nihayet
-
inha sözcüğünün arapça kökü haber vermek, kesinleştirmek, sona erdirmek anlamına geliyormuş. bunun bazı köken akrabaları nahiye, nihai ve nihayetmiş.
tartışmaya sürüklenen, kutsal öfke ve nihayetinde yenilgiye düşer, bu hazdır.
"sonraları ona** orman demeye başladı, çünkü kadim zamanlarda onu ormandan çıkış yolu şeklinde adlandırdıklarını öğrenmişti. bazı öğretmenlerin kendisine aktardıkları bilgileri dağa giden yol diye nitelediğini duyduğunda ise bu kez ona verdiği isim dağ oldu. nihayet, onu anlatış diye isimlendirip konuya son noktayı koydu." ursula k. le guin - the telling
"ölümün yokettiği bireyin kendisi de bir hiçse, kendini yönetme yeteneğinden ve kendi varlığından yoksunsa, o zaman yokediçi güç de -sanki heidegger'in hiçleştiren hiçlik formülünün fazla şakacı bir uygulaması gibi- bir hiç haline gelir. bireyin bir başkasıyla tümüyle değiştirilebilir oluşu, ölümünü de pratikte -ve mutlak bir küçümsemeyle- geri alınabilir bir adım haline getirir. (...) bir canlının toplumsal sistemin dışına çıkışına indirgenmekle ölüm nihayet evcilleştirilmiştir: ölmek, toplumsal mutlak'ın karşısında doğal organizmanın mutlak anlamsızlığını doğruluyordur sadece." theodor w. adorno- minima moralia
"dolayısıyla günümüzde nihayet amacına ulaşan havacılık da erken dönem erotik kökenlere sahiptir." sigmund freud - leonardo da vinci ve çocukluğundan bir anı
"hiçbir yerde yoktum ve nihayet kendimdim!" jean-paul sartre - les mots
(ilk giri tarihi: 11.8.2017)
(bkz: en nihayetinde)
(bkz: ilanihaye), inha, intiha, münteha, namütenahi, mütenahi, nihai
(bkz: sonunda)
(bkz: en olsa)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap