• galibiyet yabancılaştırıcı bir yolculuktur. insan evine kaybedince döner.

    cümlesinin geçtiği sınav.
  • akışı bozan cümleler o kadar akışı bozmuyordu ki ancak bu kadar akışı bozmayabilirdi.
  • ekşi sözlük yazarı olduğumu gözetmene söyleyince direkt 90'dan başlayacağımı söyledi. hadi hayırlısı.
  • geçen hafta görevli olduğum (bkz: 9 ağustos 2020 dgs)'nda kafada fes ile sınava girmeye çalışan biri olmuştu. beni çok uğraştırmıştı. polis zoru ile okuldan uzaklaştırıldı en sonunda. umarım bu sınavda görevli olduğum okulda böyle delilerle karşılaşmam.
  • pürtüklü semender gibiyim
  • hali hazırda sahip olduğum puanı yükseltmek adına girdiğim sınav.

    şimdi de içeriğiyle ilgili çeşitli ithamlarda bulunacağım.

    bu sınavın türkçe bölümü zor değildi. bu sınavın türkçe bölümü aptalcaydı. sözel bölümlerde saçma sapan şıklar vererek güya zorluk derecesi belirlemek zaten bir süredir ösym'nin imzası haline gelmiş durumda. burada "kitap okuyana türkçe kolay gelir" tarzı yorumlar olsa da kesinlikle bu yorumlara katılmıyorum. çocukluğumdan beri kitaplarla ziyadesiyle haşır neşir bir insanım. yıllar önce üniversite giriş sınavında, alanım olmamasına karşın sözelden türkiye derecesi de yaptım. akademik sebeplerle ve kişisel zevklerle zaten yıllarım okumakla geçti. bunun sözel yetenekle ya da yazılı metinlerle içli dışlı olmakla bir ilgisi yok.

    objektif değerlendirme vaat eden bir sınav söz konusuysa, soruların cevapları kişiden kişiye değişebilir özellikte olmamalı. örneğin "aşağıdaki cümlelerden hangisi cümlenin akışına göre boş bırakılan yere gelebilir?" tarzı bir soru sorduğunda, şıklardan 4 tanesi cümlenin akışına uygun olmamalı, 1 tanesiyse cümlenin akışına uygun olmalı. bu tarz bir sorunun şıkları, 1 tane uygun olmayan, 4 tane uygun olan şık yazılıp, bu 4 uygun olan şıktan bir tanesi tamamen soru yazarının öznel fikrince en uygun olarak benimsenip doğru cevap kabul edilerek oluşturulmamalı. şunu da ekleyeyim, muhtemelen sözel netim yüksek gelecek bu sınavdan; fakat bu demek değil ki bu sınav mantık çerçevesinde hazırlanmış bir sınavdı. yüksek net yapacak olmamın tek sebebi yıllardır ösym'nin sözel sorularını hazırlayanların aklından geçenleri aşağı yukarı tahmin edebilme yeteneği geliştirmiş olmam. bu seneler önce üniversite sınavında da böyleydi. arkadaşlar "bu soruyu nasıl yaptın?" diye sorduğunda "abi biliyorum şu iki şık da çok mantıklı ama eminim bu tipler bu şıkkı istiyorlar" şeklinde cevaplar verirdim. altıncı his geliştirdim anasını satayım. bu soruların cevap anahtarlarında allem edip kallem edip laf kalabalığıyla yanlış şıkların neden yanlış olduğunu açıklayacaklardır, onu da biliyorum. öte yandan fırsat verilse o şıkların neden doğru olduğunu, doğru kabul edilen şıkkın neden yanlış olduğunu yine bin dereden su getirerek açıklayacak bir sürü insan var. ikna etme turnuvası değil bu. kısacası objektif değerlendirme esaslı bir sınavda bu kadar muallak sorular sorulmaz.

    neyse. matematik çok kolaydı arkadaş ya. keşke sözelden başlayıp hayat enerjimi sömürtmeseydim de matematiğin tamamını yetiştirebilseydim. içime oturdu.
  • özürcü realistler miydi bir soru vardı beynimi orada bıraktığım sınav oldu.
  • su tüketimi sorusunda reklam yapan sucuyu görünce bir tek ben gülmüş olamam diye düşünüyorum..
  • sadece sayısal kısımdan sorumlu olsam bu sinavdan rahat 40 net yapar 10 türkçe karalarım. sadece sözelden sorumlu olsam 150 dakikada sözel çözer iki üç basit matematik sorusu yapar çıkarım.
    ama arkadaş bu kadar zor sözel sorulup üstüne bu kadar kolay sayısal sorulmaz.
    ayıp. aklim hâlâ matematik sorularında

    tanım; eşit ağırlıkçıların piç muamelesi gördüğü sınav.
  • sınavı kötü geçenlere gülümseme yogası destekli kahkaha terapisi verilir.
hesabın var mı? giriş yap