmis, ama guzel olmus, takdir edilesi..
  • anime severlerin ali$ilmadik bulacagi clementine'e benzer cizim stiline sahip, istanbul'daki kovalamaca sahneleri oldukca ozene bezene hazirlanmi$ bir akira turevi..

    animasyonlarinda bir titreklik bir rotoskop hissi var.. bu sebepten cizgi film olarak ba$arisiz olsa da turkiye konsepti yuzunden seyredilmesi faidelidir..
  • içerisindeki istanbul görüntüleri için bile seyredebilirim diyor insan, hatta seyrediyor ama 5-10 dk lık istanbul animasyonu dışında inceden bir hayal kırıklığı yaratıyor bünyede. özellikle istanbuldaki kovalamaca sahnelerinde güzel bir halk ezgimiz çalmakta idi kastım fakat ne olduğunu çıkartamadım. 65(van) plakalı bir araç vardı bu sahnede. neden 65 neden van bunu çözmüş değilim. havaalanındaki polis tiplemelesi için de biraz dikkatsizce yapılmış diyebilirim. lakin bıyıklı polis yoktur ülkemizde. türkiye'ye görsel data edinmeye gelen şahsa şöyle bir şehir turu attırıp kazıklamışlar sanırım. böyle bir acısı varmış gibiydi. hele o kapalıçarşıdaki türkler. allahım ne kadar ezik bir milletmişiz izlenimine kapıldım o kapalıçarşıda gezinen insanları ve esnafı görünce. klasik bir ortadoğu şehri ambiyansı yaratmaya çalışmış sevgili karakter tasarımcısı. boğaz falan da kurtaramamış bizi. bigun olur da kendi animelerimizi yaparsak bunların acısını çıkartırız (burnumdan ateş çıkartıyorum ellerim ayaklarım titriyor) şaka bir yana yine de bir animede bize has birşeyler görmek insanı mesut bahtiyar etmeye yetiyor.

    amerikanın dünyayı ele geçirme çabası ve tabiki dünyayı kurtaran bir süperkahraman, böyle bir klişeyi alıp üzerine nuhun gemisi gibi mistik bir olayı katınca ortaya fantastik bir senaryo çıkıyor.
  • fatman miydi neydi tam hatılamıyorum öyle bi tipleme vardı. ninja scroll'daki "big rock ninja"ya benziyordu aynen.
  • ankaradaki anime günlerinde japon kültür vakfında gösterilmiş klasikler arasında sayılan animelerden
  • klasikler arasında neden anıldığını anlayamadığım bir animedir. ilk başlardaki aksiyona ve hikayeye çok ısınıyorsunuz ama sonra hemen soğuyorsunuz. bu soğumanın sebebi de bir süre sonra tahribin boyutlarının oldukça artması ve artık gözlerinizin ve zihninizin bu kadar devasa bir yıkıma karşı nasır bağlamasıdır. dağlar yıkılıyorsa, gök yarılıyorsa, bu zevkle izlenir, ama yıkılan dağın üstüne başka dağ yıkılır, gök yere düşer, dünya patlar, patlayan parçalar güneş sistemini parçalar, güneş sistemi de infilaka meylederse, bu da 45 dakika sürerse olmuyor tabii (yok bunlar filmde, misal diye yazıyorum).

    orijinal bir karakteri de yok filmin: başarılı genç ve kuvvetli ajan, dahi profesor, zihinsel güçleri inanılmaz olan bir çocuk, yarı sayborg bir dev kötü adam, profesörün güzel asistanı, babacan kıdemli ajan.. gibi gidiyor karakterler. bir tane de soytarı misali kötü adam var, tiz kahkahalar atan.. onu da bir genan ve hellsing'deki walter karışımı olarak görüyoruz.
  • polis dahil bütün erkekleri bıyıklı, bütün kadınları da baş örtülü çizen japon kardeşlerimiz bu konuda beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da istanbul'u çizerken ayrı bir özen gösterdikleri belli. sanıyorum ki manyak japonlar istanbul'u aynen çizmekle kalmayıp ağrı dağı sahnelerindeki dağ kıvrımlarını bile aynen aslına uygun olarak yapmışlardır.
    türkiye'yle ilgili olarak bıyık ve başörtünün göze sokulması dışında polisin tutumu ve ağrı dağı sanki türkiye'de değilmişçesine japon ve amerikan elemanların her bir haltı yerken türklerin nerede olduğu konusunda uyandırdığı merak da ayrıca eleştirilebilir yönleridir.
    bir de değinmeden geçemeyeceğim ki sarışın olan jean abimiz, kahramanımız yu ominae'den kat kat daha karizmatiktir; hatta baş rol aslında onun olmalıymış...
hesabın var mı? giriş yap