• yky'nin 1993'ten beri üç baskı yaptığı türkçe çevirisi vardır. çeviren ışıl saatçıoğlu. orta çağ edebiyatı, lisans veya lisansüstü konunuz değilse kendisinin yazdığı önsözü pas geçmenizi tavsiye edeceğim ama. kitabın temeli dante'nin beatrice'te bulduğu ulaşılmaz aşktır. bu sebeple, akademik yanına fazla takılmadan okumakta fayda var diye düşünüyorum. okumak için tavsiye ettiğim mekansa; sakin bir saatte bir kahve dükkanı. zaten kahveyi içeyim diyene kadar biter bu kısacık ulu aşk edebiyatı. ayrıca, bu eseri sığ bir takipçilik/içsel takıntı olarak nitelemek çok yanlış olur.

    "kimi vardır utanır, gizler ya eksiğini,
    işte ben de onlar gibi
    neşe taşar dışarı,
    içinde yüreğimin, tükenir ve ağlarım."

    (bkz: kazım taşkent klasik yapıtlar dizisi)
  • stalker karakterli heriflerin hoşlanabileceği bi kitap deyip bırakmamak gerekiyor zannımca; zira sadece bu kadarı hem dante'yi yanlış anlamak hem de kitabın edebi önemini görmezden gelmek anlamına geliyor..

    dante, kitaptaki soneleri yazmaya beatrice ile ikinci defa karşılaştıktan sonra gördüğü rüyanın etkisiyle başlar. rüyasında karşısına çıkan yaratığın "aşk"ı sembolize ettiğini düşünebiliriz. bu andan sonra, aşk'a bir arkadaş, bir danışman kişiliği yükleyerek ona nesnel bir varlık atfetmiş ve kendi arzularından ayırmıştır; ayrıca aşk şiirlerinin her zaman bir anlamda dolaylı olması gerektiğini savunduğundan, şiirlerin de tıpkı bir arabulucu gibi, seven ve sevilen arasına girerek ikisini birbirine karşı korumak amacıyla kullanılabileceğini ileri sürmüştür.

    vita nova'daki en modern şeylerden birisi de, dante'nin hiçbir zaman insanın bilinçaltına itilmiş cinsel arzularını yücelterek meşru kılmasının kolay olduğu yalanına başvurmuş olmamasıdır. kitap, aşık bir adamın, aşkın çeşitli evrelerinden geçerken çektiği ıstıraplarla doludur; ve en sonunda kazanılan zaferin etkileyiciliği de bu yoğun mücadeleden kaynaklanır. bu bağlamda, bahsettiğimiz kitap, karşılıksız bir aşk hikayesinin ideal şeklini temsil eder. şair ile sevgilisi arasındaki fiziki alanda bir yakınlaşmayı önleyen çeşitli engeller, iman ve sanat aracılığıyla, tinsel bir düzeyde daha doyurucu bir ilişki için gerekli ortamı sağlar dante'ye göre. şiir, sadece aşık adamın tutkusunu dile getirmek için değil, aynı zamanda arabuluculuk etmek için de önemli bir vasıta haline gelir.
    dante, beatrice'yi bir zarafet ve iyilik timsali olarak algılayıp bundan sevinç duymayı öğrendikçe, acı, hastalık, kaybetme gibi karamsar duyguları değişime uğramaya başlar; bu yolla beatrice giderek başlı başına bir arabulucu kişiliğe bürünür; artık o, dante'yi tanrı'ya yaklaştıran bir aracıdır.

    kitabın önsözünde belirtildiği gibi; hiçbir olgu tanımlanmaz, sadece gösterilir, gösterme yoluyla tanıtılır: düşlemlerle, halüsinasyonlarla tasarlanır ve sınanır öncelikle.. örneğin ölüm, ilkin beatrice ile görülmüş bir genç kadını, ardından beatrice'nin babasını bulur. sonra dante, bir sanrı sırasında sevdiği kadını ölü görür; ve nihayetinde beatrice gerçekten de hayata veda eder (adil efendimiz, bu soylular soylusu mutlu beatrice'yi, adını büyük saygıyla andığı o kutsanmış kraliçe, bakire meryem'in bayrağı altında göklerin mutluluğuna katılmaya çağırdı)..
    bu yansımalı ilişkiler içinde yazar, görme ile içgörmeyi, gerçek ile gerçeksiliği örtüştürmeye çabalar. sürekli ayrışıp bütünlenerek anlatının merkezinde duran ve bakan, rehbersiz ve yapayalnız bir insandır..

    beatrice'nin trajik bir şekilde, henüz yirmi dört yaşındayken ölmesi, bir erkek olarak dante için bir felakettir tabi; fakat bir şair olarak, dante'nin en başından beri şiirsel düş gücünün merkezini oluşturan analojinin perçinleşmesine yol açar.. her aşık gibi, birtakım davranışları özel işaretler olarak yorumlama saplantısı olan dante, beatrice'nin hayatı ile ilgili sayılar, tarihler, giyim-kuşam ve davranış biçimleri gibi bazı ayrıntıları dini semboller olarak tefsir etmeye koyulur; bu semboller kızın varlığından geçerek daha öteyi, hıristiyan ilkelerinin kalbine giden yolu gösterir..

    "yeni hayat, dost ve üstad guido cavalcanti'ye adanmıştır. peki dante'nin yeri nedir cavalcanti karşısında? yirmi dördüncü bölümde, monna ve bice'nin geldiğini gördüğünü söylediği sonede, yine bir yansıma oyunu içinde açıklar bunu dante.. önceleyen/ardından gelen ilişkisini temel alarak iki ulam yaratır: monna, beatrice'yi; giovanni battista (vaftizci yahya), isa'yı öncelemektedir. monna cavalcanti'nin, beatrice de dante'nin kadını olduğuna göre, bu puzzle içinde cavalcanti, dante'yi yani 'hakiki ışığı' önceleyecektir. bu iki grubu alt alta sıraladığımızda ise, monna-vaftizci yahya-cavalcanti bir ulamda, beatrice-isa-dante diğer ulamda yer alırlar ki bu da dante'nin "komedya" da tanrı ile eşitleneceğini haber vermektedir."

    bu kitaptaki verilerden hareketle dante'yi tacizcilikle suçlamak, onun karşılık görmeyen aşkının otistik ve saplantılı bir durum olduğunu düşünmek oldukça modern bir yargıdır. modern çağda karşılıklılık ilkesine öylesine bel bağlanmıştır ki bugün tek taraflı görünen her aşk modeli, veya seven ile sevilen arasında duygular açısından fazlaca bir dengesizlik bulunan ilişkiler anormal olarak kabul ediliyor..

    özetlemek gerekirse; modern bir tacizci prototipi sunmaktan çok uzak olan ciddi bir şiir kitabı olan "vita nuova", insanın mesafesini nasıl koruyacağının, en ateşli özlemlerin ortasında kıvranırken dahi aşkının farklılığını ve gizemini güçlü bir şekilde nasıl algılayacağının dersini verir..

    *: gregory dart'ın "unrequited love / on stalking and being stalked" isimli müthiş inceleme kitabının da konu hakkında insana muazzam bir ufuk açtığını belirtmem gerekir..
    **: kitaplardaki en güzel ilk cümle başlığına eklenesi, harika bir açılışı vardır.. bi de pasolini nası olmuş da filmini çekmemiş; şaşılası..
  • dante'nin ilahi komedyası'nın başlangıcı niteliğinde, beatrice'ye bol bol atıfta bulunan, avrupa edebiyatının temel metinlerinden biri olan kitap. 1292 yılında yazılmaya başlanmış olmasına rağmen modernizme öncülük etmiştir.

    bütündür aşk ile soylu yürek,
    bilgenin dediği gibi şiirinde,
    öyle ki; yoksa biri yaşayamaz öteki,
    ustan yoksun ussal bir ruh gibi.
    doğa yapar onları hazır olduğunda aşka,
    aşk efendidir yürekse onun evi
    uyur ve dinlenir orada,
    bazen kısa, bazen uzun süre.
    ...
    ..
    .

    ama tabii bir lavinia değil.
  • dante'nin nasıl şair haline geldiğinin hikayesidir.
  • "onun tansıklı güzelliğini imgelediğim an içimde onu görme arzusunun doğduğunu ve bu arzunun, kendisine karşı ayaklanabilecek herşeyi belleğimde öldürüp yok ettiğini, ve geçmişteki acıların bu yüzden onu görme isteğimi engellemediğini söylerdim ona."
  • italyanca'da la vita nuova (yeni hayat) latince'de vita nova ismiyle bilinen bir dante alighieri eseri.

