vazife
-
is, yapilmasi beklenilen, sorumluluk babindan omuzlara yuklenmis olan.
-
annanelerimizin, babannelerimizin ve dedelerimizin ev ödevi anlamında kullandıkları sözcük;
- öğretmenin vazifeni beğendi mi evlâdım
- ? ? ? ... hı ... beğendi beğendi ... -
-
annanelerimizin, babannelerimizin ve dedelerimizin bizler öğrenciyken ev ödevi; büyüyüp iş güç sahibi olduğumuzda meslek/iş anlamında kullandıkları sözcük;
-bustrocum vazifeden kaçta dönersin?
-ajanslar bitmeden dönerim babaanne. -
-
devlet kurumlarında memur olmak olarakta yorumlandığına şahit olduğum kelimedir.
-
asker terminolojisine göre hizmetin icap ettiği şeyi yapmak,men ettiği şeyi yapmamaktır.
-
insanın başkalarından beklediği şeydir, kendi yapacağı şey değil.
-
''... vazife yapmam! o sözden nefret ederim. vazifeten hiçbir şey yapamam, candan yaparım!'' demiş, halikarnas balıkçısı..
çok yaşa balıkçı! -
o gönlüme arştan inen bir sestir
milletimin vicdanına makestir
ben askerim, o üstümde kumandan
baş eğerim her emrine sormadan.
gözlerimi kaparım
vazifemi yaparım.
hikmetini sormam, ince elemem
âmirimdir, ona karşı gelemem
haklılığına eylemişim kanaat
benden ona kayıtsız, şartsız itâat
gözlerimi kaparım
vazifemi yaparım.
benim hakkım, menfaatim, arzum yok
vazifem var, başka şeye lüzum yok
aklım gönlüm, düşünmezler duyarlar
ondan gelen emirlere uyarlar
gözlerimi kaparım vazifemi yaparım.
var demezdim bu dünyanın ötesi
gelmeseydi vazifenin gür sesi
bu ses mutlak maveradan geliyor
hak nerdeyse, tâ oradan geliyor
gözlerimi kaparım
vazifemi yaparım.
ziya gökalp
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap