anhydra

• şarkıları öyle bir anlatıyor ki, çoğu kişinin aklına gelmeyecek bağlantıları kurup en doğru yere öyle bir yapıştırıyor ki onları, benim gibi türküyle de, türk sanat müziğiyle de ilgisi sıfıra yakın olan bir insana bile bu şarkıları merak ettirip dinletebilen, dahası, sevdirebilen yazar.
• çok önemli bir iş yapıyor sözlükte. müzikle ilgili yazdıkları değerli. özellikle türkülerle ilgili entarilerini çekip çıkarsak sözlükten, bir hayli eksik kalacak buralar. çünkü birçok türkünün başlığını açan o, kaynaklarını belirten o, bunlar yetmiyormuş gibi çeşitli yorumcuların linklerini incelikle ekleyen o. e daha ne olsun ki?
  bir şey daha var; mesajlarıyla bilgi paylaşımına devam ettiği gibi hatır sormayı ihmal etmeyen de o.
  var olsun hep. eksik olmasın.
• nick'ini her gördüğümde gözümün önünde uçsuz bucaksız mavilikler canlanıyor. deniz derya bir kalbi var, ondan herhalde...
  
  sakin ama içli akan berrak bir ırmak misali sesiyle söyleyip, durgun ama oturaklı bir göl kadar ağır yazıyor. bir görünüp bir kayboluyor, ama geçtiği her yere muhakkak bir iz nakşediyor, enginde yavaş yavaş...
  
  gülünün minesi hiç solmasın, her iki cihanda, su gibi aziz olsun.
• rakı masasında tavuk olmak seninle ^*
  keşke yalnız bunun için sevseydim seni
• sözlük mecrasında geçen dört yıllık maceradan sonra açıklıyorum: 'susuz nehir' anlamına gelir. bir ütopyanın ufak bir parçası. "bazı nehirler tükenmek için akar" ya hani.. öyle.
• kusura bakmasin ama cop bir yazı kaleme almış yazar. (bkz: #47434376)
  
  bahse konu yazının bazı kısımlarına katılsam da, büyük bir kısmında genelleyici bir biçimde bütün erkekler hatalı/suçlu gösterilmiş. sanki evlilik ve ilişkilerde kadınlar hiçbir hata yapmıyor, duygusal şiddet uygulamıyor, herhangi bir kusur işlemiyormuş gibi. tamamen pir-u pak gösterilmiş kadinlar. bir taraf şeytan, diğer taraf da melek değildir. insanın olduğu yerde hata ve yanlış vardır, ama bu insana özgüdür, cinsiyete özgü değil. "kocam bana yetmiyor" diyen kadınlar, eşimden sıkıldım deyip kocasını aldatan kadınlar yok mu? çocuğu yapıncaya kadar değer verip, çocuk dünyaya geldikten sonra ona köpek gibi davranan kadınlardan hiç mi yok(!) misal, eşimin cinsel performansı düşük diye boşanma davası açan bir kadın vardi gecen aylarda. kadınların yaptığı her olumsuz davranışı makul görüp, erkek yaptığı zaman linç etmek de sizin solipsist doğanızın bir gereği olsa gerek.
  
  kaldı ki, evlenmek istememek bir tercihtir. çeşitli nedenlerden dolayı evlenmek istemeyen adamlar için dünyada hızla yayılan bir akım vardır, bunun adı "mgtow" açılımı: men going their own way. bu akımın bir benzeri japonya’da herbivore man (otçul erkek) olarak bilinen ve kız arkadaş ve evlilik olayından kendilerini tamamen soyutlayan erkekler olarak uzun süredir vardır.
  
  ayrıca yazar bu konunun hukuksal boyutundan bihaber. bir gün dahi evli kalsa erkeğin nafaka ödemesi, (aldatan kadına nafaka ödeyen adamlar var) mal paylaşımı, tüm takıların kadının malı sayılması vs. bir çok yerleşik yargıtay kararı da mevcut. işin hukuksal ve ekonomik yönüne vurgu yapmamakla beraber tamamen erkeği suçlar nitelikte subjektif bir yazı kaleme almış. döktürmüş, ama içindeki kin ve nefreti. sonra da fazla tepki almamak icin genellemiyorum demis yalandan.
  
