• yıllardır suriyeli mültecileri ülkemizde istemeyen insanlar olarak ırkçı ya da yabancı karşıtı şeklinde etiketleniyoruz. oysa bu durumun ırkçılık ya da zenofobi (yabancı karşıtlığı) ile zerre kadar ilgisi bulunmuyor.

    hadi gelin, bu tezi kanıtlayalım:

    çoğumuz suriyeli mültecilere pek sıcak bakmayız. çoğumuz böyle bir tiplemeyle bırak aynı sofrada yemek yemeği, sohbet etmeyi bile düşünmeyiz. bu doğru.

    peki hangimiz, iyi eğitimli, batı kültürünü benimsemiş, seküler; hatta köken olarak da hıristiyan bir suriyeli ile sorun yaşarız ki? hele bir de ikimiz de ingilizce biliyorsak, pekala oturur kadıköy'de karşılıklı bira içer, arkadaşlık yaparız. hatta karşı cins ise ve arada bir çekim varsa sevgili bile oluruz hiç tereddüt etmeden.

    ilk başta bahsettiğim suriyeli mülteciye iğrenerek bakmamız ırkçılık değildir. eğer öyle olsaydı diğer suriyeliyle bu kadar yakınlaşamazdık.

    bu zenofobi ya da göçmen karşıtlığı da değildir. öyle olsaydı yabancı bir ülkeden gelen birisiyle dostluk kuramazdık.

    burada yapılan şeyin ırkçılıkla, zenofobiyle ve göçmen karşıtlığıyla zerre kadar ilgisi yoktur. buradaki olay tam anlamıyla kültür bazlıdır; yani kültürcülüktür.

    çoğumuz belinde silahla gezen trabzonlu bir reisçi ile takılmaktansa, suriyeli seküler bir tiyatro sanatçısıyla dostluk kurmayı tercih ederiz.

    şimdi bize ırkçı diyenler, zenofobik diyenler alsın oxford sözlüğünü bir taraflarına soksunlar afedersiniz.

    (bkz: #82484393)

    edit: bunun milliyetçilikle de zerre kadar ilgisi bulunmuyor. eğer milliyetçilik yapsak trabzonlu reisçi muhafazarı, suriyeli seküler tiyatro sanatçısından üstün tutardık.
  • oxford sözlüğünün ırkçılık, zenofobi ve kültürcülük tanımlarına bakalım:

    racism: prejudice, discrimination, or antagonism directed against someone of a different race based on the belief that one's own race is superior.

    xenophobia: dislike of or prejudice against people from other countries.

    culturism: belief in the relative superiority or inferiority of certain cultures; discrimination or prejudice based on assumptions about culture.

    düpedüz; kültürcülüğü bize ırkçılık ya da zenofobi olarak yaslamaya çalışan cahiller utansın.
  • başlıktaki anlatım bozukluğunu ve altına yazılan zırvalıkları görmezden gelerek konuşursak; sadece altı kelimeden müteşekkil bir başlıkla çelişkiye düşmeyi başarabilmiş müstesna bir çalışma bu..

    suriyeli sevmemenin ırkçılık veya zenofobi olmaması, tavuk kesmenin aslında hayvan öldürmek olmaması, tokat atmanın pek de şiddet sayılmaması, kaynar suyun sıcak bile olmaması falan diye çoğaltabiliriz buradaki takdir edilesi bakış açısını..

    kendisini ayakta alkışlıyor ve sanki çok büyük bir keşifmiş gibi burada yaymaya çalıştığı bu muhteşem fikrine benzer görüşlere sahip milyonlarca insanın içinde yaşamaya çalışan suriyeli genç bir adamı, kiralık olarak internet ilanına koyduğum ev için beni arayıp, mükemmele yakın bir türkçeyle tüm detayları konuştuktan sonra kapatırken "ağabey son olarak bir şey sormak istiyorum, yabancıya ev veriyor musunuz, ben suriyeliyim de" diye sormak zorunda bıraktırdığı için, baklanın altında tuttuğum yakası açılmadık en galiz küfürlerimi kendisine tevdi ediyorum..

    üstelik muhtemelen çok iyi anlaşacağı, hatta belki sevgili "bile" olabileceği seküler bir gençti bu.. iş-güç sahibi, oturmasını kalkmasını bilen, herhangi bir dini referans taşımayan, mühendis olan ablası ve annesiyle birlikte yaşayan..

    hayat tuhaf; göçmenler, sakallar, entariler falan..
  • bu tip başlıklarda sıkça karşıma çıkan ve anlam veremediğim bir durumu paylaşmak istiyorum.

    ortada bir tartışma olmadığı halde,bir karşı taraf olmadığı halde garip bir şekilde gaza gelenler. yukarda yazılanlara hızlıca göz atın.

    biri diyor suriyeli godoşlara gelsin, ardından suriyelilerin anasını sikeyim demiş biri ardından biri ortamda olmayan bir hümaniste atar yapıyor:
    "sizin kariyi kizi gozunuzun onunde duzmedikce humanistsiniz. duzsunler de o zaman goruruz tatlisu humanisti nasil turk milliyetcisi kesiliyor..."

