• vaktiyle özbekistan'da 6 aylık yaz tatili şeklinde tezahür eden eğitim sistemi, tabi tarlalara pamuk işçisi lazım, hem o sefil özbekler okuyup da ne yapacak canım...

    (bugün de ingiliz şirketleri nasipleniyor o pamuktan, halkım onlara köle edilmiş, kızıllar ya da ab, bok ya da kaka)
  • en buyuk ba$arilarindan biri trabzon'daki genel kultur seviyesini arttirmak olmu$tur.
  • sscb'yi abd'nin işgali koşullarında değerlendirince, çok bilimsel, ahahah eğlenceli bir sunumu olabiliyor elbet. savaşın mağdurlarının mağduriyeti ile eğlenmek de ne kadar dürüstlük; elbette doğruyu arıyorsak manası var bu sorunun.

    sovyet eğitiminin verileri, işgalin yaralarının sarıldığı bu günlerde sağlıklı ele alınabilir ama. misal, sinema eğitimi düşünüldüğünde, ben amerikan filminden daha amerikan bir filmi sadece rusların yapabildiğini gördüm, ki fransızlardan bile besleniyordu. misaldir sadece, o kadar da kızmayın. (bkz: nochnoj dozor) (bkz: dnevnoy dozor)

    sovyetler birliği, rusya'ya çok şey verdi. avrupa'nın köylüsü olan bir ülke, en büyük bilimsel mirasa sahip ve her alanda iyi-kötü bir rus biliminsanı imzası var. el insaf; hele türkiye'den konuşuyorsak; bir de benden "ahahahah".
  • eğitim sistemi kalkınma sağlayamamıştır paradigması ile bulandırılan müthiş eğitim sıçraması. eğitimin vereceklerini kullanmak kamu yönetiminin işiyse ve kamu yönetiminin üzerinden wind of change geçmişse, siz dayaktan kendini toplamaya çalışan doktor olga'ya atlarsınız, ama sonra olga'nın ülkesi, düşünsel hammadde olduğu için ayağa kalkınca, size ya komşu kizi hatice ya da avrupa'nın geçmişini becerdiği zibwabwe'li zavallı anne kalır. ruslar gelip trabzon limanını özelleştirmede satın alır filan.
  • kamyon şoförü bir erkekle doktor kadının evlenebilmesi gibi ulvi(!) sonuçlara bakarak başarısı hakkında kesin hüküm verilmesi gereken eğitim sistemiymiş...

    vaktiyle buhara-semerkant medeniyetinin kurulduğu, harezmi, ibni sina, ulug bey gibi bilimadamlarını yetiştirmiş toprakları basit bir üçüncü dünya ülkesine çevirmiş eğitim sistemidir

    işgal ettiği topraklardaki insanlara eğitim vermektense onları sadece moskova'nın refahı için pamuk işçisi olarak kullanması ve bu süre içinde imza attığı çevre felaketleri (fergana vadisi ve aral gölü) alakasız bahanelerle ve ideolojik bir körlükle mazur gösterilmeye çalışılan ülkenin eğitim sistemidir
  • "asker olmayan bir gence kalaşnikof tüfeği sökme ve birleştirme talimi yaptıran bir eğitim" dersek, o zaman ülkemize haksızlık etmiş oluruz. çünkü asker olmayan bir gence en ala yöntemlerle g3 piyade tüfeğini bir dakika içerisinde söküp takmayı öğreten süper bir eğitim kurumumuz vardır bizim de: askerlik. bunun sadece sscb'de yapılıyor olduğunu düşünen arkadaşım sanırım ya askerlik yapmadı, ya kadın, ya da acemilik bile yapmayacak kadar kebap bir askerlik yaptı.

    sscb'de eğitim deyince benim aklıma her evde bir piyano oluşu, daha ufacık yaşlarda bale yapan, tiyatro oynayan, kitap yazan falan çocuklar geliyor. ha tabi komünist sistemi kötülemek istersek, bu çocukların zorla, kırbaçlanarak, anne babalarını öldürmekle tehdit ederek falan bu kadar başarılı olduklarını da söyleyebiliriz.
  • cok genis bir cografyada yasayan ve cogunlugu okuma yazma bilmeyen koylu bir halki egittigi icin takdir etmemiz gerekir zira bugun turkiye cumguriyeti 85. yilinda daha okuma yazma bilmeyen egitim gormemis insanlarla dolu. ama bu egitim sistemini kendi ideolojisi icin kullanmasi sonunu hazirlamistir.
  • üniversitede iken eski bir doğu bloku ülkesinden gelmiş bir arkadaş sayesinde az çok bişeyler duyduğum sistem. şahsen hiç gitmedim görmedim. muhabbeti görünce yazayım dedim.

