• matbaacılıkta kullanılan bir rip yazılımı.

    http://www.topazrip.com/
  • umut sarikaya'nin karikaturlerinde kullandigi bir "genis ve cikik alin" veya "kabak gibi cikan kafa" efekti, hedesi.
  • farklı değerlerde pozlanmış en az iki adet fotoğrafı photomatix isimli programda birleştirmenin ardından o fotoğrafa, photoshop'ta hdr etkisini iyice kazandırmaya yarayan faydalı eklenti.
  • kışlık mekan olarak gümüşsuyu 'nda, yazlık mekan olarak ta reina 'nın içinde hizmet veren, çok şık ve lezzetli yemekleri olan restaurant. mutfakta uyguladıkları teknikler gastronominin dünyada geldiği noktayla neredeyse birebir. her şey taze, sunum mükemmel, manzaraya diyecek bir şey yok zaten.
  • ismi türkçeye 'topun ağzındakiler' şeklinde çevrilebilecek bir hitchcock filmi.

    (bkz: serbest çağrışım)
  • filmle ilgili tek entride alfred hitchcock'un kariyerinin bu filmle bittiğine inandığı belirtilmiş, "zaten daha sonra kayda değer film de yapamamıştır," diye eklenmiş. buna katılmıyorum. evet, topaz tıpkı torn curtain gibi kötü bir casus filmidir (torn daha kötü ama). lakin bu filmden sonra çektiği frenzy'nin kötü bir film olduğunu kafama silah dayasalar kabul etmem (kafama silah dayasalar tabii ki ederim). bence kaliteli bir filmdi. ha son filmi family plot kötü bir filmdir. bak bunu kabul ederim. bir de topaz-frenzy-family üçlüsünün o dönemlerde beğenilmediğini belirtmek gerek.

    topaz bizleri küba füze krizi'nin başladığı zamana götürüyor. bir tarafta amerikalılara yardım eden fransızlar, diğer tarafta ruslara yardım eden fransızlar, rusya'nın küba'da ne halt ettiğini öğrenmeye çabalayan amerikalılar, içlerindeki köstebeği bulmaya çalışan kübalılar ve fransızlar, muhbir ruslar vs vs yani kimin eli kimin cebinde belli değil (yok ya, bunu da söz gelişi söyledim. karışık bir film değil kesinlikle). bunların ortasındaysa fransız olduğunu anlamanın mümkün olmadığı amerikan görünümlü fransız bir ajan yer alıyor. amerikalılar bu adamdan küba'ya gidip burası ve ruslar hakkında bilgi/belge getirmesini istiyorlar. sonra anlaşılıyor ki fransızlar arasında ruslara çalışanlar var. olaylar gelişiyor.

    gelişiyor mu bilemedim. öyle sıkıcı bir filmdi ki yanımda jilet olsa kesebilirdim kendimi. gerilimin babası hitchcock bu filminde kötü bir performans ortaya koymuş ne yazık ki. kağıt üstünde gerilimli duran bu öykü ne yazık ki filme aktarıldığında bütün gerilimini yitiriyor. hiçbir anında gerilmek mümkün değil. kağıt üstünde epey gerilimli duran sahneler bile sıkıcıydı (filmi başlatan sahne mesela. rus ailenin kendilerini takip edenlerden kurtulmaya çalışmaları kötü çekilmiş. o gerilim karşı tarafa aktarılamıyor. keza belgelerin fotoğraflandığı sahne de kötüydü). hitch gerilimli atmosferi torn'da da sağlayamamıştı, burada da sağlayamamış. öyküsünü aşk dörtgeniyle daha da uzatması da hiçbir işe yaramıyor. karakterler desen inandırıcılıktan uzak. "ben ülkemi seviyorum. bu toprakları bırakamam," diyen kübalı kadın düşmanı amerikalılara bilgi taşıyabiliyor mesela. ya da bir fransız, amerikalılar için kariyerini riske atabiliyor. öte yandan fidel castro'lu-che'li küba'nın kötü yansıtılması?? bu daha da sinir bozucu. filmdeki tek doğru karakter amerikalı sanırsam. fransız herif, eşini aldatıyor. fransızlar ruslara bilgi taşıyorlar. kübalılar kötü. ruslar zaten kötü. ama amerikalı iyi... peh. neyse. karakterlerdeki inandırıcılık sıfır dedik. gerilim oluşturulamamış dedik. finali de berbat diyebiliriz. açıkçası bayağı kötü bir tercih olmuş bu final. zerre tatmin etmiyor. klasik bir hata daha var filmde: herkes ingilizce konuşuyor amk. haydi, rus en azından rus aksanlı ingilizce konuşuyor da kübalılar, fransızlar neden amerikan ingilizcesiyle konuşuyorlar? fransızın fransız olduğunu anlamak bu yüzden zordu. adamda aksan maksan yok. tip zaten amerikalı. oyunculuklar da kötü bu arada.

    kısacası tel tel dökülen hitch yapımı... çekmez olaydı hiçbir halta yaramayan şu filmi, family'i, torn'u vs... neyse, en azından berbat bir film yaptığını kabul etmiş. ki hitch'in büyük olmasının nedeni de budur. sinemanın en büyüklerinden olmasına rağmen herkesten daha fazla kendisini eleştirirdi. o da boktan bir film çektiğini kabul etmişti.
  • 400 milyon euro değerinde olan, 147 metre boy, 21.5 metre yüksekliğe sahip, lürssen firması tarafından almanya'da inşa edilmiş, şu an için dünyanın en büyük 6. süper yatının ismidir. aynı firma, azzam isimli dünyanın en büyük süper yatının da üreticisidir.

    topaz, çelik şasi üzerine aluminyum malzemeden imal edilmiş olup, 8 katlıdır. yat, lürssen tarafından özel olarak dizayn edilmiş 2 adet, her biri 7990 beygir güç üreten 2 adet dizel motor sayesinde saatte 22.9 knot hıza ulaşabilmektedir.

    kendisi de şöyle birşeydir;

    topaz
  • dünyanın en güzel mavisi.
  • bir sebepten diablo ıı diyecem ama canlanmıyor tam olarak
  • hakan günday'ın malafa kitabının ana mekanıdır. antalya'ya yolu düşenler buraya muhakkak uğrasın.

    kozan'a selamımı söylerseniz size indirim de yapar.
hesabın var mı? giriş yap