    diğeri sanki üstteki hümanistmiş gibi giriş yapmış yine:
    "sikeyim humanistliğini de sahte sevgi gösterilerinizi de"

    ardından bir yazar "ırkçılık insanlara yapılır" diye çıtayı yükseltiyor.

    suriyeli sevmeme kültürcülükle başladı bir sevgiye dönüştü: "bu ırkçılık değil vatanseverliktir"

    bir kişi görmedim ama onlar da insan yapmayın böyle demeyin diyen. insan oldukları bile tartışılıyor.

    benim sorum siz kiminle tartışıyorsunuz? karşı görüş yok ortada. bu hırs kime?
  • sorunu doğru teşhis etmezseniz böyle havalara kavram savurup durursunuz.
    suriyeli sevmiyorum demek irkcliktir. suriyeli sevmiyorum cümlesindeki suriyeliyi sen suriye'de olsa da ingiltere'de olsa da, amerika'da olsa da sevmiyorsun anlamını taşır. bir kişiyi sadece hasbelkader suriye'de doğdu diye sevmiyorsundur. ha irkciyim ben dersen de asan kesen yok gördüğün gibi, gayet de diyebilirsin. neyi sevmedigimizin adını doğru koysak? bu yaptığınız tarif bir insanın milliyetinin, derisinin renginin tarifi değil. bu tarif bir kültürün tarifi. o kültür ne? cihat kültürü. cihat kültürünü yaratan ne? bingo. söylerim ama ben onu söyleyince işte benim başım derde giriyor işin ilginci. sevmediginiz sey aslında o içinde kılıçtan geçirmek dışında zorlama olmayan, nisa'yi hafif şaplaklarla yola getiren, çoğunluk olunca bogazimizi sikip bizi nefes alamaz hale getiren, o beğendiğiniz kültürlü gavurdan dost edinmemeniz tavsiyesinde bulunan, yediğinizde ictiginize karışan, itaat etmenizi salık veren ve toplumsal hayatı erkek lehine biçimlendiren şey neydi ya onun adı? neyse işte siz de onun adını hatırlayamadığınız için herhalde suriyeli falan deyip geçiyorsunuz, peceteye selpak demek gibi.
    sorunu teşhis etmek geciktikce, sorunu yaratan ve sorunu destekleyen, bu sorunun kültürüne sahip çıkan egemenlik üzerimizde hak iddia etmeye devam ettikçe böyle ufak irkciliklarla atesinizi söndürmeye devam edersiniz ama hep birlikte bir güzel için için yanariz.
  • (bkz: bizim kız da orospu oldu ama)

    utangaç ırkçılarımız da var kıyamam.
  • hakkinda fikir beyan etmek icin once irkcilik ve zenofobi'nin ne oldugunun bilinmesi gereken onerme. turkiye'nin geneli de bu kavramlari daha anlayamamis oldugundan boyle tamamen kendi ile celisen sacmalamalar cikar. adam irkci olmadigini ispatlamaya calisirken ben irkciyim diye bagiriyo resmen.
  • kültürel olarak bizi ileri değil geri götürmelerinden kaynaklı olarak takındığımız tavırdır. öte yandan ülkenin öz kaynaklarının, işsizliğin malum olduğu ortamda iş imkanlarının, eğitim ve sağlık olanaklarının paylaşımı söz konusu olunca hiçbir millet ile bu paylaşımın bize bir faydaları olmadığı müddetçe doğru olmadığını düşünüyorum. örneğin; batı trakya göçmenleri her ne kadar türk de olsalar ve kültürel olarak bize katkı da sağlıyor olsalar şu anda istanbul'un en iyi yerlerinde rahat içinde yaşayabiliyorlarken, bu toprakların zamanında onlara hükümet tarafından verildiği biliniyor. kendi ülke sınırlarındaki halkından herkesin evi ve toprağı yokken gelen göçmenlere toprak vermek bana mantıklı gelmiyor. yaşadıkları zulme karşı ülkeye kabul edilmelerine karşı değilim ama zamanı gelince ya geri gönderilmeliler ya da o toprakların karşılığını o topraklarda hakkı olan her bir vatandaşla paylaşmalılar. her ülke tarih, coğrafya ve ülkü birliği içindeki kendi milletini ve sınırlarını, hak ve sorumluluklarını korumalıdır. yardım belli standartlardan öteye geçirilmezse yardımdır; aksi takdirde sömürülmeye dönüşür.
  • bana ırkçı da diyebilirsiniz açıkça umrumda değil. yaz başından beri bağcılar-kabataş tramvayını sık kullanıyorum. binenlerin yarısından fazlası suriyeli. görgüsüz, bağıra çağıra konuşan vs diye çoğaltılabilecek örnekler var hep önümde.
    nefret etmiyorum ama sistemimize entegre olmadılarsa, bilerek ve isteyerek, siktiredin gitsin bunları.

    suriyeli godoşlara gelsin
hesabın var mı? giriş yap