• ankara'nın çankaya semtinde, atakule nin hemen yanında olan, oldukça büyük ve güzel bir parktır.
  • bahar aylarinda, atakule'den karisik kumpir ve kola alinip agaclarin arasina yayilmasi zevkli olur.
  • atakuleden baktiginizda sehrin arasina sikismis bir park gibi gorunse de icinde agaclarla kapli bir kucuk golet bile bulunan, bir zamanlar o goletinin basinda softbluenightın boceklerinden en saskiniyla saatlerce sarki soyledigim ankara fazlasi park.
  • kar yağdı mı kartpostallık bir görüntü oluşturan ankaranın minyatür central parkı
  • cankaya yokuslarinin tepesinde olmasindan ve biraz cukur icinde oldugundan cok bilinmeyen bir park.. segmenler parki cadde karsisinda biraz daha asagida olup herkes gider oraya misal.. botanik parki ise agaclari ve cukurlugu sagolsun cevredeki binalari daha iyi saklar, insani daha bi izole eder; bu yuzden oldukca guzeldir..
  • macera filmi tadında bir gün geçirmemize sebebiyet vermiş park. çimlerin otların çalıların arasında saklana saklana yürüyen ilginç güvenlik görevlileri komik gelmişti ama köpeklerini sevdiğim dayıdan telsiz sesleri gelmesi üzerine -zaten köpekler için ısırır demişti dayı- yavaştan uzaklaştık mekandan. kolay kolay içki içirmiyolar bu parkta kısacası...

    (bkz: meclis parkı)
  • bursa cevre yolu üzerindeki isikli bir kavsaktan sapar sapmaz karsiniza cikan vaha. yolun* tüm stresini üzerinizden atmak icin birebir. içinde gercek iskenderin gerçek bir şubesi, beceren in avrupai bir lokantasi bir de galiba matbak adli osmanli lokantasindan olusan uc yemek merkezi ile bir otel barindiran bursadaki eski osmanli evlerinin replikasından olusan kompleks bir kompleks.
  • atakule'nin yanindaki bol ye$illikli park.
    http://www.wowturkey.com/…orum/viewtopic.php?t=4909
    hatta (bkz: ankara ot zirvesi)
  • ankara'nın en güzel tek parkıydı bir zamanlar. şimdiki viran halini görmek, eski günlerini hatırlayanların içini sızlatıyordur. çevre sokak girişi iğde ve ıhlamur ağaçlarıyla gölgelenmiştir. artık ne suyu ne de kocaman kırmızı balıklarının olduğu havuzunun kenarında çocukluğun en güzel günleri, ilk gençliğin en heyecanlı cumartesileri yaşanmıştır.

    12 eylül ile birlikte kapısı kapanmış, balıkları mahsur kalmış, çiçekleri terk edilmiş, serası metruk bir cam kafese dönüşmüş bir daha da kendini toparlayamamıştır. cinnah girişindeki cepleri otomobilli zevatın koklaşma yerine, çocuk parkının eklendiği kısım simitçi, helvacı, gazozcuların işgal ettiği mekâna dönüşse de, parkın içleri, aşağı tarafları hâlâ sessiz ve sakin birkaç saat geçirmenize izin veriyor.
  • ankara'daki yalnızlığımı şiirlere döktüğüm park. okul* çıkışı gider bir bankta oturur, kendimi kederlere salardım bu parkta. be çocuk ne diyim sana, daha hayatın baharındasın ne gerek var bu güzelim parkta kendini kasıp üzmeye, koyverip gitseydin ya, çiçekleri koklasaydın, çimlerde yuvarlansaydın...
hesabın var mı? giriş yap