    dante bu eseri beatrice 'in ölümünden sonra kendi iç dünyasına kapanıp il dolce stilnovo ( tatlı yeni biçem) ile yazmıştır. ilahi komedya 'yı okumadan önce okunması şart bir eserdir. çünkü ilahi komedya için bir prequel niteliği taşır. dante, la vita nuova 'da beatrice' i melekler katına çıkarıp, bugüne kadar kimsenin kimse için söylemediklerini beatrice için söyleme sözünü verir. ilahi komedya, bu sözün tutulduğu eserdir.
  • xıx-
    bunu izleyen günlerden birinde, dupduru bir nehir boyunca uzanan yolda yürüyordum, güçlü bir yazma istenci duydum içimde, ve tutturacağım biçim üzerinde kafa yormaya başladım; ve kadınlara; her kadına da değil, dişi olmanın ötesinde soylu olan kadınlara ikinci kişiden konuşmadan ondan söz etmemin uygun olmayacağını düşündüm. şunu söylemeliyim ki o an dilim, kendiliğinden devinircesine konuştu, ve şöyle dedi: ey kadınlar, kavrayan aşkı. liriğimin girişi için ele almayı düşünerek, büyük bir keyifle anıma yerleştirdim bu sözleri; ardından da, yukarıda adı geçen şehre döner dönmez, birkaç gün düşünüp, aşağıdaki bölümlemede görüldüğü biçimde düzenlenmiş bir canzone'ye başladım bu girişle. şöyle başlıyor canzone: ey kadınlar.

    ey kadınlar, kavrayan aşkı,
    söyleşmek isterim sizinle kadınımdan,
    bilirim, yetmez sözlerim övgüsüne,
    niyetim konuşmak, içimi dökmek size.
    düşünürken güzelliğini onun,
    öyle tatlı duyurur ki aşk kendini içimde,
    yitirmesem gücümü o an,
    herkes âşık olur yalnız sözlerimle.
    istemem konuşmak ondan yüce biçimde,
    yenilme korkusu var o yüceliğe;
    bu yüzden soyluluğundan sözedeceğim yalnız, yüceliği karşısında büyük sadelikle,
    sevdalı kadınlar ve kızlar, yalnız size;
    konuşmak olmaz ondan sıradan kişilerle...

    tanrısal bilgiyle yakarır melek:
    "efendimiz, dünyada
    edimsel bir tansık var, burada,
    yukarıda balkıyan bir ruhta yaşar".

    vita nova, dante alighieri
  • şu linkten dinlenebilecek eye of melian şaheseridir. martijn westerholtve mikko mustonen yine dehasını konuşturmuş. johanna kurkelaise o sesiyle mest etmeye devam ediyor
  • yeni hayat, dante alighieri'nin 13. yüzyıl sonlarında yazmış olduğu ilk yapıtı ve ilahi komedya'dan önce okunması gereken bir aşk anlatısıdır.

    ilk defa 9 yaşında gördüğü beatrice'e aşık olur. daha sonra 19 yaşında da bu kızı bir defa görür ve sonrasında hayatında bir daha bu kızla hiç karşılaşmaz. sadece iki defa gördüğü bu kıza en yüce ve en soylu vasıfları yükler ve hayatı boyunca bu kız için yaşar ve yazar. beatrice, dante'ye âşık olmadığı gibi dante'nin aşkından da bihabermiş; 22 yaşında bir şövalyeyle evlenir ve 2 yıl sonra gebelik zehirlenmesinden ölür. yani dante, ilâhi komedya'ya başladığında beatrice, tazecik bir ölüdür. tabii fiziken ölü, dante için hep ölümsüz.

    ikinci karşılaşmalarında beatrice'nin selam vermesi üzerine dante, yeni hayat'ta bu selamı detaylı bir şekilde anlatır. yazarın bu aşk anlatısı; yoğun imgelem, içgörü ve fantazya barındırdığından okurken beyniniz bir miktar yorulabilir. hatta bazen satırlarda kaybolup kendinizi bir labirentte gibi hissedebilirsiniz. yer yer kompleks ancak okuması zevkli. ve dante'nin şu hüzünlü satırlarıyla noktalıyorum.

    --- spoiler ---
    mutluluğumun benden esirgenmesinden sonra öyle derin bir kedere boğuldum ki, uzaklaştım insanlardan, ıssız bir köşeye, acı gözyaşlarıyla toprağı ıslatmaya gittim. gözyaşım biraz diner dinmez de kimse duymadan ağlayıp sızlayabileceğim odama çekildim. ve orada, bu incelikli kadının yüreğinin yumuşaması için yalvarıp yakararak ve, "aşk, yardım et şu kuluna" diyerek, dayak yemiş küçücük bir çocuk gibi uyuyakaldım.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap