• aynısını vergiler bazında hükümetimiz de bizim için düşünüyor zaten. imam osurursa cemaat sıçarmış.
  • öğrenmiş bir serbest piyasa lafı cahil cahil konuşuyor, serbest piyasanın neresinde var kamuya ait kıyıyı işgal edip ultra zenginler için izole alanlar yaratmak. bu işgali önlemekle görevli kamu görevlisi olan belediye başkanı da üç kuruşluk bilgisiyle serbest piyasa ekonomisi dersi vermeye kalkıyor haddini bilmeden.
  • sabahtan beri okuduğum makalelerin içinde sürekli tekrarlanan bir cümle var. hiç uğraşamayacağım direkt ingilizce yazacağım.

    "tourism as a tool of sustainable local development"

    gidin araştırın. zilyon tane makale, case study, kitap, dergi yazı var. örnek var. ne demek bu?

    turizm bir araçtır. amaç değil. turizm 'bacasız sanayi' değildir, turizm yakıttır. bu ne demek? turizm dediğin şeyin getirdiği gelir pide fiyatı değildir. dolayısıyla turistin bütün parasını almakla filan da mesul değilsin sayın belediye başkanı, cahil cahil konuşmuşsun. neden cahil diyorum? şu sebepten.

    evet pide fiyatları fark ediyor. evet fiyat değişkenliği de tam olarak saydığı değişkenlere bağlı. evet serbest piyasa ekonomisi eyvallah. bu işin 'sürdürülebilirlik' kısmı nerede malmazel? şurada arkadaşlar. bakın sadece pide örneğinden gidiyorum. daha dün vedat milör'ün belgeseli yayınlandı, 26 dakika boyunca pide izledik. belgeselin en güzel yanı, yemek kültürünün bir soyut kültürel miras olduğunu ve sürdürülebilirliğinin önemli olduğunu anlatmasıydı. yani neymiş? madem 'turizm'den bahsediyoruz, pide bizim kültürümüzün bir parçası ve 'turizm' çalışmaları adı altında pidenin orijinal kültürel değeri ve kalitesi korunarak yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması ve gastronomi turizminde yer etmesi için çalışmaların yapılması gerekiyor. bu ne demek? amerika'da yaşayan birinin pide yapmayı öğrenmek için samsun'a, bafra'ya gelmek istemesi ve gelmesi demek. bunu sağlayacak koşulların oluşturulması demek. bu da ancak devletin turizm planlamaları ile gerçekleşebilir.

    ne alaka diyenleriniz var hala galiba. olabilir, haklısınız. 1960'ların turizm stratejileri ile resmen sömürülen ve biten bodrum, kemer gibi yerlerin 'turizm cenneti' olarak düşünüldüğü bir ülkede bu kadar holistik düşünemeyebilirsiniz, sizi suçlayamam. ama şunu tekrarlamak isterim. turizm bir a-raç-tır arkadaşlar. turizmi geliştirmek ve daha katma değerli hale getirebilmek, turist sayısı ile doğru orantılı değildir. daha az turistten daha fazla para gelebilir. daha kaliteli turist istiyoruz, londra'daki temizlikçi teyze antalya tatilini anlatıyor bana. gelen turist kitlesi bu. bize kötü turist geliyor. zira turizmimiz kötü. zira yanlış.

    sürdürülebilir turizm adına ülkemizde çalışma yapan bir(1) okul var, onun da lisans bölümü yok zaten araştırma enstitüsü. master programı var sadece. başka yok.

    yok.

    basbaya yok. tezim yerel kalkınmada turizmin rolünü inceleyen bir vaka çalışması. devletin yapamadığını ya da yapmadığını yapmaya çalışan bir özel sektör projesini inceliyorum. devlet desteği sıfır. destek=para değil bakın. devletin turizmle ne kadar alakasının olmadığını 2023 turizm planına bakarak anlayabilirsiniz. ya da anlamayabilirsiniz. zira ilkokul öğrencisine verilmiş ödev gibi bir şey. komedi.

    ko-me-di.

    dijital çağdayız, devletin yaptığı yegane şey home of simit reklamı hala. kime ne anlatıyoruz ya. pideyi sen 150 lira yap istersen. yap da zaten yani. sorun pidenin fiyatı değil, 150 lira da yapsan alıcısı çıkar. ama bu kapitalizm. sen sürdürülebilirliği düşünmelisin. al bak pandemi oldu, turist kesildi. ne oldu? sıçtın. neden? turistin fiziki olarak burada bulunmasına bağlısın çünkü, ancak o pide parasıyla gelir elde ediyorsun. bi araştır bakalım sürdürülebilir turizm uygulamalarında başka ne şekillerde gelir elde ediliyormuş.

