love interest

• filmlerde birbirinden hoslanan ya da hali hazirda bir ask iliskisi icinde olan karakterlerin oldugu sey. misal, "tom's love interest in this movie is meg".
• "hoslandigim cocuk" demek yerine cok hos bir alternatif olusturan sirin sirin sirine tabir. konusurken kullanilir mi bilemiyorum, ama yazi olarak cok tatli duruyor bence. peki britanya fifisi miyim ben^*? illa ki, evet.
• her gün kullanmak istedigim kalip.
  
  sadece kendi kendine güzel bir olgu oldugundan diil, duydugumdan beri sürekli beynimi mesgul ediyor bu interest.
  
  "sevilen kisiye karsi duyulan ilgi" mi?
  "ilgi duyulan kisiye olan sevgi" mi?
  "sevginin faizi" mi? (ne demek oluyorsa bu?)
  
  yoksa bambaska bir sey mi? sürekli onu düsünesim geliyor, evet.
• belki aşk adayı olarak tercüme edilebilecek, hesapçı zihinleri yatıştırmaya, toy kalpleri uyuşturmaya yarayan tavşan boku tabirdir. yaklaşım olarak sıkıcı potential customer/prospect client terimlerine tıpkı 90ların hollywood filmlerindeki kariyer köpeği ile abaza kentli senaryoları kadar kardeştir. aşkın fizibiliteyle alakası olmadığını bilmeyen gafiller^*aşk adaylarına yönelik tedirgin hamlelerinin bilançoya etkisini öngörmeye çalışmakla vakit kaybederken aşk tırtılları ^* ses çıkarmaz, votka shot’larını bir defa daha tokuşturduktan sonra gülümseyerek denize, dans etmeye giderler.
  hakiki hadisenin etkisi ve seyri açısından crush daha uygun, diyor burnumdaki muzip kelebek.
• akla geldikce gülümseten kelime kombinasyonu.
  
  belki de "sevgisine ilgi duyulan kisi"dir diye düsündüm. belki.
• (bkz: love cliche)
• sunu fark ettim ki, aslinda cok fazla kurcalamaya gerek yok bu tabiri, bildigin ilgi odagi^*'ymis kendisi cünkü.
  
  (bu günkü) sarkisi da sudur iste:
  (bkz: ich sang die ganze zeit von dir)
  
  wikipedia da sunu demis hakkinda:
  http://en.wikipedia.org/wiki/love_interest
  
  böyle.
• bir gün interest'ini atip, "love"a dönüstügünde, "durum" kesinlestiginde, hakkinda söyleyecek pek bir sey kalmadigi görülür. ama bu da dünyanin en güzel durumudur zaten. anlatamamak, sadece izlemek, gülümsemek, huzur bulmak. mis.