  hem bunları nereden biliyor merak ediyorum, ülkedeki her eve kamera sistemi falan mi döşemiş de istatistik kasıyor? "evden çıkarken yatağınızı toplamazsınız; patates kızartması ve omlet yapınca yemek yaptım sanırsınız; yemek yedikten sonra iki tabağı değil yıkamaya, bulaşık makinesine atmaya erinirsiniz; çay-kahve içtiğiniz bardağı olduğu yerde bırakırsınız, dibi katranlaşıp kahverengi olana kadar aklınıza gelmez; her gün duş alanla metroseksüel diye dalga geçer, haftada bir banyonun yolunu tutarsınız, kirli çamaşırlarınızla günlerce gezersiniz. ondan sonra, vay efendim..."
  
  melela ben yatağımı toplamadan dışarı çıkmam, ama kız kardeşimin yatağını topladığına hiç şahit olmadım, her gün en az bir kere duş alırım, bir iç çamaşırımı iki gün giydiğim sadece askerde oldu, o da 1-2 kere. erkekleri yemek yapmayi bilmemekle elestiriyor, ama bilmiyor ki dunyanin en iyi ascilari erkektir. neymis futboldan baska bir sey bilmezmisiz, oynarken de ayagimizi kirarmisiz(!) laf edeceğim diye de bu kadar aşağılama, bu kadar hakaret olmaz. sosyal cevresinde boyle erkekler gormus olabilir ancak bu tipleri genelleyerek nefret sucuna donusturmemesi gerekirdi. hem bunlarin erkeklerin evlenmek istememesiyle ne alakasi var? defaatle soyluyorum evlenmek istemeyen erkek de suclu degildir; cunku bu bir tercihtir. bu tercihe de kimse ses edemez. adam isterse evlenir, istemezse evlenmez. ısterse kaplumbaga ile birlikte yasar.
  
  edit: imla.
• sözde-uygarlık tarafından ast, geri, barbar ilan edilen ama aslında insani deneyimin en zengin yaşantılandığı insanlığın sözlü-uygarlık-geleneğinin günümüzdeki önde gelen sürdürücülerinden ve temsilcilerinden biri. şarkıyla ve şiirle yaşar, şarkıyla ve şiirle şakır, şarkıyla ve şiirle bakar, şarkıyla ve şiirle akar.
  
  yazılı geleneğe yönelik direngen mücadelesi, ekşi sözlük yazılı mecrasını söz sanatlarıyla çekip çevirme girişimiyle sürüp gitmektedir.
  
  ben onun yerinde olsam, bu kadar şefkatli ve yumuşak yaklaşmazdım; yazılı uygarlığın bütün kurumlarına yönelik bir dizi sözlü bomba saldırısının arlanmaz militanı olurdum. neyse ki hayatta onun gibiler var da bizim gibilerin koyultulmuş kötücül varlığının etkilerini törpülüyorlar.
• bir nehir.
  gölgesinde^* oturmuşum, rüzgar getirmiş biraz, biraz taş.
  ben öyle bakmışım, bakmışım.
  bakmayı sevmişim.
• yo yo yo, ezik ve yalniz degil, tango ve bordeux(sair burada bordeaux demek istiyor, gizli bir addendum gelir kendisinden, gosterisler, gosterislerrr) kendisi, hayir kesinlikle meslek secimi karmasasina da dusmemis, sinavda dokturmus, harika bir okulun harika bir bolumunu kazanip harika bir sirkette harika bir sekilde calisarak harika paralar kazanmis, siz bakmayin onun mutevaziligi abartan hallerine, ya bildigin kultur ve zeka fiskirtisi kendisi. (bkz: mal beyanı)
  
  (bkz: #28721888)
  (bkz: #28721687)
• suya götürür, susuz getirir, suya götürür..