    valla ben yazmaktan bıktım. bileklerim ağırıyor artık. umurumda da değil valla açıkçası şu saatten sonra birilerine bir şey anlatmak. doğru bildiğim yolda yaşar, ölürüm bana ne. 'bodrum'a gitmesinler, bilmemnereye gitsinler' diye çözüm (?) üreten insanlara laf anlatmakla da uğraşamam kusura bakmayın. ilgisi olan gitsin araştırsın. tourism as a tool of sustainable local development gardaşlarım. hadi selametle.
  • sırt çantasıyla hindistan’ı bile tek başına gezen alman kız arkadaşı istanbul’da soydular. tavsiyemiz üzerine bodrum’a giden kolombiyalı arkadaşı daha havaalanına iner inmez taksiciler sikertti. dönene kadar çocuğu bodrum’da soyup soğana çevirdiler. western union ile para yolladık.
    eğer bir akrabanın, tanıdıkların yanına ya da grupla vesaire gitmiyorsa kesinlikle gitmemelerini tavsiye ediyorum.
    isteyen istediğini düşünsün.
    öyle pis ve rezil, sahtekar, dolandırıcı, ahlaksız olmuşlar ki her seferinde yabancı turistlerin buna benzer tecrübelerini duyup utanıyorum.
    bir kez gelen bir daha gelmiyor haberiniz olsun.
    o yüzden şaşırmayan açıklama.
  • varsayalım ki almanya'ya gittim. orada işletmecilerin ya da beldenin fikri: turistin cebindeki tüm parayı almak lazım. gurur duymalı almanya bununla vs diyor

    dönünce. adam s.yorlar sakın gitmeyin gezmeye derim.

    bu şahsi fikrim tabi. seven birisi içinde, beyler oraya gidin çok iyi s...yorlar. var ya efsane ama kesin denemelisiniz... demesi mümkün.
  • aslında, dünyadaki her turistik bölgenin mottosudur. ama bazıları bunu incelikle yaparken, bazıları da züccaciye dükkanına dalan fil gibi yapar.
  • oncelikle konusmayi izlemeden lafi cimbizla cekenler dolusmus.

    maalesef belediye baskani da konusmayi bilmiyor. 5 dakikalik konusmasinin ozeti su:

    20 liraya da pide var 350 liraya da pide var. fakat bu pideler ayni degil, isletmelerin giderleri de ayni degil diyor. bu konuda gayet hakli. 20 liraya yenilen pideyle 350 liraya yenilen pide de ayni degildir(!) diyor.

    para konusunda da su olaydan bahsediyor. farkli tipte turistler vardir. bende zamaninda ogrenciyken misal, tatili olabildigince ucuz gecirmeye calisirdim. ornegin 10 tane lokanta dolas, internetten yorum bak, hangileri en ucuz bak. hala pahaliysa, supermarketten, bufeden vs yemek al gec seklinde.

    tr'nin zamaninda cok sayida getirdigi, full paketli, hersey dahil turlari da buna dahil. 400 euro ode; 1 hafta tr de tatil yap (ucus ve havaalani transferi dahil). iste bu turist arkadaslarda bu tanima giriyor.

    fakat diger tarzda gezen insanlarda var. ben misal ogrenciyken mykonos a gitmistim, cok fena koymustu orasi ekonomik olarak. kaldi ki cogu seye param bile yetmezken, uzaktan gordugum, veya yan masadaki vs kisi gidip bir ogleden sonra sampanya'ya 1000 euro sayabiliyor.

    daha sonra batili ulke(ler)de yasadim, ve bu insanlarin tatil butcesini duyunca inanamamistim. ornegin en basitinden, 1 haftalik tatile kisi basi 2000 dolar para ayiran var ki bunlar oyle ahim sahim, cok para harciycam kafasiyla giden tipler degil. bazilari misal her gun 1000 dolar harcarim kafasiyla gidiyorlar.

    30 kusur ulke gezdim. asya'da heralde bodrum dengi denilebilecek sahili, zincir isletmecisi vs si olan birsuru yere gittim. durum orada da farkli degil. yerel halk oranin para birimiyle 10'a 20'ye yedigi yemegi; sen gidip sahil kenarinda 100'e 200'e yiyorsun. ki adamlarin yapmak istedigi durumda aynen bu. sen gitmeden once bakarsin, butcem bu kadar dersin; ona gore mekanini yerini secersin, gunde 100 dolar da harcamak istiyorsan tatilini ona gore yaparsin 1000 dolar harcamak istiyorsan ona gore de yaparsin.

    misal gunde 1000 dolari bali'de rahatlikla ezebilirsin, 10 dolara da takilabilirsin. bu tamamen sana bagli.

    iste belediye baskani da bunu demek istiyor. bodrum'a lazim olan sadece 20 liralik pide degil; 400 liralik pide satan yerlerde olmali diyor. buna talep varsa, bu hizmet sunulmali diyor. eger bodrum'a birisi parasini ezmeye geliyorsa, bu kisiyi ikna edecek hizmet/servisimiz olmali diyor. yoksa bodrum'un gidipte siem reap gibi bir tatil yerinden farki kalmazsa durum cok vahim olur. bu yuksek kalitede hizmeti de verebildigimiz icin gurur duyulmali deniyor.

    bodrum'a da rakip olarak mykonos, ibiza, saint tropez oneriyor.

    belediye baskaninin cogu lafina katildim ama. turkiye'de o yuksek kalitede hizmeti veren yer sayisi maalesef cok az. insanlarin odedigi para genellikle etiket parasi oluyor. saint tropez'i cok bilmiyorum ama mykonos veya ibiza'nin bodrum ile alakasi olmayan yerler. bodrum'un o hizmeti verecek altyapisi olmasina ragmen, o vizyonu yok maalesef. o nedenden oturu ibiza'ya gidecek kisi, bodrum'a gitmez zaten.
  • ahlaksızlıkla övünülmesi bu topraklarda bir gelenektir ne yazık ki.
  • chp'li belediye başkanı'ndan 370 tl'lik dönere serbest piyasa savunmasıdır.

    https://sol.org.tr/…e-serbest-piyasa-savunmasi-8275

    ne diyor, başkan?

    "biz turistin, vatandaşımızın demiyorum, cebindeki parayı sonuna kadar almakla mesulüz. adam cebine para koymuş gelmiş, niye harcamasın? bir dönere 100 bin tl vermek istiyorsa, versin yesin. bana ne. ama burada 20 tl’ye de döner var. o dönerin 20 tl olması gerektiği konusunda tereddüt ediyorsanız, belediyemize başvurursunuz ben de gider onu sonuna kadar denetlerim. eğer o dükkan pis ise, o dükkanda doğru düzgün servis yoksa, aldığınız hizmetle ödediğiniz para arasında fark olduğunu düşünüyorsanız sonuna kadar gider denetleriz. gereğini de yaparız."

    kendisi turistin cebindeki parayı sonuna kadar almazlarsa, pahalıya döner falan satılmazsa o turistin yurt dışına kaçacağını iddia etmiş:

    "yanlış anlaşılmasın, her yere gitmek zorunda değiliz ki. ben türkbükü’nde bir işletmeye gitmek zorunda değilim. ama orayı da seçen insanlar var. bodrum’un buna da ihtiyacı var. biz bodrum’da her şey ucuz olsun dersek o zaman burada para harcayacak turist, santorini’ye gider, mikonos’a, saint-tropez’e gider, ibiza’ya gider. bodrum’a gelmez."

    zannedersin ki bodrum uluslararası jet sosyetenin merkezi; bu fiyatlar da ona göre ayarlanıyor... jet sosyete gelmezse bodrum olmaz...

    başkanın bu bakışı, aslında, ellerinde kalan yerli turisti nasıl sağılacak inek olarak gördüklerini açıklıyor.

    hatırlar mısınız?

    millet yunan adalarına kaçıp da bunları dımdızlak bıraktığında nasıl ağlıyorlardı? yurt dışına çıkmak sınırlandırılsın, diyen bile oldu. turizm patronlarının yüzünden sınavlar önceye alındı ve evlatlarımız riske atıldı. şimdi de çıkmış bize akıl veriyorlar.

    batsın serbest piyasanız!
  • genel mantık doğru olmakla birlikte pratikte ortaya çıkan yanlıştır.
    50 metre ötedeki a101 markette 500ml su 1 tl iken sen tutup biz ibiza ile yarışıyoruz diye büfe açıp 15 liraya o suyu satar isen, dandik (dandik derken kötü manasında değil basit olması manasında) lahmacuna, hamburgere 150-200 tl fiyat koyar isen bu olmaz.
    fransaya gidin turisti silkelerler ama nasıl, bakın buralar hep üzüm bağı derler bu üzümlerden yaptığımız yerel şarap şişesi 250€ derler, gelenler o parayı verir ve bu normaldir.
    lavanta tarlaları derler gösterirler bu bahçelerin lavantalarından sabun, parfüm o bu yaptık fiyatta bol € derler gelenler alır ...
    turistten para alırsın, almalısın ama böyle almalısın.
    ayranın, suyun, dönerin fiyatını x10 yaptım, turistten para kopardım o şark kurnazlığı oluyor maalesef ...
hesabın var mı? giriş yap