    - eğitim süresi kapitalist batıya göre çok fazla imiş yani ders saatleri ya da okula gitme günleri olarak. ama bu eğitimin çoğu bilimsel marksizm, devrim tarihi, tarihsel materyalizm gibi konular. yani fen bilimleri sosyal bilimler gibi derslere verilen ağırlık batılılara göre daha az.
    - belli bir yaşa gelen öğrenciler her yaz tatilinde belirlenen yerlerde ücretsiz çalışıyor(muş) genellikle tarım kooperatiflerinde
    - doğu bloku dışındaki tüm ülkeler faşist olarak anlatır(mış). bu durumda abd baş faşist oluyor herhalde. humeyni de baş şeytan diyordu.
    - tarihi ve güncel olayların çarptırılması da yaygınmış.(türkiyede de çok yapıldığı kanaatindeyim) mesela 1980 yılında sscb afganistanı işgal ettiğinde okullarda öğrencilere amerikanın sosyalist afganistanı işgal ettiği ve kızılordunun afgan halkını ve devrimi korumak için oraya gittiği anlatılmış. pardon rambo 3 kaç yılında çevrilmişti ?? bu da bonus (bkz: #8395714)-
    - mesleki eğitime ağırlık verilirmiş .
  • herhalde müteveffa -kimine göre merhum- sovyetler birliği'nin en başarılı birkaç yönünden biriydi. sovyet totaliterizmine hiç bir sempati duymasam da, eğitim sistemiyle batıl inançlı ve cahil mujiki dönüştürebildiğini, sibirya'nın,orta asya'nın en ücra köşelerine sanat ve bilimi öğrettiğini, yüksek bir "insani gelişmişlik" seviyesi tutturabildiğini görebiliyorum. bu da az başarı olmasa gerek.

    esas mühim nokta, sovyet eğitim sisteminin yarattığı zihniyet değişikliğidir, eğer bugün orta asya cumhuriyetlerinde halk dini dogmalardan az çok arındıysa, kız çocukları doğru dürüst eğitim alabildiyse, kadınlar toplum hayatında kabul görüyorsa bu da orak-çekiçli devletin başarısıdır. buna benzeyen -ama başarısız olan- girişimlerse güney yemen'de ve afganistan'da yine sovyet yanlısı yönetimlerce gerçekleştirilmiştir.
  • lenin ve stalin döneminde uygulanan modeli, hala daha günümüze örnek olabilecek nitelikte olan eğitimdir.
    sovyetlerdeki eğitimin gelişmişliğini anlamak için; sovyetler birliği’nin son dönemlerinde okuma yazma bilen insan sayısının %100'e yaklaşmış olduğunu görmek bile yeterli.
    sistemlerin devamını sağlamak için kullandığı silah olan, eğitim; sovyetlerde sosyalizmin inşası ve sosyalist bireylerin yaratılması için bir araç oldu. büyük ekim devrimi olduğu sırada çarlık rusya'sındaki okuma yazma oranı %28,4'tü. bugün ülkemizde olduğu gibi, o zamanlar çarlık rusya'sında da eğitim; işçi ve köylü çocuklarının faydalanamayacağı kadar pahalıydı. devrimin ardından paralı eğitim yerini; eşit, parasız bir eğitime bıraktı. sovyetlerde, 14 yaşına dek kişinin bütün eğitim masraflarını devlet karşılardı.
    yüksek öğretimde ise, geniş bir burs sistemi uygulanırdı. üniversite ögrencilerinin dörtte üçü civarı devletten burs alırdı. türkiye'deki işçi ve köylü çocuklarının eğitim alamama durumunun aksine; sovyetlerde, üniversite öğrencilerinin yarıya yakını işçi ve köylü çocuklarıydı.
    lenin bunun yanısıra 26 aralık 1918'deki sekizinci parti kongresinde okur yazarlığı arttırmak için, okuma yazma seferberliği başlattı. okuma seferberliği 1939 yılına kadar sürdü ve bu süre içinde sovyetlerdeki okur yazar oranı %56,6'ya çıktı.
    türkiye'de açılımlar yapıp sonra bunları bir bir kapayan hükümetin; sovyet eğitim sisteminden bir başka örnek alması gereken nokta de ana dilde eğitim problemi. bir çok ulusun yer aldığı sovyetlerde, hiçbir bölünme yaşanmadan ana dilde eğitim verilmekteydi. sovyetler birliği'ndeki ülkelerin tamamında eğitim anadilde yapılmaktaydı ve ana dili rusça olmayan okullarda ikinci dil rusça olarak veriliyordu.
hesabın var mı? giriş yap